- Anasayfa
- Karakterler
- Narrator
Narrator
Canlandıranlar
Leonardo Wilhelm DiCaprio, Amerikalı aktör. 21. yüzyılın en önemli aktörlerinden biri olarak kabul edilen DiCaprio, toplamda milyarlarca dolar gişe geliri elde eden filmlerde oynadı. 1974'te Los Angeles, Kaliforniya'da dünyaya geldi. Almanya doğumlu annesi Irmelin sekreterdi, İtalyan kökenli babası George DiCaprio ise karikatür sanatçısıydı. Anne Irmelin, Floransa'daki Uffizi müzesinde DaVinci'nin eserlerini incelerken, henüz doğmamış olan Leonardo'nun tekmelerine maruz kalınca, oğluna Leonardo ismini koymaya karar vermiştir. Wilhelm ise büyükbabasının adıydı. Ancak Leonardo bir yaşındayken annesi ve babası ayrıldılar. DiCaprio annesiyle büyüdü, hatta çocukluğunun bir bölümünü büyükannesi ve büyükbabasıyla birlikte Almanya'da yaşadı. Üvey abisi Adam Farrar da aktördür. Çocukluk yıllarında birçok reklam filminde oynadı. Corinne A. Seeds University Elementary School, Center for Enriched Studies ve John Marshall High School'u bitirdi. İlk büyük çıkışını 1991'de Growing Pains adlı TV dizisiyle yaptı. Ardından This Boy's Life filminde Robert De Niro ile başrolü paylaştı. Bu rol için 400 tane yaşıtı arasından bizzat De Niro tarafından seçildi. 1993'te What's Eating Gilbert Grape filminde Johnny Depp'in özürlü kardeşini canlandırdı. 1995'te ise Günlük (The Basketball Diaries) filmiyle ne kadar yetenekli olduğunu tekrar kanıtladı. 1996'daki Baz Luhrmann filmi Romeo ve Juliet'te Romeo'yu canlandırdı, performansı sayesinde Berlin Film Festivali'nde Gümüş Ayı kazandı. 1997'de Titanic filmiyle yıldızlığa adım attı ve en çok tanınan aktörler arasına girdi. 2005'te ise Göklerin Hakimi filmiyle En İyi Aktör (Drama) dalında Altın Küre aldı. 2013 yapımı Para Avcısı filmiyle bir kez daha Altın Küre aldı. 2015'te rol aldığı Diriliş (The Revenant) filmiyle 5. oyunculuk adaylığında ilk kez Oscar ödülünü kucakladı. Ayrıca Altın Küre ve BAFTA gibi birçok başka ödülü de kazandı. Özel hayatı magazin basını tarafından çokça yazılıp çizilen DiCaprio, Gisele Bündchen ve Bar Refaeli başta olmak üzere birçok mankenle ilişkiler yaşadı.
