Rize’nin Portakallık Mahallesinde 1862 yılında doğan İpsiz Recep'in annesi Cemile, babası Hüseyin'dir. Emir oğullarından olan İpsiz Recep genç yaşında çalışmak için İstanbul'a gider.Yelkenli teknesiyle Boğaziçi'nde çalışmaya başlar.Cesareti, gözü pekliği ve ataklığı sayesinde "İpsiz" lakabını alır.Milli mücadele yıllarında göstermiş olduğu kahramanlıklarla milis yüzbaşı rütbesini alır.Karasu'da 1928 yılında ölür.İpsiz Recep huzuru temin edip çalışmaya başladığı zaman İstiklal Harbi patlar. Recep on beş arkadaşıyla birlikte İstanbul’dan ayrılıp Kefken Adası’na gelir. Arkadaşları ile birlikte dinlendikleri bir zamanda yabancı bandıralı bir geminin kendilerine doğru geldiğini fark eder. İyice yaklaştığı zaman geminin Fransız olduğu anlaşılır. On beş arkadaşı ile birlikte gemiyi çevirip teslim alırlar. Gemiyi Sakarya Nehrine kadar getirip zamanın Karasu Bucak müdürüne teslim ederler. Geminin arpa yüklü olduğu görülür. Bu hareketinden sonra İpsiz Recep Karasu’da karargah kurup Ankara ile irtibat sağlar. Ankara kendisine Milis Kuvvetleri Komutanlığı olarak Yüzbaşı rütbesi verir. Bundan sonra İpsiz Recep etrafında 1800-2000 kişi kadar genç toplar. İpsiz Recep'in Savunduğu Yerler Bu gençlerin katılması ile İpsiz Recep Karasu ve civarının savunmasını ele alır. İpsiz Recep dürüstlüğü ve mertliği sayesinde, etrafın taktirini toplayıp sözü geçen kişi durumuna gelmiş, halk kendisine "EMİCE" unvanı vermiştir. İpsiz Recep’in bu durumunu tespit eden Ankara emrine üç İstihbarat subayı vererek harp hali ve şekli üzerinde nasıl hareket edeceğine dair emirler göndermiştir. İpsiz Recep aldığı emir gereğince Karasu’ya saldırmak üzere hazırlık yapan Yunan ordusuna karşı taarruz’a geçerek Yunan kuvvetlerini püskürtmüş, bozguna uğrayan düşmanı takip ederek Geyve Boğazı, Bilecik, Eskişehir Milis kuvvetlerine katılarak püskürtmede başarı sağlamıştır.İstiklal savaşında gösterdiği başarıdan dolayı kendisine İstiklal Madalyası verilmiştir. İstiklal savaşında iç ve dış düşmanlara karşı milli duygularla dolu olarak saldıran bu konuda anlayış gösterenlerin yardımlarından yararlanan İpsiz Recep ve mahiyetindeki milliyetçiler amansız bir mücadele ile Yunan ve Çerkez Ethem kuvvetlerinin herhangi bir şekilde zarar vermelerine meydan vermemişlerdir. Düşman denizden bombalarla dağları dövmüşse de çıkarma yapma imkanı bulamamıştır. Karasu’da ilerleyemediği gibi çekilip bilinmeyen yönlere doğru gitmek zorunda kalmıştır.İstiklal savaşında her türlü zorluğa karşı mücadelesini sürdürüp Milli duygularının sesine uyarak fedakarlıktan çekinmeden başarı gösteren İpsiz Recep 1928 yılında Yenimahalle’deki evinde ölmüş ve vasiyeti üzerine şehir mezarlığına defnedilmiştir. Şehir mezarlığında heybetlice görünüşü ile göze çarpan mezarı İpsiz Recep’in kişiliğini tanıyan iyiliğini unutmayıp yardımı borç ve görev bilen Karasu’lular tarafından hizmeti ve kişiliğine yaraşır şekilde yaptırılmıştır.alıntıDiğer bir kaynaktan alıntı:Atatürk’ün “Recep Amca” diye hitap ettiği kahraman çeteci.İpsiz Recep’in Milli Mücadele’deki yeri çok önemliydi. Katılmasında en önemli rolü ise 23’ncü Fırka Kumandanı Atıf Bey oynamıştı. Binbaşı Tufan’ın 43’ncü Alayına bağlanan çete, gözünü budaktan esirgemeden savaşmıştı. Recep Reis ise bu mücadelede milis yüzbaşılığa kadar yükselecekti. Sakarya Nehri’nin Kandıra yakasında Yunanlılar, Karasu tarafında da Milli Kuvvetler bulunuyordu. Sakarya, Ereğli ve Boğaziçi’nde baskınlar yapıp silah ve cephaneye el koymakla kalmaz, düşmanı da yıpratırdı.Çetesine ilk katılan Mehmet Kaptan olmuştu. Rizeli Mehmet işgal İstanbul’unda düzenlediği bir baskın sırasında Çeşme Meydanı’nda İngilizler tarafından yakalanmış ve işkenceden geçmiş biriydi. Recep’in yanındakiler her geçen gün büyüyecek, işgalcilerin korkusu haline gelecekti.