Abimm hakkında ne düşündüğümü ilk etapta sıralamak, sonrasında ise hiç vakit kaybetmeden sebeplerine eğilmek istiyorum izin verirseniz...Son zamanlarda hiç bir korku ya da gerilim filminde bu denli gerildiğimi hatırlamıyorum! Ha ne?! Korku? Gerilim? Neler sayıklıyor bu yazar? Evet evet yanlış okumadınız son bir kaç yıldır hiç bir filmin gerilim dozunu Abimm ile eş değer tutamam!
Abimm, biri illegal işlerle uğraşan, iki yakası bir araya gelmeyen, sorumluluk nedir bilmeyen bir kardeş ile onun zihinsel engelli kardeşinin öyküsü...Yani dışarıdan bakıldığında tablo kabaca bu şekilde çıkıyor karşımıza. Bu sebepledir ki ismi ilk zikredildiği andan itibaren Rain Man ile kıyaslanma fırtınasına kapılıverdi. Yerli filmlerin "bir yerlerden arak" olduğunu ortaya koyabilmek adına canla başla çalışan bir örgüt olduğuna inanmaya başladım artık. Zira iş bir noktadan sonra fantastik boyutlara ulaşıverdi. Issız Adam\'ın, No Reservation\'dan arak olması gibi bir fikri fantastik olmak dışında irdeleyebilmek mümkün değil çünkü. Her neyse efendim...Biz hikayemize dönelim...
Çetin yıllar önce evden ayrıldığında babasını reddetmiş bir kjarakter. Onun bir takım kirli işlere bulaşmasının sebebi ayaklarının üzerinde dimdik durma çabası olarak görülebilir. Zira bu başıboşluk uzun sürmeyecek ve sorumluluğu tatmak zorunda kalacaktır kendisi. Babasının ölüm haberini aldıktan sonra "mirasına sahip çıkmak" adına köyün yolunu tutar ki orada Arif adında zihinsel engelli bir ağabeyinin olduğunu öğrenecektir. İlk etapta ağabeyini kabul etmeyen Çetin, zamanla yanlızlığında bastırdığı duyguların açığa çıkmasına engel olamaz ve hayatındaki tek varlığın aslında Arif olduğunu öğrenir.
Patronunun kuryeliğini yaparken, şans eseri saklanan paraları bularak, üstlendiği işi kendi çapında veto ettiği andan itibaren örgüsünün işlenişini ezbere okuyabileceğiniz bir film Abimm...Bununla birlikte Zeka engelli Arif\'in neredeyse her hareketinin ayrı bir "facia" ile sonuçlanması da malumunuz yukarıda abartmaktan keyif aldığım "gerilim" unsurunu oluşturuyor. Helek i bir de empati dozunu kaçırırsanız, düştüğünüz kabustan kurtulmanız uzun bir zaman alabilir.
Abimm iyi niyetli bir dram filmi olabilir belki ama izleyici üzerinde bu iyi niyetinin etkisini ne kadar bıraktığı biraz şaibeli. Özellikle filmin finalinin sulugözlülük dozunu da hesaba katacak olursak, samimiyeti konusunda insanı şüpheye düşürebiliyor. Bir noktadan sonra kafanızda garip komplo teorileri birbirini kovalamaya başlıyor. Bu teoriler arasında "yerli izleyici gözyaşı dökmeyi seviyor o halde isteklerini yerine getirelim" gibi dillere sakız olmuş bir sonuca varabilmek de oldukça mümkün...
Filmin akılda kalan tek unsuru elbette ki kırmızı Morgan değil...Levent Üzümcü\'nün Arif rolündeki performansının hakkını vermemek olmaz. Avrupa Yakası\'nda canlandırdığı Cem karakterinin üzerine yapışmayacağını Beyza\'nın Kadınları ve Kaçan Fırsatlar Limited gibi iki farklı gerilim örneğinde bizlere müjdeleyen Üzümcü\'nün Abimm\'deki performansı da dikkate değer!
Yüzlerce defa yinelendi fakat yine de es geçmeyelim...Bu sezon 70 civarındaki yerli film elbette üretim açısında heyecan verici fakat nitelikli-niteliksiz ayrımı üzerine de düşündürücü olduğu gerçeğini kabul etmek gerekir...Bu harala gürele içerisinde Abimm\'in durumu vasatı pek aşmıyormuş gibi gözüküyor. Gerçekten de iyi niyetli bir çalışma fakat izleyici üzerindeki etkisi ne yazık ki aynı ölçüde niyetini belli edemiyor...