İzledikten Sonra Hayatın Anlamını Sorgulamanız Muhtemel En İyi 10 Felsefi Film

Bir Rüya İçin Ağıt, Siyah Kuğu ve Anne! gibi derinlikli filmlerin yönetmeni Darren Aronofsky’nin gözünden çıkma önemli bir film daha! Sonsuz aşkın peşinde olan üç farklı zamana ait adamın yolları büyüleyici bir şekilde kesişirken biz izleyicilere ancak durup biraz düşünmek ve Aronofsky’nin dehasına saygı duymak düşüyor. Kaynak'ın başrollerindeyse Rachel Weisz ve Hugh Jackman yer alıyor. 

Ridley Scott’ın bilim kurgu şaheseri Blade Runner, çekildiği yıllarda yalnızca karanlık bir distopyayken, teknolojinin oldukça geliştiği günümüzde olabileceklere dair daha çok ipucu veren bir film olarak değerlendiriliyor. Hem derinliği hem de görsel efektleriyle tam bir başyapıt olan filmin başrollerindeyse Harrison Ford, Rutger Hauer ve Sean Young gibi isimler yer alıyor. 

Başrolünde Jim Carrey’nin unutulmaz bir performans sergilediği derinlikli film The Truman Show senelerdir üstüne konuşulan filmlerden biri ve hatta filmdeki gerçeklik sorgusu modern psikoloji literatürüne hayatını bir sahnede yaşıyor ve kameralarla izleniyor gibi hissetme ruh halini karşılar şekilde “The Truman Show delüzyonu/sanrısı” olarak geçti. 

Ünlü Alman siyaset bilimci Hannah Arendt’in Yahudi soykırımı üzerinden kötülüğün nedenlerine eğildiği ve kötülüğün sıradanlaştığını savunduğu düşünceleriyle dolu biyografik bir film olan Hannah Arendt’in yönetmeni Margarethe Von Trotta, başrol oyuncusuysa Janet McTeer.

Yönetmen koltuğunda Matrix’i sinema dünyasına kazandıran Lana ve Lilly Wachowski kardeşlere Tom Tykwer’in de eşlik ettiği aklın sınırlarını zorlayan spiritüel film Bulut Atlası’nın kadrosundaysa Tom Hanks, Halle Berry, Jim Broadbent, Hugo Weaving ve Jim Sturgess gibi birçok ünlü isim yer alıyor. Film, geçmişin, şimdinin ve geleceğin birbiriyle bağlantılı olduğunu ve yaşadığımız hayatların bize ait olmadığını anlatıyor. 

Hayatı sorgulatan birçok filme imza atmış ünlü Danimarkalı yönetmen Lars Von Trier filmi Dogville’in başrollerindeyse Nicole Kidman, Paul Bettany ve Patricia Clarkson yer alıyor. Bir sistem eleştirisi olan Dogville, 1930'ların Amerika'sında geçiyor ve yabancılaşma teması üzerinde duruyor. 

Hayatın olasılıklarla dolu fakat bir kez seçim yaptığımızda da diğer bir yolu seçseydik neler olabileceğini bilemediğimiz belirli bir sürede aktığı gerçeğinden yola çıkarak “Ya aynı anda sonsuz olasılığı yaşayabiliyor olsaydık?”ı sorgulayan bir baş yapıt. Bay Hiçkimse’yi bir kez izleyince artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Başrollerinde Jared Leto, Diane Kruger gibi isimlerin yer aldığı filmi, filmin yönetmeni Jaco van Dormael şöyle özetliyor: "Herkesin karşılaşabileceği sonsuz olasılıklar hakkında gerçekten de yüksek bütçeli deneysel bir film."

Başrollerinde Ethan Hawke, Uma Thurman ve Jude Law’ın yer aldığı bilim kurgu filmi Gatttaca’nın yönetmeniyse Andrew Niccol. Bilim ve teknolojinin iyiden iyiye geliştiği bir çağda oldukça üstün yeteneklerle donatılmış insanlar üretilebiliyordur ve bir önceki jenerasyonun en başarılı sayılanları bile kabiliyetlerine uygun işler bulmakta zorlanmaktadır. Filmi izledikten sonra "Genetik üstünlük sosyal zekanın yerini tutabilir mi?", "Hayatta kalmak adına aslolan teknik veya bilişsel kabiliyetler midir?" gibi sorularla uzaklara dalacaksınız.

Önce dijital kamerayla çekilip bilgisayara aktarıldıktan sonra animasyonlaştırılan film, yağlı boya tablolarını andırıyor. Düşsel temasıyla uyumlu görselliği ve rüya ve gerçek hayat arasındaki çizgiyi bulmaya çalışan ve insana beyin jimnastiği yaptıran senaryosuyla Waking Life, oldukça özgün bir felsefi film. Filmin yönetmeniyse Before Sunrise, Before Sunset ve Before Midnight üçlemesinden oluşan serinin de yönetmeni olan Richard Linklater.

Teknolojinin ve zamana insan eliyle yapılan müdahalelerin yaratabileceği karanlık bir distopyayı resmeden bilim kurgu filmi 13. Kat’ın başrollerinde Craig Bierko, Armin Mueller-Stahl, Gretchen Mol gibi isimler yer alıyor. Filmin yönetmeniyse Josef Rusnak.