Çete her seferinde değişik baskın yöntemleri uyguluyordu. Bazen motorla Şile’ye geliyorlar, kara yolu ile Boğaziçi’ne gelip Küçükağız’da cephane yüklü Yunan gemilerini basıp tüm yükü Anadolu’ya sevk ediyorlardı. İpsiz Recep’le kader birliği yapanlardan Zekeriya Tiryakioğlu, Batum harekatını Murat Sertoğlu’na şöyle anlatmıştı:“Ben bombacıydım. İpsiz Recep’le birlikte bize Orek Tabyaları’nı ele geçirme emri verilmişti. Rus askerlerinin bu kadar karşı koyacağını sanmıyorduk. Batum önünde tam bir hafta savaştık. Sonunda Orek Tabyaları’nı ele geçirdik ve Türk bayrağını diktik.”Recep Reis Milli Mücadele’nin şanlı gemisi Alemdar’ın kurtarılmasında da yer almıştı. Çarkçıbaşı Osman Efendi şiddet gemiye ihtiyaç olduğunu biliyor ve gemiyi kaçırmaya karar veriyordu. Gemi personeli ile birlikte 23 Ocak 1921 gecesi yola çıktığında başarı şansları oldukça azdı. Uluca ile Çamlı arasında Fransız gambotuna yakalanmış ve Ereğli Limanı’na yakın olan Çobançeşme mevkiine sokmayı başarmışlardı. Baba Burnu’nda mevziilenen Recep Reis ve adamları yaylım ateşine başlıyor ve Fransız gambotunun iki ateş arasında kalmasını sağlıyordu. Mücadele 2 saat sürmüş ve Alemdar kurtarılmıştı.Mart 1921 ise İpsiz Recep’in düşman değil, dalgalara yenildiği tarihti. Kocaeli cephesine silah götürmek üzere yola çıkan İpsiz Recep, fırtınadan motorlarının arıza yapması üzerine İnebolu’ya çıkmak zorunda kalmıştı. İnebolular onu coşku içinde karşılıyordu. Bir hafta kalmış, kafile “Hicret”in onarılmasından sonra yola çıkmıştı. Kaymakam İsmail Hakkı Bey, Kastamonu Valiliği’ne durumu telgrafla bildiriyordu:Kocaeli cephesine sevk edilmek üzere hava muhalefetinden İnebolu’ye gelen Hicret motoru ile 51 kişilik Recep Reis ve çetesi motorlarını tamir ederek yola çıkmışlardırII. İnönü muharebesi sırasında bir Yunan taburu Sakarya’nın batısında Seyfiler’de karargah kurmuştu. Recep Reis ve birliği 29 Mart 1921’de gerçekleştirecek, Sakarya yakınındaki Boğaz bölgesine hücum eden bir başka Yunan taburuna geçit vermeyecekti. Recep Reis’in savunması 12 saat sürmüş, düşman kuvvetleri Boğaz hattını yarmak imkanını bulamamıştı. Bölgede savunma hattını iki hafta koruyan Recep Reis, daha sonra Kocaeli Grup Komutanlığı’nın 17 Nisan 1921 tarihli emri gereği, Sakarya bölgesinden hareketle Hendek-Sakarya üzerinden Çatalköprüler mevkiine gelmişti. Bu sırada Mürettep Kolordu Komutanı Kazım Bey, karargahını Düzce’den Gevye’ye nakletmişti ve hatıralarında Recep Reis’e de yer verecekti:“Kolordumuz 6 piyade taburu, 6 top ve 1 milli süvari alayından meydana geliyordu. İpsiz Recep’in milli müfrezesi de vardı (İpsiz Recep bu sıralarda 70 yaşını aşmıştı).Ali Fuat Paşa’nın da emrinde çalışmıştı. Abaza Seyit’i vurup, Keskin’de Yunan karargahını da basan oydu.Birliğin düzenli orduya katılışı ve 41’nci Alay’ın 3’üncü Taburu’nu teşkil edişi 8 Mayıs 1921 tarihini taşır. Düzenli orduya katılışında şüphesiz Muhittin Paşa’nın büyük etkisi olmuştu. Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı yayınlarından edinilen bilgilere göre Recep Reis 19 Ağustos 1921’de Kocaeli bölgesindedir.
Recep Reis ve Mustafa Kemal
Recep Reis savaş sonrası İstiklal Madalyası’na hak kazananlardan biriydi. Efradı ile birlikte Ankara’ya gelmiş ve bando ile karşılanmıştı. Ankara’da bir hafta kalmışlar ve Atatürk’ün iltifatlarına mazhar olmuşlardı. Atatürk:“Recep Reis bir daha harp olursa ne kadar kuvvetle gelirsin?” dediğinde şu cevabı vermişti: “Adamlarım dağıldı artık. Yanımda bir yeğenim var. Ne zaman emredersen atımı ve silahımı alır gelirim.”Atatürk Recep Reis’e 250 lira maaş bağlamıştı. Paradan başka her şeye önem veren Recep Reis, maaşını da Tayyare Cemiyeti’ne bağışlayacaktı. Kendisine verilen arazinin altı dönümünü bırakıp gerisini de etrafındakilere dağıtacaktı.Artık tek dostu topraktı. Silahını duvara asmış, toprağını bekliyordu. 35 numaralı ahşap evinde yanında sadece eşi Nadire vardı. 1928 yılı geldiğinde son aylarını yaşıyordu. Son gündoğumunu karşıladığında ihtimaldir ki yeniden doğuyordu.
Devamını Oku