"Alacakaranlık" Karakterlerinin En Unutulmaz Sahneleri

Alacakaranlık Efsanesi: Tutulma (2010) - Nikki Reed

Bu sahne serinin en karanlık sahnelerinden biri olmasına rağmen, Rosalie durumu daha güçlü bir şekilde hafifletmekten çekinmiyor. Acımasızca saldırıya uğrayıp ölüme terk edildiği anı anlatırken, vampir olduktan sonra aldığı tatlı intikamı da ortaya koyuyor.

İzleyiciler, Rosalie'yi gelinliğini giymiş ve taptaze kırmızı gözleriyle gördüğünde, onun ne kadar güçlü biri olduğunu anlıyorlar—özellikle de "O zamanlar biraz tiyatraldim." dediğinde. Bu kesinlikle karakteri hakkında çok şey anlatan ikonik bir sahneydi.

Alacakaranlık (2008) - Kristen Stewart

Pek çok kişi, bir insanın bir vampiri tek başına ormana sürüklemesinin sorgulanabilir olduğunu düşünüyor. Ancak bu, ikonik Bella Swan'ın ta kendisi. Hikaye boyunca "tehlike mıknatısı" olarak nitelendirilen Bella, tam da bunu yapıyor.

Bu sahnenin asıl ikonik kısmı, Edward’ın Bella’ya ondan korkup korkmadığını sorduğu an. Bella'nın "hayır" cevabı ise sessiz ama cesur bir meydan okuma niteliğinde. Edward’ın onu korkutma girişimlerine karşı sakin bir şekilde direnen Bella, işte tam da burada kendisini unutulmaz bir karakter olarak kanıtlıyor.

Alacakaranlık (2008) - Robert Pattinson

Bella, onu Forks Lisesi'nin yakınındaki ormana sürükledikten sonra, Edward ona gerçekten korku hissettirmek için inisiyatif alıyor. Burada asıl ikonik olan şey, Edward'ın Bella'yı korkutmak için çaresizce bir ağaç dalını fırlatıp "imkansız bir hızla" koşması.

"Benimle yarışabileceğini mi sanıyorsun? Beni alt edebileceğini mi sanıyorsun? Ben öldürmek için tasarlandım," dediği bu tuhaf ama unutulmaz an, Edward’ın gerçek doğasını tam anlamıyla ortaya koyduğu bir sahne. Ancak, birkaç saniye sonra güneş ışığında parlaması, bu ikonik sahnenin zirve noktası oluyor. Ormandaki bu sahne, Edward’ın en unutulmaz anı ve hikayenin geri kalanında kim olduğunu resmen önceden haber veriyor.

Alacakaranlık Efsanesi: Tutulma (2010) - Taylor Lautner

Jacob, kaslı bir vücuda sahip, sevimli ama fevri bir kurt adam genci olarak "Team Jacob" hayranlarının gözdesi. Sayısız üstsüz sahnesi, serinin en büyük favorilerinden biri ve bu sahnelerden biri de onu bir ikon olarak belirliyor.

"Alacakaranlık Efsanesi: Tutulma" filminde, Jacob, Bella’yı Edward’dan alıp onunla takılmak için buluşuyor. Arabasına yaslanmış rahat bir şekilde beklerken, Edward ona "Onun hiç tişörtü yok mu?" diye sesleniyor. Bella’nın ona doğru gelmesini beklerken Jacob’ın umursamaz ifadesi her şeyi anlatıyor. Bu kısa ama komik an, Jacob'ı üstsüzlerin simgesi haline getiriyor.

Alacakaranlık Efsanesi: Tutulma (2010) - Jackson Rathbone

Kitaplara aşina olmayan izleyiciler, Jasper’ın geçmişini tam olarak "Alacakaranlık Efsanesi: Tutulma"da, onun Cullenlar ve kurtları yeni doğan vampirlerle savaşmaları için eğittiği sahneye kadar anlayamazlar.  

Jasper, savaş eğitimi sahnesinin tamamını yönetir ve diğerlerine ne beklemeleri gerektiğini ve en etkili şekilde nasıl savaşacaklarını öğretir. İzleyiciler, bu sahnede Jasper’ı kitaplarda tanıtıldığı gibi askeri geçmişe sahip bir vampir olarak tanımaya başlarlar.

