"Kuzeyli" Hakkında Bilmeniz Gereken 10 Detay!
Bu yılın en beklenen filmlerinden "Kuzeyli" 22 Nisan Cuma vizyonda!
"The VVitch" ve "The Lighthouse" filmleriyle büyük beğeni kazanan ve gelecek projeleri için heyecan yaratan Robert Eggers bir Viking destanı ile dönüyor. Merakla beklediğimiz filmi izlemeden önce onunla ilgili ilginç detayları sizin için derledik.
Keyifli okumalar!
1. Filmin Konusu
Alexander Skarsgård’ın, 10. yüzyılda yaşayan bir Norveçli rolünde olduğu filmin konusu şöyle; genç Prens Amleth, amcası babasını (Ethan Hawke) acımasızca öldürüldüğünde ve annesini (Nicole Kidman) de kaçırdığında yetişkin bir erkek olmanın eşiğindedir. Ada krallığından kayıkla kaçan çocuk intikam yemini eder. Yirmi yıl sonra Amleth (Alexander Skarsgård), Slav köylerine akınlar yapan bir Viking savaşçısıdır. Bir kahin tarafından kendisine babasının intikamını almak, annesini kurtarmak ve amcasını öldürmek için ettiği yemini hatırlatılır. Bir köle gemisinde İzlanda’ya giden Amleth, köle bir Slav kadın olan Olga’nın (Anya Taylor-Joy) yardımıyla amcasının çiftliğine sızar ve yeminini yerine getirmek üzere harekete geçer.
2. Yönetmen Robert Eggers Başta Bir Viking Filmi Yapmayı Hiç İstememiş
“The VVitch” ve “The Lighthouse” filmleri ile herkesi heyecanlandıran yönetmen Robert Eggers için Viking filmi yapmak aslında hiç olası görünmüyormuş. Viking kültürüne eskiden hiç ilgili olmasığını söyleyen Eggers, “Ben bir Viking filmi yapmayı hiç istemedim. Vikinglerin hiçbir ilgi alanı olmayan, şiddetli, iri ve acımasız olduklarını düşünürdüm.Öte yandan karım İzlanda efsanelerini, Viking bilgilerinin olduğu saygın Orta Çağ hikayelerini severdi ve benim de seveceğimi bilirdi. Ama onun ısrarına rağmen bile bu muhteşem kitapların kapağını hiç açmamıştım.” diyor. Fakat 2015 yılında yaptıkları İzlanda seyahati her şeyi değiştirmiş. İskandinavya’nın büyülü atmosferi ve manzaraları Eggars’a ilham olmuş ve Viking kültürünü araştırmaya başlamış; “10. Yüzyılın ilk on küsur yılında İskandinavya’da gerçekten neler olduğunu öğrendim ve aynı zamanda yeniden yorumlamalara ve sonraki milenyumda Viking kültürüne yansıtılan doğru olmayan öğelere karşı da dikkatli oldum. Güzel sanatın, kültürel ve dinsel füzyonun, ileri teknolojinin, detaylı gelenekler ile ahlak ve adalet kurallarının oluşturduğu karmaşık ve bütün bir medeniyet buldum. Ama aynı zamanda aşırı şiddet ve boyun eğme ve sınır tanımayan korkunç intikam döngülerinin olduğu bir kültürdü. İnsanlık hiç değişmiyor gibi.”
Filmin başrol oyuncusu Alexander Skarsgård ile yediği bir öğle yemeği de projenin başlangıcı için ilk adım olmuş.
3. “Hamlet”e Esin Kaynağı Olmuş Viking Destanı
“Kuzeyli” filmi, küçümsenmiş ve sürüklenmiş genç bir adamın evrende bir rol modeli veya ebeveyni olmadan hayatına bir anlam kazandırmaya çalışan Amleth’in klasik ve zamansız hikayesine odaklanıyor. Biraz daha dikkatli baktığımızda çok ünlü bir eseri ve karakteri hatırlatıyor; William Shakespeare’in “Hamlet”i. Filmin yapımcısı ve başrol olan Alexander Skarsgård bu benzerliğin tesadüf olmadığını vurguluyor; “‘Hamlet,’ Amleth’in İskandinav efsanesinin başlıca etkilerinden ve seleflerinden biridir. Bizim yaptığımız filmde özünde budur. Eski Norveç mitolojilerini İzlanda efsanelerinin sade ve özlü bir dille anlatmak ve Amleth efsanesindeki doğaüstü unsurları korumak.”
