Cannes Film Festivali Bu Akşam Başlıyor, İşte, En Dikkat Çekici 12 Film!

Baz Luhrmann'ın rock 'n' roll'un nadide kralının gerçeküstü, payetli biyografisi, Austin Butler'ın canlandırdığı Elvis Presley'yi yıldız yapan performanslarına odaklanacak. Austin'e, Elvis'in ünlü menajeri Albay Tom Parker rolünde Tom Hanks eşlik ediyor. Histeri uyandıran müzikal sekanslarıyla izlerken yerimizde duramayacağız gibi görünüyor.

Ukraynalı film yapımcısı Sergei Loznitsa, WG Sebald'ın ikinci dünya savaşı sırasındaki hava bombardımanının dehşetiyle ilgili kitabına dayanan yeni belgeselinin özel bir gösterimi için Cannes'a geri döndü - bugün daha da çok yankı uyandıran bir konu.

Cannes'ın müdavimlerinden David Cronenberg, insanların transhümanizme uyum sağlamak zorunda olduğu bir geleceği konu alan kendi uzun vadeli senaryosuyla geri dönüyor: Evrim hızlanır, bedenler yeni organlar üretir ve insan kimlikleri bir değişim halindedir.

Michelle Williams, film yapımcısı Kelly Reichardt'ın düzenli başrol oyuncusu olma yolunda ilerliyor. Hayatı yeni bir gösteriyle alt üst olmak üzere olan heykeltıraş Lizzie'yi canlandıran Williams'a André 3000, Judd Hirsch ve Amanda Plummer eşlik ediyor.

Avrupalı ​​sinema ikonu Claire Denis, Peter Weir'in "The Year of Living Dangerously" filminden bir ipucu ve kendi sömürgeci ıstırabına ilişkin ana teması olan bir film getiriyor: Margaret Qualley ve Joe Alwyn, 1980'lerin Nikaragua'sında bir gazeteci ve iş adamı olarak rol alıyorlar.

Japon filmci Hirokazu Kore-eda'dan, Koreli yıldız Song Kang-ho ile bir araya geldiği, insanların istenmeyen yeni doğan bebekleri bırakabileceği “bebek kutuları” hakkında gerçek bir vakaya dayanan, yoğun bir duygusal drama. Yapım ayrıca yönetmenin ilk Korece filmi.

Mia Hansen-Løve'nin bu filminde, küçük bir kızı olan bekar anne Sandra rolünde Léa Seydoux, yaşlı babasına bakmak için doğru bir yer bulmaya çalışıyor. Eski bir arkadaşıyla karşılaşıp yoğun bir ilişkiye başladığı hikayenin temelinde ise, sınır tanımayan tutku yatıyor.

Tüm erkeklerin (Rory Kinnear tarafından canlandırılıyorlar) birbirine tuhaf bir şekilde benzediği ürkütücü bir İngiliz kırsalının huzursuzluğu: Alex Garland'ın bu korkunç filminde Jessie Buckley başrolde.

Polonyalı yönetmen Agnieszka Smoczyńska, İngiliz “sessiz ikizlerin” hikayesini üstleniyor. Letitia Wright ve Tamara Lawrance, birbirinden başka kimseyle konuşmayan, “yabancı sanat” romanları yazan, en sonunda ise kundakçılık ve hırsızlık için Broadmoor'a gönderilen tek yumurta ikizleri June ve Jennifer Gibbons'ı canlandırıyorlar.

Alice Winocour'un dramasında Virginie Efira, Paris'te bir bistroda terör saldırısına yakalanmış bir kadını canlandırıyor. Filmde, birkaç ay sonra, TSSB, amnezi ve parçalanmış hatıralarla boğuşan kadın, geçmişini yeniden inşa etmek için kararlı bir girişimde bulunur.

Cinayet soruşturmasının baş şüphelisine (Tang Wei) aşık olan bir dedektifi (Park Hae-il) izleyen bu ürkütücü gizem, Güney Koreli usta Park Chan-wook'un 2016'daki büyüleyici "Hizmetçi" filminden bu yana ilk sinema projesi. Bu yapımdan güçlü sinematografi, akıldan çıkmayan bir müzik, kaynayan cinsel gerilim ve bolca sürpriz bekleyebilirsiniz.

Ülkemizin başarılı yönetmenlerinden Emin Alper'in son filmi "Kurak Günler" festivalin "Belirli Bir Bakış" bölümünde gösterilecek. Selahattin Paşalı ve Ekin Koç'un başrolde olduğu film, kuraklıkla boğuşan bir kasabaya atanan başsavcı Emre, yerek gazetenin sahibi Murat'a yakınlaşır. Ama zamanla cinsel hüsran ve siyasi izolasyon arasında sıkışıp kalır.