90'ların En İyi Vampir Filmleri!

Gerçekçi ve sert bir New York City atmosferinde geçen hikâyede, alkolik Sam, modern bir succubus ile karşılaşır. Bu gizemli varlık, onu işaretleyerek iradesini kontrol altına alır. Dünyası yavaş yavaş çözülmeye başladıkça, Sam neler olduğunu anlamaya başlar ve bu durumdan nasıl kurtulacağını bulmak zorunda kalır.

Karmina 140 yaşında genç bir vampirdir.. Evleneceği gün Transilvanya'dan kaçar ve Amerika'ya gelir.. Burada teyzesi Esmeralda'yı bulur ve onun ilginç yaşantısı ilgisini çeker.

Gecko biraderler, rüzgarı arkalarına alıp Meksika’nın özgür ortamına doğru bir yolculuğa çıkarlar. Texas’ta sıkı bir soygun yaptıklarından dolayı, ne olur ne olmaz diye bir rahip ve ailesini de yanlarında rehin olarak bulundururlar. Buluşma için bir Meksika barının kapısını aşındırdıklarında başlarına geleceklerden habersizdirler. Mekan kesinlikle vampirlerin içeri alınmadığı barlardan değildir.

Kathleen üniversitede felsefe okumaktadır. Bir gün okul çıkışı evine dönerken dişi bir vampir tarafindan ısırılır ve olaylar gelişir. Alışılagelmiş vampir filmlerinin çok ötesindeki çizgisi, insanın içinde barındırdığı kötülük ve şiddete sunduğu felsefik bakış açısı ve yarattığı sıradışı atmosferle, türünün en güzel örneğidir. Burroughsdan Danteye kadar uzanan entellektuel açılımıyla kafaları yorarken, döneminin New York bağımsız sinema anlayışından da fazlasıyla nasibini almıştır.Ayrıca bol kanlı bir film olarak siyah beyaz çekilmiş olması da bu filme ayrı bir özgünlük katar.

Genç bir avukat olan Jonathan Harker, görevi gereği Doğu Avrupa'da küçük gizemli bir kasabaya gelir. Burada ölümsüz vampir Drakula tarafından kaçırılan Harker, onunla birlikte Londra'ya gitmek zorunda kalır. Drakula, Harker'ın nişanlısı Mina'nın fotoğrafını görerek etkilenmiş ve genç kızı ele geçirmek istemektedir. Önce Mina'nın yakın arkadaşı Lucy'i ele geçiren Drakula'ya karşı Lucy ve arkadaşları direnmeye çalışacaklardır.

Antikacı dükkanı işletmekte olan Jesus Gris tesadüfen, 450 yıl önce bir simyacı tarafından icat edilmiş mekanik bir kapsül bulur. Filmde, yapıştığı kişiye gençlik ve güç aşılayan, örümcek şeklinde olan bu altın kapsülün aynı zamanda insan kanı içilmeden bastırılamayan bir açlık getirdiğini de farkeden Gris’in insandan vampire dönüşme süreci anlatılır. İçinde bulunduğu karışık durumdan çıkış yolu bulamayan Gris’in vücudundaki kapsülün peşinde olan başkalarının da olduğunu öğrenmesi uzun sürmeyecektir.

Yıl 1791. New Orleans'ta yaşayan Louis karısını kaybetmiş olmanın üzüntüsüyle, yaşama sevincini kaybetmiştir. Lestat adındaki bir vampir, ona gecelerin yaratığı, yani bir vampir olmasını önerir. Louis bu öneriyi kabul eder.   Lestat, Louis'in ölümcül kanını akıtarak onu da bir vampire dönüştürür. Ancak Louis, vampirliğe alışamaz. Açlığını gidermek zorundadır ama insanları öldürmek istemez. Ona, vampirliği Lestat öğretecektir.

Vampirlerle dövüşmek ve onları öldürmek için seçilmiş bir ponpon kızın maceraları.

Vampirler her geçen gün çoğalmaktadır ve insnlara saldırmaktadır. yine bir gün olağan saldırılarında hamile bir bayana saldırılar. saldırı sonucu kadın ölür ama çocuğu dünyaya gelir. yarı insan yarı vampir olan bu çocuk ilerde tüm vampirlere savaş açacak bir süper kahraman olacaktır.   Yarı insan olmasından olayı güneş ışığından etkilenmeyen blade tüm vampirlerin korkulu rüyası olacaktır.

Bir vampir ailesi, New York'ta babalarının ölümüyle başa çıkmaya çalışırken, Van Helsing ve yeğeni tarafından takip edilmektedir. Aşk ve yıkım, bu modern vampir hikâyesinde çarpışıyor.