Amleth’in kötü amcası Fjölnir’i canlandıran Claes Bang de orijinal Amleth hikayesini 12 yüzyıl Danimarka tarihi metni Saxo Grammaticus’tan biliyormuş, “Danimarka’da bu hikayeyi herkesin bilme nedeni Shakespeare’in hikayeyi ele alıp ‘Hamlet’e dönüştürmesidir. Daha sonra da ‘Aslan Kral’a dönüşmüş. Robert ve Sjón , gerçekleştiği dönemde ve çağda İzlanda’da geçen daha kanlı bir hikayeye dönüştürdü. Bang ayrıca ekliyor “Robert’ın bu projede yaptığı Shakespeare’in stratejisine benzer. Hikayeyi alıp Yunan tragedyası gibi psikolojik, felsefi ve varoluşçu yapıyor. Ama psikolojik unsur burada hikayeyi eylemleriyle uzlaşmaya çalışan Hamlet’in kafasının içine koyan Shakespeare’de olduğu gibi ön planda değil. Dış aksiyona daha çok odaklanan Robert ve Sjón, Kuzeyli’yi aksiyonun canlı olduğu bir intikam hikayesi sınıfına koydu.
4. 10. Yüzyılda Geçen Bir Hikaye
Eggers ve Sjón, “Kuzeyli” için Amleth efsanesini İzlanda efsanelerinden ve Norveç mitlerinden unsurlarla birleştirip 10. Yüzyılın başlarında geçen tamamen orijinal bir hikaye yaratmışlar. Eski İzlandaca (Eski Norveç dilinin bir lehçesi) yazılan ve 9., 10, ve 11. Yüzyıllarda geçen İzlanda aile efsaneleri, öncelikle yerel hayata odaklanan tarihi olaylara dayanan düz yazılardır. Buna karşın Amleth hikayesinin çıktığı destanlar, Orta Çağ romantizminden öğeler içeren, daha çok doğaüstü ve macera odaklı hikayelerdir.
İngiliz arkeoloji profesörü ve Viking döneminde sihir, büyücülük ve din konusunda uzman olan, aynı zamanda Kuzeyli’nin de danışmanı olan Neil Price şunları söylüyor; “Destanlar hala çoğunlukla Viking Çağı’nda geçer ama (daha çok evle ilgili olan) aile efsanelerinden çok daha süslüdür. Canavarlar, ejderhalar ve prensesleri kurtaran kahramanlar yer alır. Amleth hikayesi aile efsanelerinden çok destanlardan çıkmıştır. Senaristler de bu farkı anladı..”
Senaryo yazarları, 10. Yüzyılın başlangıcını tarihi bir dayanak noktası olarak kullanarak hikayeyi üç ana mekana ayırmışlar. Film Viking Çağı’nın ortasında, İskandinavların Kuzey Denizi’ne açıldığı ve İngiliz Adaları’nda ve Kuzey Atlantik’te yerleşmeye başladığı dönemden sonra başlıyor. Hikayenin giriş bölümü, Orkney ve Shetland Adaları civarında bir yerde, Hrafnsey adlı kurgu ada krallığında geçiyor. Amleth babasının tahtına geçmek üzere yetiştirilen genç bir çocuktur.
Price şunları söylüyor “Viking Çağı’nın bugüne kadar gördüğüm en kesin tasviri. Yapım öncesi, her şeyi hayata geçirirlerken setteydim ve çok güçlü buldum. Daha önce tarihi bir filmde detaylara bu kadar önem verildiğini hiç görmemiştim.
5. Alexander Skarsgård’ın Onu Vikinge Dönüştüren Süreci
Filmin yapımcısı da olan Alexander Skarsgård’ın filmde Amneth’i canlandıracağı da en başından belliymiş. Yönetmen Eggers da onun rol için harika bir oyuncu olduğunu düşünüyor “Fiziksel olarak bu rol için kusursuz biri. Vücudunu acımasız bir makineye dönüştürebilen 1.93 boyunda İskandinav bir oyuncu. Alex, Amleth’i canlandırırken tamamen kusursuzdu ve çok çalışarak bir Viking oldu.”
