Andrei Tarkovsky Sinemasının En İyi Örnekleri
Sinemanın usta yönetmenlerinden Tarkovsky, yapımlarının üzerinden ne kadar zaman geçse de her zaman ilgi çekecek isimlerden bir tanesi. Bir başka usta yönetmen Ingmar Bergman’ın ‘’Tarkovsky, yönetmenlerin en iyisiydi...’’ dediği Rus yönetmenin filmlerini ‘’iyiden mükemmele’’ sıraladık. Duayen yönetmenin filmlerine ait detaylara buradan ulaşabilirsiniz, iyi seyirler!
1. Nostalghia (1983)
Tarkovsky’nin SSCB sınırları dışında çektiği ilk film olan Nostalghia, kendi ülkesine yabancılık çeken yazar Andrei’nin İtalya’ya doğru çıktığı bir yolculuğu anlatıyor. Belki de filmdeki Andrei karakteri ile kendisi arasında bir bağ kuran Tarkovsky, bu filmin çekimleri için İtalyan bir prodüksiyon şirketi ile birlikte çalışmıştı. Nostalghia, bir yol hikayesi gibi başlayıp sonrasında daha derin felsefi konulara değinen çok katmanlı bir yapım.
2. Ivan'ın Çocukluğu (1962)
Rus yönetmenin ilk filmi olan Ivan’s Childhood, 2. Dünya Savaşı sırasında geçen bir yapım. İlk filmi olmasına rağmen Tarkovsky, bu yapım ile birlikte geleneksellikten uzak tarzının temellerini atmayı başarmıştı. Ivan, savaşta bir keşif eri olarak çalışmaktadır. İşte bu görev için yaşadığı tehlikeli anlar, rüyalarından segmentler ile harmanlanarak filme geleneksel hikaye anlatım şablonu dışında bir hava katıyor. Ağır ve duygusal bir tonu olan bu filmin çıkması ile Tarkovsky tüm dünyaya, sinemada yeni bir duayenin olduğunu haber vermişti.
3. Kurban (1986)
Özellikle yer ve konu seçimi itibariyle Ingmar Bergman yapımları ile benzerlik gösteren bu filmde Tanrı ile bir anlaşma yapmaya çalışan bir adamın hikayesine ortak oluyoruz.The Sacrifice, Tarkovsky’nin son filmi olmasıyla ayrı bir öneme sahip. Üstelik Tarkovsky bu filmi çekerken akciğer kanserinden öleceğini biliyordu. Filmde de bu gerçekle ilgili çok fazla paralellik bulunuyor ve The Sacrifice’ı bu bilgi ile izlemek, bu yapıma daha derin bir anlam katıyor.
4. Stalker (1979)
Stalker, Tarkovsky sinemasının bugün bile en çok konuşulan filmlerinden bir tanesi. Bilim kurgu türünün sadece lazer silahları ve uzay gemilerinden oluşması gerekmediğini tüm dünyaya bu film ile kanıtlamıştı Tarkovsky. ‘’Bölge’’ olarak bilinen ve insanların içlerindenki ihtiyaç ve istekleri tatmin ettiği söylenen bir yere doğru yolculuğa çıkan üç adam - İz sürücü, yazar ve profesör - bu bölgenin içlerine doğru seyahatlerine devam ettikçe insanın varoluşu ile ilgili, cevabı kolayca verilemeyecek sorular ile karşılaşmaya başlarlar. İlginç manzara çekimleri ile bezeli bu film, birçok sinemaseverin izlediği ilk Tarkovsky filmi oluyor.
5. Ayna (1975)
Tarkovsky’nin filmleri arasında belki de en otobiyografik ve gerçek hayattan esinleneni olan Mirror, hayata nasıl anlam verdiğimizi keşfediyor. Hatıra, simge ve duyguların algı üzerindeki etkisini tartışan filmde, kırk yaşındaki bir adamın zihnine yolculuk ediyoruz. Ana karakteri sadece kısaca gördüğümüz bu film, İkinci Dünya Savaşı öncesinde, savaş sırasında ve savaş sonrasında geçen kısımlardan oluşuyor. Tarkovsky’nin alışılmışın dışında tarzının güzel bir örneği olan Mirror, aynı zamanda başarılı bir Sovyetler betimlemesi de yapıyor.
6. Solaris (1972)
Stanislaw Lem’in aynı isimli kitabından uyarlanan bu filmde, kendi bilincine sahip bir gezegene seyahat eden bir adamın iç yolculuğu ve bu ilginç yaşam formuyla olan etkileşimine ortak oluyoruz. Tipik uzay macerası filmlerinden oldukça farklı olan Solaris, uzaylılar ve aksiyon ile karşılaşmak isteyen bilim kurgu takipçileri için doğru bir tercih değil. Solaris, bunun yerine varoluş ve bilinç ile ilgili çok daha derin analizler içeren bir başyapıt.
7. Andrey Rublyov (1966)
Sovyetler’de dini temaları işlemesi nedeniyle uzun süre boyunca yasaklı kalan bu film, aynı zamanda Tarkovsky’nin en uzun çalışması. 15. yüzyılda geçen Andrei Rublev’de ünlü ikonograf ve ressamın hayatı; çalışmalarıyla değil, içinde yaşadığı dünya ile birlikte anlatılıyor. Destansı bir anlatım ile inanç, din ve değişim geçiren bir dünyayı anlatan film, Rus yönetmenin en etraflı ve tamamlanmış yapıtlarından biri olarak gösteriliyor.