Emre

1965 İstanbul doğumlu. Galatasaray Lisesi ve İ.Ü. Basın Yayın Yüksek Okulu nda eğitim gördü.   1983-2002 Yılları arasında Ferhan Şensoy Ortaoyuncular Tiyatrosunda 20 oyunda görev aldı. 1992 de Türkiye' nin ilk konuşan radyo programcısı olarak Kent Fm de radyoculuğa başladı. 1995 de Hür Fm, 1997-2004 Best Fm, 2004 yılından itibaren NTV N101 radyolarında değişik programlara imza attı. Sessiz Gemi, Posta Arabası, Baykuşun Gördükleri, Yol Hikayeleri, L Cetveli,Monkey Show, Kelimatik vs...) 1995 Satel Tv de L CETVELİ isimli programı 450 kez hazırlayıp sundu. 1996 ATV de Çürük Elma, 1998 TGRT de TEK Mİ ÇİFT Mİ yarışmalarını sundu. Birçok tv dizisi ve reklamlarında yer aldı. Rus Gelin, Köşe Dönücü ve Pardon isimli sinema filmlerinde oynadı. 2005 de YILDIZLARIN ALTINDA MÜZİKALİ NDE oynadı.

Serkan Şenalp, dizi oyuncusu. Selena dizisiyle ünlenmiştir.

Cem Avnayim, oyuncu. 1984'te doğdu. Marmara Üniversitesi Sağlık-Eğitim bölümünü bitirdi. Reklam filmleri ve dizi filmlerde rol alıyor.

Bir çalışma masası bir fincan kahvesi ve melodisi ölümlü Dünya’da yoğun sanat hayatına teneffüs müzikleri besteleyen Eşref Ziya. Sabreder, düşünür, sessizleşir ve herkesin ışıkları söndürdüğü akşamlarda açar kitabını sayfalarca sabaha ulaşır. Mütevazıca yaşadığı Dünyanın içinde sağlam bir sanat haritası oluşturmasının sebebi, kendi pusulasını popüler yönlerden uzak tutmasıdır. Kent soylu bir müzik anlayışına sahip olan sanatçı Eşref Ziya, kentliliği sadece modern zamana değerleriyle tutunma aracı olarak görmüş ve bu felsefesiyle kentliliği basit bir üstünlük hırsı olarak görenleri de yanıltmıştır. Kentlilik ayakları yere basan aklı taşlanmamış sanatı ayakta tutmak için entelektüel bir savunmadır ona göre.. Sessiz kalmakla sükut etmek arasındaki farkı bilerek müziğe başlayan sanatçı, sadece büyük harflerle yapılan etiket edebiyatından uzak durmuş, felsefesini sadeliğe ve asilliğe dayanan sanat üzerine kurmuştur.Sanatın fikir estetiği üzerine kurulu olduğunu düşünen Eşref Ziya tek yağmurda boyası akan beyinlere, gözleri hep duvara bakan sabitliğe ve aslını kaybetmiş sığ sanat anlayışı taşıyanlara gülüp geçmiş ve nerde kalmıştık dercesine yoluna devam etmiştir.Sadece müziği alkışlanan kolaycı bir fikre sahip olmadığını, derinliksiz ve yoz söylemlere sessiz kalmamakla göstermiştir. Alkışı, varlığı yetmeyen yokluğu bitmeyen anlık tutkulara benzetir Eşref Ziya. Önemli olan kalıcı bir sanat dili oluşturmaktır ve özgünlük alkış toplayan en büyük erdemdir. Dünyanın başlı başına nefes darlığı çeken bir senaryo olduğunu düşünen sanatçı Eşref Ziya, gerçeğin yanıltıcı bir parçası olmaktansa gerçeğin gerçeği olmaya karar vererek “ THE IMAM” filminde gösterdiği oyunculuk performansıyla sanata tek taraflı bakanları şaşırtmış ve iddiasız ama istikrarlı sanat anlayışını da film karelerine sığdırmayı başarmıştır. Kalbin akıl almaz sonsuzluğundan Dünyanın akıllanabilir taraflarına..Bir sanat izi bırakırız..Dünyası yorgun değilSadece Dünya yorgunuyuz.Omzumuzda dost eli gibi duran gitar.Elimizde paslanmamış alkışlar.Güneş batar ayaklarımıza.Sade bir kahvenin ardında Bekleriz sabahı.

1960'lı yıllarda Şehir Tiyatroları'na giren sanatçı, birçok önemli oyunda önemli roller üstlenmesinin yanısıra, sinema ve dizi filmlerde oynadı. Doğan Bavli, aynı zamanda usta bir seslendirme sanatçısıdır.