Muhteşem bir gitar virtüözü o kadar duygusl ve içten çalıyorki insn su gibi akıp gidiyor çok severim kendisini öldüğü gün büyük yas tutmuştum büyük bir sanatçı..
Erken gittin Gary Moore, Blues severleri erkenden terk ettin. Her başarılı müzik adamı, blues adamı gibi sende erken gittin.
Still Got The Blues'dan öteye geçemeyen adam olarak seni de kaybettik. Şarkılarını bir türlü bitiremeyen, o soloları artık uzunca atacak birisi kalmadı.
Midnight Blues olsun, The Prophet olsun; en bilindik şarkısından da başarılıdır.
Super grup olarak bilinen Traveling Wilburys 'de (Dylan, Harrison) karşımıza çıkmıştır, Les Paul'unu konuşturmuştur.
Skid Row grubunda; psychedelic ve blues 'u beraber bizlere sunmuştur; tıpkı Janis Joplin, Jimi Hendrix gibi.
1952 yılında Kuzey İrlanda'nın Belfast şehrinde doğan Gary Moore, 16 yaşında Phil Lynott'la birlikte ilk önemli grubu Skid Row'u kurdu. Ancak kısa süre sonra Lynott kendi grubu Thin Lizzy'yi kurmak için ayrıldı. Grubun geri kalanı 1970'te Londra'ya giderek CBS Records ile anlaşma imzaladı. İki albüm yaptıktan sonra grup dağıldı ve 1973 yılında gitarist Gary Moore Band'ı kurdu.
Bu arada kısa bir süre Thin Lizzy ile birlikte çalıştı ve 1974'te Jon Hiseman'ın caz ağırlıklı Colosseum II isimli grubuna katıldı. John McLaughlin, Santana gibi devlerin de yer aldığı bu grupla iki albüm yaptıktan sonra, 1977'de eli sakatlanan gitarcı Brian Robertson'un yerine turnede çalmak üzere Thin Lizzy'ye katıldı.
Daha sonra gruptan ayrıldı, Colosseum II ile bir albüm yaptı ve 1978'de Robertson, Thin Lizzy'den ayrılınca onun yerine geçti.
Thin Lizzy ile “Black Rose” isimli albümü kaydetti. Bu arada ilk solo albümünü yayınladı. Thin Lizzy ile çıktığı turne sonrası Los Angeles'a giderek basta Willie Dee, vokalde Tony Newton ve davulda Mark Nausseef ile G-Force isimli yeni bir grup kurdu ve bir albüm yaptı. 1981'de Greg Lake Band'e katıldı.
1982 yılında solo kariyerine geri döndü. Bu kez ona vokalde Charlie Huhn, klavyede Tommy Eyre, basta Neil Murray ve davulda Ian Paice eşlik ediyordu. Farklı müzisyenlerin katılımı ile gitarcı, başarılı kariyerini 90'ların ortalarına kadar sürdürdü. 1994 yılında Cream elemanları Ginger Baker ve Jack Bruce ile BBM isimli bir yan projede yer aldı.
1995'te Fleetwood Mac gitarcısı Peter Green anısına “Bluesy for Green” isimli çalışmayı yayınladı.
1997 yılında “Dark Days in Paradise” isimli pop çizgisine yakın albümü çıkardı.
Gitarcı son olarak 1999'da “A Different Beat” ile çıkış yaptı.
Bu uzun süre içinde Santana, Ozzy Osbourne, John McLaughlin, Phil Lynott, Greg Lake, B.B. King, Albert King, Jean Luc-Ponty gibi birçok devle birlikte çalışan Gary Moore, rock gitarının en önemli ve başarılı temsilcilerinden biri oldu.
Hard rock, caz ve blues gibi birçok değişik türlerde örnekler verdi, birçok gitarcıyı etkiledi ve rock tarihine geçti.En bilinen çalışmalarından bazıları The Loner ve Still got the blues for you şarkılarıdır.
58 yaşındaki sanatçı 6 Şubat 2011'de İspanya tatilinde uyku sırasında geçirdiği kalp kriziyle hayatını kaybetti.
Yapılan testler sonucu ölüm nedeni yüksek alkol kullanımı sonucunda oluşan kalp krizi olarak açıklandı. Kanının her desilitresinde 380mg alkol bulundu. Bu tarz ölümlerde 30 omg den fazlası ölüm için yeterli olabiliyor ki bu da İngilterede sürücüler için izin verilen sınırın 95 katıymış. Uyuşturucu kullandığına dair ise bir ize rastlanmamıştı.Attığı sololarla insanın kulaklarının pasını alan, içini titreten sanatçıydı.
