Vizyondaki filmlerde bu hafta (2 Şubat 2018)

02.02.2018 00:41

2 Şubat 2018 haftasında 2’si yerli 7 yeni film izleyicilerle buluşuyor. 

Darkest Hour (En Karanlık Saat)

6 dalda Oscar adayı biyografik filmin yönetmeni Joe Wright. Başrolde Winston Churchill’i canlandıran usta oyuncu Gary Oldman, Altın Küre’den En İyi Erkek Oyuncu ödülü ile döndü. Kadroda Kristin Scott Thomas, Lily James, Ben Mendelsohn ve Stephen Dillane de bulunuyor. Filmde II. Dünya Savaşı'nın başlangıç yıllarındayız. Nazi Almanyası'nın korkunç bir tehditle tüm Avrupa'ya ve İngiltere'ye karabasan gibi çökmesinin ardından Büyük Britanya Başbakanı Neville Chamberlain (Ronald Pickup) görevinden ayrılmak durumunda kalmıştır. Yerine Winston Churchill'in (Gary Oldman) getirilmesine karar verilir. Görevi devralmasının hemen ardından Churchill'i çok zor kararlar beklemektedir: Hitler'le barış mı yapmalı, yoksa topyekün bir savaşta ülkesine liderlik mi etmelidir?

Three Billboards Outside Ebbing, Missouri

Altın Küre’de 4 ödülü sahibi ve 7 dalda Oscar’a aday filmin yönetmenlik koltuğunda Martin McDonagh oturuyor. Komedi ve dram unsurlarının harmanlandığı filmin oyuncu kadrosunda Frances McDormand, Woody Harrelson, Sam Rockwell, Caleb Landry Jones ve Lucas Hedges bulunuyor. Tecavüz edilip vahşice öldürülen kızı Angela'nın üzüntüsünü atlatmaya çalışan Mildred Hayes (Frances McDormand), kasabanın şerifi Bill Willoughby (Woody Harrelson) ile polislerin bu konuda gerekli adımları atmadığına inanmaktadır. Aylar geçmesine rağmen katille ilgili somut bir delile ulaşılmaması sonucu acılı anne oldukça farklı bir yöntem dener. Kasabanın çıkışındaki 3 büyük reklam panosunu kiralayan ve bunlara cinayetle ilgili şerifi suçlayan mesajlar yazdıran Hayes, vazgeçmesini isteyen herkese tek başına meydan okuyacaktır.

In the Fade (Paramparça)

Yönetmenliğini Fatih Akın’ın üstlendiği dram türündeki film, Altın Küre’de Yabancı Dilde En İyi Film ödülüne layık görüldü. Başroldeki Diane Kruger, filmdeki performansıyla geçtiğimiz yıl Cannes Film Festivali’nde ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülü aldı. Konusuna gelecek olursak; film neonaziler tarafından düzenlenen bir terör saldırısını ve bu saldırıda Kürt asıllı eşini ile oğlunu kaybeden Alman bir kadının hikayesini anlatıyor Hamburg'da yaşanan patlama, Katja'nın (Diane Kruger) hayatını paramparça etmiştir. Hapisteyken evlendiği, eskiden uyuşturucu tacirliği yapmış ancak hapisten sonra illegal işleri bırakmış eşi Nuri'yi (Numan Acar) ve oğlu Rocco'yu kaybetmesinin ardından uzun süre kendini toparlayamayan kadın, yas döneminden sonra intikam arayışına başlar.  

Cebimdeki Yabancı

Serra Yılmaz’ın ilk kez yönetmenlik koltuğuna oturduğu ve Ferzan Özpetek’in de yapımcılığını üstlendiği film, 2016’da ülkesinde gişe rekorları kıran İtalyan filmi Perfetti Sconosciuti’den uyarlanıyor: Uzun zamandır birbirleriyle görüşmeyen ama çok yakın olan yedi arkadaş bir ortamda toplanarak eski günleri anarlar. ''Birbirimizden saklayacak bir şeyimiz yok!'' diyerek bir oyun oynamaya karar verirler. Herkes cep telefonlarını çıkartarak masanın üstüne koyar. Alınan her kısa mesaj, e-posta ve telefon görüşmesinin içeriğini birbirleriyle paylaşmaya karar verirler. Herkes telefonundaki bütün bilgileri aktarır. Bütün sırlar paylaşılır, iyisi ile kotüsüyle anlatılır. Gizli bilgilerin açığa çıktığı saatler güzel başlasa da tüm gerçekler yüz üstüne çıkınca gecenin rengi değişmeye başlar. Aralarındaki denge yitirilir ve işler çığrından çıkar.

Foxtrot

Yönetmen Samuel Maoz, Eylül ayında dünya prömiyerini yapan, İsrail, Almanya, Fransa ortak yapımı Foxtrot ile 2017 Venedik Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü aldı. Tel Aviv'de yaşayan Michael (Lior Ashkenazi) ve Defne Feldmann (Sarah Adler) çiftinin, askerdeki oğulları Jonathan'ın ölüm haberini aldıktan sonra yaşadıkları, Jonathan'ın askere gidişinden önceki ve ölümünden sonraki aylardaki hayatları ile gencin askerdeki anıları filmde konu ediliyor. Michael ve Defne'nin, çocukları Jonathan ve Alma ile sade bir hayatları vardır. Jonathan'ın askerde olması, her an hayatta olup olmamasından ötürü duydukları şüphe ve endişe, Michael ve Defne’nin psikolojilerini çok etkilemiştir. Bir yanda Jonathan'ın askerde geçen zorlu günleri, diğer yanda ailenin kaygı dolu bekleyişi. Kader kavramını çarpıcı bir dille sorgulayan film, yönetmenin olağanüstü anlatımı ve sürprizlerle izleyenleri etkiliyor. 

Cin Çeşmesi

Yönetmenliğini Tuncer Gürbüz’ün üstlendiği gerilim – korku türündeki film, bu hafta vizyona giren yerli filmlerden biri olarak dikkat çekiyor. Oyuncu kadrosunda Mustafa Kaya, İlayda Özdoğan, Yavuz Çetin, Ece Baykal ve Yaşar Aydınlıoğlu yer alıyor. ‘Bir medyumun günlüğünden’ olan hikayeye göre, Raziye ve Kanber, sevdikleri insanlarla evlendirilmeyince yaşadıkları köydeki herkesi lanetlemiştir. Bunu da insan kılığına girme yeteneğine sahip tek cin kabilesi olan Kulyas cinleriyle anlaşarak başarmışlardır. Yıllarca bitmeyecek olan bu lanet beş yılda bir kurban verilmesini gerektirecek, köyden birçok insanın ölmesine neden olacaktır.

Isän Tyttö (Babasının Kızı)

Türkiye – Finlandiya ortak yapımı belgesel türündeki filmin senaryosu ve yönetmenliği Melisa Üneri’ye ait. Filmde de zaten kendi hikayesini anlatıyor. Türkiye'den göç etmiş bir babanın kızı olarak Finlandiya’da doğup büyüyen Melisa Üneri, son derece cana yakın ve neşeli bir kızdır. Film, yeni bir hayat kurmak için "manipülatif, baskıcı ve dominant" olarak nitelendirdiği babasından kurtulabileceği tek yer olan Türkiye’ye yerleşen bir genç kızın büyümesini ve başkaldırısını konu alan bir kara komedi. Ana fikri ise: "Bazen birisini sevmeye devam etmenin tek yolu araya mesafe koymaktır."