Skarsgård, araştırmalarla, çevrim içi eğitimlerle ve Viking kültürü, tarihi, mitolojisi hakkında çekimler öncesinde ve sırasında kaynak kitabı olan Children of Ash and Elm gibi kitaplar okuyarak kendini hazırlamış. Ayrıca İsveçli kişisel antrenör ve beslenme uzmanı Magnus Lygdback ile çalışarak kendini dönüştürmüş.
Skarsgard şunları söylüyor “Vikingler bazı insanların içlerinde bir hayvanın ruhunun yaşadığına ve belli durumlarda farklı şekillerde kendini gösterdiğine inanırmış. Kadınlar için genelde bir deniz yaratığı olurken erkekler için tilki, kurt veya ayı olurmuş. Ya da Amleth’in durumunda hem kurt hem ayı olan Beowulf. Slav köyüne yapılan büyük akında gücünü ve vahşiliğini ayıdan alırken çevikliğini ve kıvraklığı bir kurttan aldığını görüyoruz.”
6. Yıldız Oyuncu Kadrosu
Filmin oyuncu kadrosu adeta bir yıldızlar geçidi; Alexander Skarsgård’a Nicole Kidman, Ethan Hawke, William Defoe, Björk, Anya Taylor-Joy ve Cleas Bang eşlik ediyor.
Hem Eggers hem de Skarsgård, Kraliçe Gudrún’u Nicole Kidman’dan başkasının oynayamayacağı konusunda hemfikirlermiş. Anya Taylor-Joy birlikte kurtuluşları için Amleth’le ekip olan Slav kadın, Huş Ormanı’ndan Olga’yı oynamak için daha senaryo bile tamamlanmamışken hazırmış. Eggers ve Taylor-Joy kariyerlerine “The VVitch” ile başladıklarını da not düşelim.Danimarkalı oyuncu Claes Bang Amleth’in kötü amcası Fjölnir’in rolüne hemen ilgi duymuş. Filmin ilk 20 dakikasında öldürülen Kral Aurvandil rolü için Ethan Hawke, projeyle senaryonun dile olan benzersiz yaklaşımından dolayı ilgilenmiş. Soytarı Heimir rolünde Willem Dafoe, “Kuzeyli”de önemli bir rolü canlandırıyor. En son Lars Von Trier’in 2000 yılındaki müzikali “Karanlıkta Dans”ta rol alan müzisyen Björk, Kahin’i oynamak için film setlerine geri dönüyor. Linda Muir’in şatafatlı bir kostümünü giyen Björk, Amleth’e hayatta yolunu kaybettiğini kesin bir şekilde söylüyor. Eggers, kendisine her şeyden çok oyuncunun güçlü ve özgün benlik algısının ilham verdiğini söylüyor. “Björk, ve karakteri çok gerçek. Stili olan, sizi etkileyen başka karakterli ünlülerle de tanıştım ve yapmacık olduğu anlaşılıyor. Ama Björk’te gerçek olduğunu biliyorsunuz. Björk’ten başka kim mücevherlerle donatılmış bir kahini oynayabilirdi?”
7. Gemiler ve Silahlar İçin Tüm Tarihi Detaylar Düşünülmüş
Filmde kullanılan iki Viking gemisinden biri uzun bir kuyruğu olan uzun savaş gemisi langskip ve daha ağır bir ticaret gemisi olan ve Çek Cumhuriyeti’nde elde yapılan knörr imiş. Artık kullanılmayan bir okulda inşa edildikten sonra yapım departmanı Covid karantinası sırasında gemileri Avrupa’nın diğer ucuna taşınması gerekmiş. Gemilerdeki her şeyin özgün olması gerekmiş. Perçinlerin bir Viking akademisyeni tarafından onaylanmış; “Filmi izlerken farkı asla anlamayacaksınız.”
Knörr’ü İzlanda’ya götüren gemi kaptanı Volodymyr’i canlandıran Ralph Ineson şunları söylüyor; “Oyuncu olarak gemi yapımında özgünlüğe gösterilen özen gerçekten tarif edemeyeceğiniz şekilde yardımcı oluyor. Gemiyi hissetmek, ahşabı, halatları hissetmek dokunsal bir şekilde performansınıza yardımcı oluyor. Ama aynı zamanda korkutucu bir ortam da yarattı. Özellikle de geminin başında duran Anya Taylor-Joy’un Olga rolünde Rüzgar tanrılarına seslenişiyle.”
