Emir Kusturica Biyografi

Avrupa Sineması’nın ünlü yönetmenlerinden Kusturica, Balkan Kültürü’nü dünyaya tanıtan en büyük isimlerden biridir. Yönetmenliğini yaptığı neredeyse bütün filmleri Cannes ve Venedik Film Festival’lerinde defalarca ödül almıştır. 24 Kasım1954‘de Saraybosna‘da doğdu. Müslüman Bosnalı olmasına rağmen ailesinin kökeni Ortodoks Slavlıktan gelmeydi. Babası Murat diğer Yugaslavlar gibi komünistti. Babası Bosna-Hersek İstihbarat Bakanlığı’nda çalışmaktaydı. Emir ailenin tek erkek çocuğu idi ve arkadaş çevresi tasvip edilmiyordu. Bu nedenle yurtdışına, Prag‘a sinema eğitimi alması için gönderildi. 1978 yılında “Academy of Performing Arts“ı bitirdikten sonra Yugoslavya’da televizyon programlarında çalışmaya başladı. 1978 yılında “Nejeste Dolaze“, aynı yıl “Guernica” ve 1979‘da ise “Bife Titanik” adlı televizyon filmlerini çekti. 1981 yılında “Do You Remember Dolly Bell?” adlı filmi yaptıAynı yıl Venice Film Festivali‘nde ödül aldı. 1981‘den 1988 yılına kadar Saraybosna’da “Academy of Performing Arts“da ders verdi. Bir yandan da “Open Stage Obala“da sanat yönetmenliği yapıyordu. Filmlerini kendi dilinde yapmayı tercih ediyordu ancak uluslararası başarılar kazandıktan sonra ingilizce filmler de yapmaya başladı. 1985 yılında politik göndermeler içeren filmi “When Father Was Away on Business” adlı filmi çekti. Bu film ile Cannes Film Festivali‘nde ALTIN Palmiye Ödülü kazandı. Uluslararası başarısı 1989 yılında çektiği “Time Of The Gypsies” ile oldu. Yine kendi dilinde çektiği bu filmde sihirli bir atmosfer içinde çingene kültürünü işliyordu. Bu film ile de Cannes’da “En İyi Yönetmen Ödülü“nü aldı. Daha sonra görüntü yönetmeni Vilco Filac ve besteci Goran Bregovic ile Amerika’ya giderek 1993 yılında Johnyy Depp, Jerry Lewis, Faye Dunaway ve Lili Taylor‘un oynadığı “Arizona Dream” adlı filmi çekti. Orjinal dili ingilizce olan ilk filmiydi. Hayaller ve gerçekler arasındaki gidiş gelişlerin fantastik bir kurguyla anlatıldığı film ile Berlin Uluslararası Film Festivali‘nde “Jüri Özel Ödülü“nü aldı. Müziklerini Goran Bregovic ile Iggy Pop beraber yapmıştı. 1995 yılında onu üne kavuşturan filmlerden biri olan “The Underground” adlı filmi çekti. Cannes’da ikinci ALTIN Palmiye’yi bu film sayesinde aldı. Aynı filmin televizyon versiyonu olan “Bila Jednom Jedna Zemlja” adlı televizyon serisini çekti. 1998 yılına gelindiğinde “Black Cat, White Cat” adlı filmi yönetti. Bu film ile de Venedik Film Festivali‘nde “Gümüş Ayı” ödülünü almaya hak kazandı. Özellikle çingenelerin hayatları üzerine yapılmış filmleri ile Balkanların havasını dünya sinemasına kattı. 1988 yılında Colombia Üniversitesi‘nde sinema dersleri vermeye başladı. Yönetmenliğinin yanında “No Smoking Orchestra” adlı grupta bas gitarist olarak görev aldı. Grubun turnesinde yaptığı belgesel niteliğndeki çekimler ile “Super 8 Stories” adlı çalışmayı hazırladı. 2004 yılına kadar yeni bir çalışması olmayan Kusturica, aynı yıl “Life Is A Miracle” adlı filmi ile sinemaya döndü. Cannes Film Festivali’nde ödül alan bu film 1992 yılında Bosna’da hayatın çeşitli yönlerini anlatıyordu.

Devamını Oku

Yorumlar

TalhaKayra TalhaKayra Figuran 24 Kasım 2021, 12:32

Mutlu yıllar...

Seyir Gurmesi Seyir Gurmesi Dublör 4 Ocak 2021, 20:21

Çingeneler Zamanı ve Kara Kedi Ak Kedi dışındakiler boş.

unchained unchained Dublör 24 Kasım 2018, 16:58

Gnellikle Çingenelerin hayatını kamerasında alan, bol ödüllü bir yönetmendir. Kendisi büyük yönetmenler arasına adını yazdırmıştır fakat iyi filmlerinin 90'larda kaldığını düşünüyorum. 2000'lerde yaptığı filmler kalite olarak 90'larda yaptığı filmlerin altında kalmıştır. Fakat kendisinin de bir müzisyen olmasından mütevellit film müziklerinde kaliteyi hiç düşürmemiştir. Soundtrack alanında kaliteyi hep yüksekte tutan pek fazla yönetmen yoktur. Bu anlamda başarılıdır.

rorschachv1 rorschachv1 Profesyonel 24 Mart 2015, 15:30

Bazen bir oyuncunun, bir yönetmenin hatta bir müzisyenin tek bir performansı sizi ona hayran bırakır. Emir Kusturica'ya hayranlığım Yeraltı filminin bende bıraktığı ve uzun süre gitmeyecek olan etkidir.

canderas canderas Amatör 29 Ağustos 2013, 00:53

çok farklı bir mizah anlayışı var. bizim kültürümüzü çok yakın filmleri. Çingeneler zamanı, bana söz ver, kara kedi ak kedi hepsi çok güzel kendi içinde ritmi olan filmler. Bence bir emir kusturica filmi açın ve kendinizi müziğin ritmine kaptırın, bırakın yaşama sevinci içinize aksın.