2019 Oscar Tahminleri: En İyi Film

Marvel kurgusal evreninin siyahı kahramanı T'challa'nın (Chadwick Boseman) hükümdarlığını merkezine alan sinema filmi Black Panther, Marvel Sinematik Evreni'nin Oscar'a aday olması beklenen nadir filmlerinden biri. Machievelli'nin Prens adlı klasik kitabının mantalitesini senaryoya yediren derinlikli bir film olması açısıyla sadece bir süper kahraman filmi olmaktan öteye geçen ve Wakanda isimli krallığı iyi bir sinematografiyle seyirciye tanıtan filmin yönetmeniyse Ryan Coogler. Yönetmenin bir önceki filmi Creed de Oscar adaylığı ve Altın Küre ödülü bulunan bir film olmuştu. Film aynı zamanda konusu itibariyle tam bir modern ve live-action bir Aslan Kral hikayesi. 

Bir dram ve tarih filmi olan The Favourite de bu senenin Oscar adayı olması muhtemel yapımlarından. Başrollerinde Emma Stone, Rachel Weisz ve Nicholas Hoult'ın yer aldığı iğneleyici kraliyet filminin yönetmeniyse başarılı Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos. Film, 18. yüzyılda İngiltere'de hüküm süren Kraliçe Anne'in (Olivia Colman) sarayda yaşadığı entrikaları konu alıyor.  

Roma'yı listemizdeki diğer filmlerden ayıran en önemli özelliği, filmin baştan sona kadar siyah beyaz olarak çekilmiş olması. Roma, yönetmen Alfonso Cuarón'un 1960'larda ve 1970'lerde, Meksika'nın başkenti Meksiko'da büyüdüğü yıllarda bölgede yaşanan olayları anlatıyor. Orta sınıf bir ailenin evinde hizmetçilik yapan Cleo'yu merkezine alan filmde, aile evde yaşanan değişikliklerle boğuşurken, sokaklarda ise Meksika hükümetin desteklediği milisler ve öğrenci göstericiler arasındaki büyük çatışmalar yaşanıyor. Roma, Venedik Film Festivali'nde prömiyer yapıp Altın Ayı Ödülü'nü kucakladı bile!

Whiplash ve La La Land filmleriyle adından sıkça bahsettiren genç yönetmen Damien Chazelle'in son bombası: başrollerinde Ryan Gosling ve Claire Foy'un yer aldığı Ay'da İlk İnsan (First Man). Büyük ihtimalle 2019 Oscar Ödülleri'nin iddialı filmlerinden biri olacak olan First Man, Ay'a ilk kez ayak basan insan olan Neil Armstrong'un azim dolu öyküsünü konu alıyor. Çekimleri, müzikleri ve oyunculuklarıyla tam Oscar'a layık bir film!

Bir Spike Lee filmi olan BlacKkKlansman, dilimize 'Karanlıkla Karşı Karşıya' olarak çevrildi. Irkçılığın yaygın olduğu 1970 yıllarında geçen filmde, Afrika kökenli Ron Stallworth rolüyle John David Washington'u izliyoruz. Colorado Springs polis merkezindeki ilk siyahi memur olmayı başaran Ron, henüz işe yeni başlamasına rağmen birçok işin üstesinden gelecektir. Dram, suç ve gerilimle komediyi harmanlayan filmin senaryosu ise yine Spike Lee'ye ait. Gerçek bir hikayeden beyaz perdeye uyarlanan hikayesiyle BlacKkKlansman, Cannes Film Festivali'nde de övgülere doymuştu.

2017'nin çok konuşulan ve En İyi Film Oscar'ını kucaklayan filmi Moonlight'ın yönetmeni Barry Jenkins'ten bir başka çok konuşulacak film daha. If Beale Could Talk'ın 91. Oscar Ödülleri'nde "Senenin Siyahi Ödül Avcısı" olması bekleniyor. Aşık olduğu adamın masumiyetini savunan genç bir kadının dram dolu öyküsünü anlatan film, James Baldwin'in 1974 tarihli kitabından beyaz perdeye uyarlanmış. 

Leave No Trace, 2018'in çok konuşulan yapımlarından bir başkası. Yönetmen Debra Granik'in 2010 yapımı, Sundance'den ödüllü filmi Winter's Bone'dan bu yana ilk büyük bütçeli filmi. Gerçek bir öyküden uyarlanan film, doğa ve medeniyet ikileminde kalmış bir baba ve kızın hikayesine odaklanıyor. Şimdiden Cannes Film Festivali'nde övgüler almış olan film, ismiyle de vermek istediği mesajı anlamlı hale getiriyor ve insanın doğada bıraktığı geri döndürülemez izlere dikkat çekiyor. 

Peter Farrelly'nin yönettiği ve senaryosunun Nick Vallelonga ve Brian Hayes Currie'ye ait olduğu film, Amerikalı siyahilerin eşitlik mücadelesi verdiği 1960'lı yılları konu alıyor. Piyanist Don Shirley (Mahershala Ali), Güney eyaletlerinde yapacağı turnede ona eşlik edecek olan şoförü Tony (Viggo Mortensen)'nin düşüncelerini neredeyse tamamen değiştirecektir. Tony, Don Shirley'le tanışmadan önce, Afrika kökenlilere karşı önyargılı ve şiddete eğilimli biridir. Green Book, Toronto Film Festivali'nde Seyirci Ödülü'nü kazandı ve Oscar'a büyük oynuyor. 

Başrollerinde Lady Gaga, Bradley Cooper ve Sam Elliott gibi ünlü isimlerin yer aldığı film, bir zamanların meşhur country şarkıcısı Jackson Maine'in (Bradley Cooper) kariyerinde yaşadığı düşüş dönemini ve o dönemde tanıştığı Ally'nin (Lady Gaga) tanınmasına aracı oluşunu konu alıyor. A Star Is Born'un yönetmeni, senaristi ve yapımcısı da filmin başrol oyuncusu Bradley Cooper. Film hakkında çıkan haberlere göre, Lady Gaga'dan önce filmin başrolünde Beyoncé'nin oynayacağı duyurulmuştu. 

Beş acımasız adam tarafından ölesiye dövüldükten sonra 9 gün komada kalan fotoğrafçı Mark Hogancamp'in (Steve Carell) gerçek hayattan uyarlanan hikayesini anlatan filmde, Hogancamp beyninden hasar görür ve terapi için minyatür figürlerden oluşan büyük bir 2. Dünya Savaşı canlandırması oluşturur. Oscar ödüllü yönetmen Robert Zemeckis'in yönettiği film, hayal etmenin önemini vurguluyor.