Kuzeyli’deki tüm silahlar da elde yapılmış ve tarihçiler aracılığıyla her karakterin taşıyacağı silahları ve neden taşıyacaklarını doğrulamış. Kılıçların, zırhların, baltaların boyutlarını araştırmak, silah kabzalarının ahşap tedariğinin döneme uygun olması sağlanmış. Müze düzeyinde replikalar yaratılmış.Birçok savaş sahnesi için metal silahların kopyaları kauçuktan, bambudan yapılarak güvenlik sağlanmış. Detaylı boya ileri bu maket silahların gerçek gibi görünmesini sağlamış. Tehlikeli sahneler koordinatörü C.C. Smiff savaş sahnelerini organize ederken Alexander Skarsgård gibi oyuncularla birlikte çalışarak, aksiyon sahnelerinde hareket özgünlüğüne, silahları, kalkanları, baltaları doğru taşıma biçimine odaklanmış.
8. Yönetmen Eggers, Tek Kamera Çekim Tekniğini Tercih Etmiş
“Kuzeyli,” Eggers’ın ilk aksiyon filmi. Normal şartlarda görüntü yönetmeni Jarin Blaschke’nin 35 mm kamera ekipmanına ve görüntü tarzına geniş alan bırakmasına olanak verecekmiş. Ama Eggers, ikilinin 13 yıl önce Edgar Allan Poe’Nun kısa hikayesine dayanan kısa filmleri “The Tell-Tale Heart”tan itibaren geliştirdikleri tek kamera yaklaşımına devam etmişler. “Kuzeyli,” koreografisi özenle yapılmış, yüzlerce oyuncunun yer aldığı, farklı ülkeleri, kültürleri, dinleri temsil eden birçok mekanda, köyde geçen bir aksiyon filmi olduğu için tek kamerayla çekme kararı kurguda daha az kesimle sonuçlanmış ve tartışmalı bir kararmış. Eggers şunları söylüyor “Jarin ve benim beğendiğim sinema hikayeleri basitlikle, doğrudan anlatan ve hikayelerini anlatmak için gerekli görüntüleri bulmaya çalışan yapımcıların yaptıkları filmlerdir. İnsanların neden birden çok kamerayla ve çok kapsamlı çekim yaptığını biliyorum. Çünkü diğer türlü yapmak zordur. Bu kadar çalışmayı tek kamera kullanarak planlama baskısı sinir bozucudur ve kesinlikle stüdyoya endişe verir.” Skarsgård için savaş sahnelerini çekmek tek kamera estetiğiyle daha büyük bir zorluğa neden olmuş. Çünkü aynı sahneyi birden çok kez çekmek zorunda kalan oyunculara ve dublörlere ihtiyaç olmuş. Oyuncu konuyla ilgili şunları söylüyor “O sahneleri çekmek zihinsel ve fiziksel olarak yorucuydu çünkü bazılarını 25 kere çekmek zorunda kaldık. Tekrar oynattığımızda tek bir şey bile olmadıysa tekrar tekrar yapmamız gerekiyordu. Umarız izleyiciler tek kamera yaklaşımında farklı bir şey hissedeceklerdir çünkü dövüş sahneleri daha akıcı ve bunun nedeni de daha az kesinti yapılmış olması. Daha sürükleyici ve sanki oradaymışsınız gibi gerçek.”
9. Filmde Tamamı Elde Dikilmiş 918 Ana Kostüm Var
Kostüm tasarımcı Linda Muir, “Kuzeyli”de farklı kültürleri, gelenekleri olan ve yüzlerce oyuncuyu kapsayan üç farklı sinematik dünya için kıyafet yapmakla görevlendirilmiş. Film ayrıca tasarımcının ilk kask ve zırh tasarlama deneyimi olmuş. “Sadece kostümlerin miktarı bile büyük bir işti. Kostüm süpervizörümüz rakamları topladı; 918 ayrı, elde dikilmiş ana kıyafet için 158 prova. Sadece Kraliçe Gudrún’ın aynı tasarımda her biri farklı amaçlara hizmet eden 20 uzun elbisesi vardı.