Hata Bildir
Puan Ver
Daha iyi bir deneyim için çalışıyoruz
Size daha iyi hizmet sunmak, kullanıcı deneyiminizi geliştirebilmek, içerik ve reklamları kişiselleştirmek için çerezlerden yararlanıyoruz. Sitemizdeki çerezlerle ilgili detaylı bilgi için Çerez Politikası'nı inceleyebilirsiniz.
Yorumlar (2)
Still Got The Blues'dan öteye geçemeyen adam olarak seni de kaybettik. Şarkılarını bir türlü bitiremeyen, o soloları artık uzunca atacak birisi kalmadı.
Midnight Blues olsun, The Prophet olsun; en bilindik şarkısından da başarılıdır.
Super grup olarak bilinen Traveling Wilburys 'de (Dylan, Harrison) karşımıza çıkmıştır, Les Paul'unu konuşturmuştur.
Skid Row grubunda; psychedelic ve blues 'u beraber bizlere sunmuştur; tıpkı Janis Joplin, Jimi Hendrix gibi.
Bu arada kısa bir süre Thin Lizzy ile birlikte çalıştı ve 1974'te Jon Hiseman'ın caz ağırlıklı Colosseum II isimli grubuna katıldı. John McLaughlin, Santana gibi devlerin de yer aldığı bu grupla iki albüm yaptıktan sonra, 1977'de eli sakatlanan gitarcı Brian Robertson'un yerine turnede çalmak üzere Thin Lizzy'ye katıldı.
Daha sonra gruptan ayrıldı, Colosseum II ile bir albüm yaptı ve 1978'de Robertson, Thin Lizzy'den ayrılınca onun yerine geçti.
Thin Lizzy ile “Black Rose” isimli albümü kaydetti. Bu arada ilk solo albümünü yayınladı. Thin Lizzy ile çıktığı turne sonrası Los Angeles'a giderek basta Willie Dee, vokalde Tony Newton ve davulda Mark Nausseef ile G-Force isimli yeni bir grup kurdu ve bir albüm yaptı. 1981'de Greg Lake Band'e katıldı.
1982 yılında solo kariyerine geri döndü. Bu kez ona vokalde Charlie Huhn, klavyede Tommy Eyre, basta Neil Murray ve davulda Ian Paice eşlik ediyordu. Farklı müzisyenlerin katılımı ile gitarcı, başarılı kariyerini 90'ların ortalarına kadar sürdürdü.
1994 yılında Cream elemanları Ginger Baker ve Jack Bruce ile BBM isimli bir yan projede yer aldı.
1995'te Fleetwood Mac gitarcısı Peter Green anısına “Bluesy for Green” isimli çalışmayı yayınladı.
1997 yılında “Dark Days in Paradise” isimli pop çizgisine yakın albümü çıkardı.
Gitarcı son olarak 1999'da “A Different Beat” ile çıkış yaptı.
Bu uzun süre içinde Santana, Ozzy Osbourne, John McLaughlin, Phil Lynott, Greg Lake, B.B. King, Albert King, Jean Luc-Ponty gibi birçok devle birlikte çalışan Gary Moore, rock gitarının en önemli ve başarılı temsilcilerinden biri oldu.
Hard rock, caz ve blues gibi birçok değişik türlerde örnekler verdi, birçok gitarcıyı etkiledi ve rock tarihine geçti.En bilinen çalışmalarından bazıları The Loner ve Still got the blues for you şarkılarıdır.
58 yaşındaki sanatçı 6 Şubat 2011'de İspanya tatilinde uyku sırasında geçirdiği kalp kriziyle hayatını kaybetti.
Yapılan testler sonucu ölüm nedeni yüksek alkol kullanımı sonucunda oluşan kalp krizi olarak açıklandı.
Kanının her desilitresinde 380mg alkol bulundu. Bu tarz ölümlerde 30 omg den fazlası ölüm için yeterli olabiliyor ki bu da İngilterede sürücüler için izin verilen sınırın 95 katıymış.
Uyuşturucu kullandığına dair ise bir ize rastlanmamıştı.Attığı sololarla insanın kulaklarının pasını alan, içini titreten sanatçıydı.