Hugo Wallace Weaving, Avustralyalı aktör. Matrix serisindeki Ajan Smith ve V for Vendetta'daki V rolleriyle hatırlanmaktadır. Hugo Weaving, İngiliz Wallace ve Anne Weaving çiftinin çocukları olarak Nijerya'da dünyaya geldi. Simon ve Anna Jane adlarında iki kardeşi vardır. Çocukluğunu Güney Afrika'da geçiren Weaving, ilk gençlik yıllarında Birleşik Krallık'a taşındı. İngiltere'de prestijli bir yatılı okul olan Queen Elizabeth's Hospital'a gitti. 1976'da ailesiyle birlikte Avustralya'ya taşındı, Sydney'deki Knox Grammar School'a devam etti. 1981 yılında National Institute of Dramatic Art'tan mezun oldu. Weaving'in ilk önemli rolü, 1984'te Bodyline adlı TV dizisinde canlandırdığı, İngiliz kriket takım kaptanı Douglas Jardine karakteridir. 1988'de The Dirtwater Dynasty adlı mini-dizide küçük bir rol almış, daha sonra 1989 yapımı Bangkok Hilton filminde Nicole Kidman'la birlikte oynamıştır. 1991 yapımı düşük bütçeli bir film olan, başrolü Russell Crowe'la paylaştığı Proof'taki performansıyla Australian Film Institute tarafından “En İyi Erkek Oyuncu” seçilmiştir. Weaving aynı zamanda, “Sir John” rolüyle 1993 Yahoo Serious komedisinde ve Avustralya’nın ünlü kanun kaçağı Ned Kelly'yi hicveden Reckless Kelly filminde yer almıştır. Fakat, Weaving ancak The Adventures of Priscilla, Queen of the Desert filmindeki performansının ardından Avustralya dışında da ilgi görmeyi başardı. 1998’de Montreal Film Festivali'nde The Interview filmindeki performansıyla “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü aldı. Odyssey Destanı'ndan uyarlanan mini-dizide Deniz Tanrısı Poseidon'u canlandırdı. Bunların yanında, Weaving 'The Magic Pudding' adlı çizgi filmde seslendirme sanatçısı olarak görev almaktaydı. Weaving’in dünya çapında ilgi görmesi, 1999 yılının hit filmi olan The Matrix'teki Ajan Smith rolüyle gerçekleşti. Matrix Üçlemesinin diğer iki filminde de (The Matrix Reloaded ve The Matrix Revolutions) Ajan Smith rolüyle kamera karşısına geçti. Peter Jackson'ın 2001-2003 yılları arasında gösterime giren Yüzüklerin Efendisi üçlemesindeki Elrond rolü de Weaving'in popülaritesini daha da artırdı. Weaving, Andrew Kotatko'nun 2004 yapımı Everything Goes filminde başrol oynamış, Wachowski Kardeşler’le yeniden biraraya geldiği 2006 yapımı V for Vendetta filminde de film boyunca maskesiyle görünen “V” karakterini canlandırmıştır. Daha önceden “V” rolü için seçilen James Purefoy’un, -film boyunca maske takma zorunluluğunun yarattığı rahatsızlıktan dolayı- çekimler başladıktan altı hafta sonra ekipten ayrılması sonucu, Weaving bir son dakika kararıyla “V” rolünü almıştır. Filmin büyük kısmında Weaving'in canlandırdığı “V” olsa da, Purefoy'un “V”si de filmin birkaç sahnesinde kullanılmıştır. Purefoy'un filmde kullanılacak sahnelerini Weaving yeniden seslendirmiştir. Weaving ayrıca, 2006'da çıkan The Lord of the Rings: The Battle for Middle-Earth II adlı video oyununda seslendirme yapmıştır. Ayrıca Hedda Gabler oyununu New York'ta Cate Blanchett'la birlikte sahneledi. 2007'den itibaren Transformers filmlerinde Megatron'u seslendirmiştir. 2011'de İlk Yenilmez: Kaptan Amerika filminde kötü karakter Johann Schmidt / Red Skull'ı büyük başarıyla canlandırdı. Hobbit üçlemesinin birinci ve üçüncü filmlerinde yeniden Elrond rolünde gözüken sanatçı, 2016'da Mel Gibson'ın Savaş Vadisi (Hacksaw Ridge), filminde Desmond Doss'un babası Tom rolüyle yine takdir kazandı. Weaving, 1984'ten beri birlikte olduğu kız arkadaşı Katrina Greenwood ve çocukları Harry (d. 1989) ve Holly (d. 1993) ile birlikte Sydney'de yaşamaktadır. Erkek kardeşi Simon Weaving'ın kızı Samara Weaving de oyunculuk yapmaktadır. Film kariyerinin yanı sıra, Sydney Theatre Company'nin oyunlarında düzenli olarak aldığı rollerle tiyatro oyuncusu olarak da çalışmalarını sürdürmektedir. 15 yaşlarındayken epilepsi teşhisi konan Weaving, bu nedenle ehliyet alamamıştır.