Alacakaranlık (2008) - Kellan Lutz

Emmett'ı anlamak zor değil. O, eğlenceli, esprili, konuşkan ve fiziksel olarak güçlü bir vampir. Cullen ailesinde genellikle esprileri yapan kişi olarak karşımıza çıkıyor. Ancak "Alacakaranlık"taki beyzbol sahnesinde, hayranlar onun gerçek kişiliğini daha yakından görebiliyor.

Sahadaki tam sahne, Emmett’ın karşı takımı alaycı bir şekilde kışkırttığını ve özellikle Rosalie’ye "Hayatım, hadi ama, bu sadece bir oyun." diye seslendiğini gösteriyor. Emmett’ın ikonik karakterinin oluşması fazla çaba gerektirmiyor çünkü bu an, onun tamamen kendisi olduğu doğal bir sahne.

Alacakaranlık Efsanesi: Yeni Ay (2009) - Elizabeth Reaser

Bella, Edward'ı İtalya'da kurtardıktan sonra, Esme onu kollarını açarak ve minnet dolu bir şekilde karşılar, çünkü oğlunun hayatını kurtarmıştır. Bella vampir ailesine katılmak için oy kullanmaya geldiğinde, Esme onun ne kadar nazik bir kişiliğe sahip olduğunu açıkça gösterir.

Bella'yı zaten ailenin bir parçası olarak gördüğünü söyleyerek, Esme, Cullen ailesinin reisi olarak ne kadar ikonik olduğunu zahmetsizce gösterir. Elbette, Esme'nin ikonik statüsünü devam ettiren başka unutulmaz sahneler de vardır, ancak bu sahne Esme'nin gerçek ruhunu ilk kez gösterir.

Alacakaranlık (2008) -  Peter Facinelli

Bu sahne kitapta yer almadığı için sadece filmde görülen bir sahne, ancak Carlisle’ın en ikonik anı, ilk filmin sonunda bale stüdyosunda geçiyor. Edward’ı, Bella’nın kanındaki zehri emmesi için zorlayan Carlisle, ardından onun durmakta zorlandığını fark eder.

Carlisle’ın "Duracak iradeyi bul" sözleri, onu bir ikon haline getirir. İzleyiciler burada onun ne kadar baba figürü ve koruyucu olduğunu, ayrıca oğlunun ahlakı üzerinde ne kadar büyük bir etkisi olduğunu görürler.

Alacakaranlık (2008) - Billy Burke

Charlie, hayranların birçok sebepten dolayı sevdiği, ideal bir şefkatli ama garip baba figürü. Bir polis memuru olarak, Bella'ya karşı oldukça koruyucu ve onun birlikte olduğu herhangi bir çocuk, özellikle de Edward Cullen hakkında yorum yapmaktan çekinmiyor.

Bella, Cullen ailesiyle "beyzbol oynamak" için Edward'la dışarı çıkmak üzereyken, babasına bunu hızlıca anlatır, ancak Charlie’nin belirsiz tepkisini görür. Şaka yollu silahını göstererek "Onu içeri getir" der, sanki Bella’nın yeni erkek arkadaşını tehdit ediyormuş gibi. Burada Charlie'yi, küçük kızını koruyan ikonik bir baba figürü olarak görmemek zor.

Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 2  (2012) - Ashley Greene

Alice, özgür ruhlu, sezgisel ve içgörülü bir kişiliğe sahip olup, Bella'yı en başından beri bir kardeş gibi görür. Bella’nın zor ya da rahatsız edici anlarında onun neşeli tavrını takdir etmemek mümkün değil.

Her ne kadar eğlenceli bir vampir medyumu imajı çizse de, göründüğünden çok daha fazlasıdır ve bu, "Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 2"deki savaş alanında ortaya çıkar. Aro’nun zihninde geleceği gözler önüne serdiğinde, "başka bir yol" seçmediği sürece bu sonun onun geleceği olduğunu söyleyerek onu tehdit eder. Burada Alice, hikayenin hafife alınan ama son derece önemli figürü olarak ön plana çıkar. Yüz ifadesi ve soğukkanlı sesi, diğerlerinden daha güçlü bir duruşa sahip olduğunu açıkça gösterir.