Başka Sinema'nın David Lynch seçkisi ile birlikte bu hafta 10 film izleyici ile buluşuyor.
Eşini kaybettikten kısa bir süre sonra soğukkanlı bir katil tarafından kaçırılan Jessica’nın kaçmak için tek çaresi ormanlık alana gitmektir. Burada yoluna devam etmesi için dış etkenler, doğa ve izini kaybettirmeye çalışarak ne pahasına olursa olsun tek başına hayata kalmaya çalışacaktır.
Bir anne ve kızının ilişkisine odaklanan filmde, onları birbirine bağlayan kişinin ölümünün ardından ikilinin yaşadıkları gözler önüne seriliyor.
Distopik bir Türkiye tasviri çizen Bina, devletin ülke çapında bütün evlere yeni televizyon antenleri yerleştirmesini odağına alıyor. Apartman yöneticisi olan Mehmet, yeni anten kurulurken antenin başında beklemektedir. Anten yayına başladıktan sonra apartman sakinlerinin bir takım garip sıkıntıları ortaya çıkar. Mehmet ise bu soruna neden olan şeyi bulmalı ve onunla yüzleşmelidir.
Lise öğrencisi, bir genç olan Bird Fitcher bir gün eski polaroid fotoğraf makinesi bulur. Bird çok geçmeden dehşet veren bir gerçeği öğrenir, bu makine ile fotoğraf çekilen herkes eninde sonunda trajik ve vahşi şekilde ölmektedir. Genç kız ve arkadaşları bu gizemi çözmeye çalışırken bir gece daha hayatta kalmaya çalışmaktadır.
Sinema tarihinin en orjinal filmlerinden birisi olan film, David Lynch'in ilk uzun metraj filmidir. Dev makinelerin çalıştığı dumanlarla kaplı bir evrende geçen filmde Jack Nance'in canlandırdığı Henry Spencer'ın özürlü kız arkadaşı olan Mary X'den (Charlotte Stewart) mutant bir çocuğu olur. Bu öykü etrafında ilerleyen film, 30 dakika boyunca Spencer'ın kâbusuna bizi davet eder. Bir sürü rahatsız edici imge, izleyicinin algısını allak bullak eden bir ses bandı ve siyah-beyaz görüntüleriyle, 'Eraserhead' bir deneysel sinema başyapıtıdır. Filmde fantastik görüntüler çoğunluktadır.
Doktor Frederick Treves, 1880'lerin kasvetli Londrası'ndaki bi gezici sirkte fil adam lakaplı, çirkin ve son derece anormal bir görüntüsü olan John Merrick'e rastlar. Zalim bir adam olan sirk müdürü Bytes, annesi Merrick'e hamileyken bir filin saldırısına uğradığını anlatmaktadır. Dr. Treves, Merrick'in hastaneye yatırılmasını sağlar. Dr. Treves bir süre sonra pek zeki olmayan Merrick'in korkunç görüntüsünün altında son derece duyarlı ve insancıl birinin olduğunu anlar. Hastanede ilk başta ondan korkan hemşireler de Merrick'e alışacaktır.
İkiz Tepeler: Ateşte Benimle Yürü
FBI ajanı Chester Desmond, Twin Peaks isimli bir kasabadaki cinayet olayını araştırmak üzere görevlendirilir. Ceset Laura Palmer isimli bir lise öğrencisine aittir. Olayı araştırmaya başlayan Desmond, Palmer'ın lisenin en popüler genç kızı olduğunu öğrenir. Her şeyiyle sağlıklı ve normal bir hayat sürdüğü izlenimi veren, okulun en yakışıklı öğrencisi Bobby ile sevgili olan Laura, herkesten sakladığı bir sırra sahiptir. Bunu en iyi arkadaşı Donna bile bilmemektedir.
Los Angeles’da yaşayan ve bir gece kulübünde caz saksafon çalan Fred Madison (Bill Pullman) adlı bir adamın başından geçen garip olaylarla başlıyor. Karısı Renee'nin (Patricia Arquette) kendisini aldattığı paranoyasıyla yaşayan Madison, evinin dışarıdan kamerayla çekilmiş görüntülerinin yer aldığı bir kaset alır. Ardından bu sefer evin içininin çekildiği bir kaset daha alan Madison, daha sonra karısıyla yatak odasındaki görüntülerinin yer aldığı üçünücü bir kaset daha alır. Bu sırada karısının, daha önce hiç tanımadığı bir arkadaşının partisine katılan Madison, burada kendisini tanıdığını ve şu anda evinde olduğunu söyleyen garip bir adamla (Robert Blake) tanışır. Ertesi gün karısının evde ölü olarak bulunması üzerine zanlı durumuna düşen Madison, aleyhine olan deliller üzerine, karısını öldüren kıskanç koca suçlamasıyla hapse atılır. Karısının öldürülmesine dair hiçbir şey hatırlamayan Madison, gelişen olaylar karşısında ne yapacağını bilemez. İşte tam bu sırada dört duvar arasında tıkılıp kalan Madison, bir anda ortadan kaybolur ve yerine Pete Dayton (Balthazar Getty) adlı genç bir adam geçer. Dayton, arabasının bakımını sadece kendisine yaptıran bir gangsterin Alice adlı sevgilisine âşık olan bir genç bir oto tamircisidir. Alice ile birlikte gangsterlerin elinden kaçmaya çalışan Dayton, sevgilisinin, kirli geçmişinden kurtulması için, Alice’i fahişe olmaya iten adamı öldürmeye karar verir.
Genç, hevesli bir aktris büyük umutlarla Hollywood'a gelir ancak gelir gelmez de kendisini bir cinayetten kıl payı kurtulmuş ve geçmişini bilmeyen gizemli bir kadının macerası içerisinde bulur. Ancak bu macerada rüya ve gerçek iç içedir.
Sıradışı bir David Lynch filmi.
Alvin Straight ve kızı küçük bir kasabada yaşamaktadır. Az paraları vardır ve Alvin şeker hastasıdır. Araba kullanamaz, kendi başına yürüyemeyecek haldedir ama söz dinlemez ve inatçı biridir. Eve gelen bir telefonla 10 yıldır görmediği abisinin bir kalp krizi geçirdiğini öğrenir. Bunun üzerine Alvin macerasına başlar, hem de bir çim biçme makinası ile... Yüzlerce mil, bir sürü yeni insan, 6 haftalık bir macera. Sonuçta Alvin hedefine ulaşır.