Morgan Freeman, Amerikalı aktör. Hollywood'un en saygı duyulan oyuncularından bir tanesidir. İlk itibarlı filmi 1971’de çekilen Who Says I Can’t Ride a Rainbow? olmasına rağmen, Amerikan medyası tarafından daha önceleri pembe dizi Another World ve daha sonraları çok daha önce ayrılması gerektiğini söylediği PBS’in çocuklar için çektiği The Electric Company’deki rolleri sayesinde tanındı. 1980 yılının ortalarının başlarında Freeman kendisine babacan karakteri kazandıran önemli sinema filmlerinde rol almaya başladı. 1994 yılında The Shawshank Redemption filminde oynadığı rolle alkış topladı. Aynı yıl 44. Berlin Uluslar Arası Film Festivalinde jüri üyesi olarak görev aldı. Aynı zamanda Robin Hood: Prince Of Thieves, Unforgiven, Seven ve Deep Impact gibi filmlerde boş rolleri oynadı. 1997 yılında Lori McCreary ile birlikte Revelations Entertainment adlı prodiksiyon şirketini ve kız kardeşi ile birlikte eş başkan oldukları ClickStar adlı online film dağıtım şirketini kurdu. Aday olarak gösterildiği üç ödülden sonra ( En iyi yardımcı aktör olarak Street Smart ve en iyi aktör olarak Driving Miss Daisy ve The Shawshank Redemption) Million Dollar Baby filmindeki rolüyle 77. Akademi Ödül Töreninde En Yardımcı Aktör Ödülünü kazandı. Freeman belirgin ses tonuyla aranan bir seslendirme sanatçısı haline geldi. 2005 yılında tek başına iki filmin, War of the Worlds ve Akademi Ödülü sahibi belgesel film olan March of the Penguins’in seslendirmesini gerçekleştirdi. Freeman Bruce Almighty adlı başarılı filmde Tanrı olarak karşımıza çıktı ve eleştirmenden tam not alan ve gişede büyük başarı sağlayan Batman Begins ve 2008 yapımı The Dark Knight filmindeki Lucius Fox rolü kadar başarılı bir performans sergiledi. 2007 yılında Rob Reiner’ın yönettiği The Bucket List filminde Jack Nicholson ile birlikte kamera karşısına geçti. 2008 yılında Freeman, Frances McDormand ve Peter Gallagher ile birlikte başrolü paylaştığı, Mike Nichols tarafında yönetilen Country Girl ile Broadway’e döndü. Zaman zaman Nelson Mandela’yı konu alan bir film yapmak istedi. İlk girişimini Mandela’nın otobiyografisi olan Long Walk To Freedom eserini senaryolaştırmak istedi fakat neticelendiremedi. 2008 yılında piyasaya sürülen John Carlin'in Düşmanla Oynamak: Nelson Mandela ve Bir Ulusu Meydana Getiren Oyun isimli kitabının haklarını satın aldı. Clint Eastwood yönetmenliğinde Matt Damon ile birlikte kamera karşısına geçti. Filmde Freeman Nelson Mandela'yı canlandırıken Matt Damon ise rugby takımı kaptanı Francois Pienaar'ı canlandırdı. Evlilik öncesi ilişkilerden 1959 doğumlu Alfonso Freeman ve 1960 doğumlu Saifoulaye Freeman adlarında 2 çocuğu olan Freeman, Jeanette Adair Bradshaw ile 1967'de evlenip 1979'da boşandı. Bu evlilikten Morgana Freeman adlı kızı doğdu. 1984'te Myrna Colley-Lee ile evlendi, bu evliliği de 2010'da sonlandı. 2015 yılında üvey torunu olmasına rağmen kendi evinde çocuğu gibi büyüttüğü E'Dena Hines bir cinayete kurban gitmişti.
İlgili Filmler





