Muir, Viking dönemi hakkındaki detaylı araştırmasına, 870 yılı civarında İzlanda’ya yerleşen İskandinav kadınların ve erkeklerin hayatlarını ve eylemlerini anlatan Orta Çağ edebiyatına ait İzlandalıların efsanelerini okuyarak başlamış. “Ama efsaneler bizim baktığımız dönem olan 10. yüzyıldan 200 yıl kadar sonra yazılmış.” Sonuç olarak araştırmak istediği kostümler yer almıyormuş. “Viking dönem kıyafetleri araştırmadaki büyük sorun, bugüne kalan örneklerin parçalar olması. Tam olan tek bir kıyafet yok. Ayrıca döneme ait günlük olayların yazılı olduğu hiçbir kaynak yok. Çünkü 200 daha sözlü anlatım geleneği devam etmiş. Kıyafetlerin renkleri, tarzı, kumaş teknikleri bilinmiyor.”
Orta Çağ başına ait kıyafetlerin kesimi, yapımı hakkında kitaplara başvurduktan sonra Vikingleri yeniden canlandıran kıyafetler tasarlayan ve satan çevrimiçi siteleri incelemiş. Bu topluluktan fitilli ya da düz dokuma yünler ve başka kıyafetlerle aksesuarlar bulmuş.
Kapsamlı araştırma yaptıktan sonra 120 orijinal kostüm tasarımının yapımına başlamış. Kalabalıkların kostümleri Slav köylüler, Baltık köleler, hizmetkarlar ve üst ve alt tabakalardaki Viking erkekleri ve kadınları için kabaca 750 erkek kıyafeti ile 430 kadın kıyafeti gerekmiş.
Zırh tasarımcı Giampaolo Grassi ile birlikte çalışan Muir’in Kuzeyli’deki çalışmasında ana zırh tarzları için uzmanlığından dolayı Viking Çağı illüstratörü Andrew Cefalu’ya başvurmuş. Muir şunları söylüyor “Viking orduları genelde statüye göre giyinir. O yüzden çeşitli görünümler olmamız gerekiyordu. En alt rütbeli yaya askere minimum deri koruması verilirken daha yüksek statülü Vikingler detaylı, zincir zırhlı gömlekler ve metal kasklar kullanıyordu.”
Eggers, Kuzeyli’de kaskların duruşu konusunda da son derece kesin taleplerde bulunmuş. Muir’in ve kostüm ekibinin çalışmalarına eklemeler yapmış. “Sıkı oturmalarını istedi. Metal alınlıkları ya da maskeleri olan, göz açıklıkları olan ve burun korumasının uzunluğunun da kesin ve tam olmasını istedi.”
10. Film Müzikleri İçin Viking Dönemi Enstrümanları Kullanılmış
Eggers, Viking dönemi seslerine de hayat vermek için Robin Carolan ve Sebastian Gainsborough’nun kapısını çalmış.
Eggers film müziği için Viking Çağı’ndan enstrümanlar istemiş. Öncelikli olarak üflemeli ve telli enstrümanlarla Viking Çağı’nda İskandinav kültürleri arasındaki kullanımları konusunda tarihçilerin tartışmalarından dolayı ayrıcalıklı olarak davulları da istemiş. Carolan ve Gainsborough’ın at kılından yapılmış telleri olan Tagelharpa ile İzlanda zitheri olan langspil ve ahşaptan, kemikten ve hayvan boynuzundan borular gibi bilinmeyen enstrümanlar hakkında bilgi edinmeleri gerekmiş. Ayrıca, Viking dönemi müzikleri yeniden yaratma konusunda uzman olan Danimarkal müzikolog Poul Høxbro’a başvurulmuş. İkiliye bu geleneklerde yer alan uzman çalgıcıları ve sesleri de tanıştırmış.
Gainsborough şunları söylüyor “Başta kemanlardan ve çellolardan, son 500 yılda kullanılan her türlü enstrümandan kaçınacaktık. “Kuzeyli”nin kaba ve arkaik dokularından dolayı fazla iyi kusursuz olacak hiçbir şeyi istemedik. Viking dönemine olabildiğince yakın durduk.” Sonunda Viking enstrümanları senfonik telliler ve koro ile desteklenmiş. Carolan ve Gainsborough, hipnotize edici, yükseltici, heyecan verici ve çoğunlukla şiddetli bir müzik yapmış.