En İyi Türk Mafya Dizileri

Çukur, kontrolü bir mafya ailesi olan Koçova ailesinin elinde olan bir mahalledir. Mahallenin kendine ait kuralları vardır; Çukur'da uyuşturucu üretilmez, kullanılmaz ve satılmaz. Fakat bir grup bu yasağı delmeye kararlıdır. Önce Koçova ailesi ile anlaşma sağlanmaya çalışır, ters tepince mahalleye ve aileye saldırırlar. Fakat beklenmedikleri gelişmelerle kartlar yeniden dağıtılır. 

Çıngıraklı’nın “koruyucusu” konumundaki mafya lideri Kartal (Uraz Kaygılaroğlu) ile Organize Büro’nun gözü kara komiseri Efe (Ekin Koç) arasındaki kovalamaca bir cinayet vakasıyla ters yüz olur. Katili yakalamak için girdikleri yollar onları hiç tahmin etmeyecekleri bir ismin karşısına çıkaracaktır.

Çocuk denecek yaşta girdiği yeraltı dünyasının tepesine doğru tırmanmakta olan Hızır Çakırbeyli ve ailesinin hikayesi anlatılmaktadır. Yeraltı dünyasına giren her adam haksızlıklara başkaldırmaya yemin eder. Güçlenip zenginleştikçe kendisi bu haksızlıkların kaynağı olur…

Birbirlerinden başka tutunacak şeyi olmayan, dört küçük çocuğun hikayesi bu. Dört arkadaş. Dört kardeşten öte. Büyümeleri yıllar sürecek sandılar. Ama bazı çocuklar. Tek bir günde büyür. Basit, masum, tek bir hata yaptılar. Ve çocukluklarına veda ettiler. O günden sonra bir söz verdiler birbirlerine. Sustular. Ve dağıldılar şehrin dört bir yanına. Ama içlerinden biri tutmadı sözünü. Yıllar sonra bir araya topladı hepsini. Başladığı işi bitirmeleri için. Şimdi her biri bambaşka bir adam. Biri gözü kara bir serseri. Biri başarılı bir kanun adamı. Biri hiç büyümemiş, kocaman kalpli bir çocukadam. Biri de sözü ilk bozan. Şehrin dört bir yanından esen dört rüzgar gibi çıktılar bir yola. Arkalarında paylaşılamayan bir aşk, önlerinde sorulacak bir hesap, tek silahlarıysa girdiği her savaştan galip çıkan dostluklarıydı. Onlar yıllarca sustular. Şimdi konuşma zamanı.

Görevinden uzaklaştırılan bir polis memurunun (İlker Kaleli), özel bir görevle mafya içine sızdırılması ve mafya babasının kızına aşık olmasını anlatan dizi.

Sokaklardan başlayıp, belli bir hiyerarşik bütünlük içinde kademe kademe yükselen ve en tepede son derece etkili bir "konseye" dönüşerek ülkeyi avcuna almayı amaçlayan çok güçlü bir mafya örgütü ile, o örgütle mücadeleye soyunanların serüvenleri anlatılır. Bu hem toplumsl hem de bireysel yansımaları olan serüvendir.

Herkes birini sever ama her ihanet, sevgiyle başlar. Önce Ömer vardı. Ömer’in ailesiyle birlikte küçük, basit bir hayatı vardı. Mutluydu. Sonra bir kız sevdi. Askerden gelecek, onunla evlenecekti. Her şey yerli yerinde, her şey olması gerektiği gibiydi. Ama Ömer birden cinayetten hapiste buldu kendini. Bildiği hayat, güvendiği insanlar bir anda yok oldu. Yerine, tek bir soru, on yıl boyunca kızgın bir damga gibi beynini dağladı durdu: Niye? Ona korkunç bir oyun oynanmıştı. Sevdiği kız Eyşan, en iyi arkadaşı Cengiz ve abisi bildiği Ali, bir şekilde bu oyunun içindeydi. Ömer cevapları bulamıyordu, çaresizdi. Ta ki hapishanede hayatını değiştirecek bir adamla tanışana dek.

İçerde'de Polis Akademisi'nde okuyan Sarp (Çağatay Ulusoy) ve Mert (Aras Bulut İynemli) kardeş olduklarından habersiz birbirlerine rakip olurlar. Sarp, Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürü Yusuf tarafından Polis Akademisi'nden mezun olmasına bir hafta kala polislikten atılır. Mezuniyet günü Yusuf'a silah çeken Sarp böylece daha önce hiç bilmediği yepyeni bir hayata adım atar. Bu yeni ve karanlık dünyada Sarp'ın en yakın düşmanı ise Akademi'nin diğer göz bebeği Mert olacaktır.

Merhamet, küçük bir Ege kasabasından çıkan ve yoksul bir kız çocuğu olan Narin’in, azim ve inatla, büyük şehirde tutunma hikayesidir. Narin, şiddet gördüğü ailesinin ve tek başına geldiği büyük şehrin darbelerine göğüs gerebilmiş ve başarılı bir avukat olmuştur. Narin’in yolu, 18 yaşında İstanbul’a okumaya geldiğinde, anne ve babasını kaybetmiş bir burjuva kızı olan Deniz’le kesiştirir ve bu iki kız o günden sonra birbirine kenetlenirler. Her şey yolunda giderken, Deniz’in şımarık küçük kardeşi Irmak, İsviçre’de sürdürdüğü rahat ve lüks hayatından İstanbul’a kesin dönüş yapar. Irmak, Narin’e kaptırdığı ablasını geri almaya kararlıdır. Irmak’ın gelişi, Narin ve Deniz’in hayatını zorlaştırmakla kalmaz, Narin’in geçmişinden gölgeler de getirir. Narin’in hiç unutamadığı çocukluk aşkı Fırat, Irmak’ın sevgilisidir. Narin için tam her şey yoluna girmişken, hayatının allak bullak olması demektir bu. 

Yusuf askerliğini yapmış, geri dönmüştür. Mahalle halkı, annesi ve kızkardeşi tarafından coşku ve sevinçle karşılanır. Bu arada zengin bir ailenin kızı olan Feraye, kaza yaptığı arabasını Yusuf'un çalıştığı tamirciye bırakır. Yusuf arabayı Feraye'nin evine götürdüğünde, gördüğü malikane ve Feraye'nin ailesi onu bir hayli şaşırtır. Mahalledeki lokantaya sık sık uğrayan mafya babası Süslü Yusuf için yeni bir hayata gidebileceği bir yoldur. Yusuf Süslü'yü ziyarete gittiği gün, Süslü için kurulan bir pusuyla karşı karşıya gelir.