Nokta: Olmamış Bir Film

08.05.2009 11:27

  Derviş Zaim son yıllarda Türk sinemasında yaptığı işler merakla beklenen saygın bir yönetmen. Beşinci kurmaca filmi olan 'Nokta' Derviş Zaim sinemasının gittiği yön hakkında bir hayli önemli ipuçları veriyor. Bir önceki filmi olan Cenneti Beklerken'de minyatür sanatı, İslam ve sanat ilişkisini tarihsel bir fonda değişik stil oyunlarıyla anlatan Zaim son filmi Nokta'da ise bir hayli sade ve yalın bir iş cıkarmış görünüyor. Zaim bir önceki filmi Cenneti Beklerken'de İslami sanat dalları içinde batı tarzı resme alternatif olarak ortaya çıkan minyatür sanatını çok katmanlı bir hikayeyle anlatmıştı. Nokta ise hikayesinin odağına hat sanatını ve İslam ahlakını alıyor.



  Nokta'da kısaca özetlemek gerekirse tarihi değeri çok yüksek bir Kuran'ın çalınmasında istemeden rol oynayan ve bu hırsızlık yüzünden derin bir suçluluk duygusuna kapılan Ahmet'in çıkmazı anlatılıyor. İyi ve kötü arasındaki dengeyi, yer yer kader ve Allah inancını da sorgulayan filmin türüyle ilgili genel bir tanım yapmak çok doğru değil. Nokta gizem, dram ve tarihsel şeylerin kolajı gibi görünüyor. Tek ve kesintisiz planla çekilen çoğu sahne görsel olarak şık ve geleneksel hat sanatındaki 'ihcam' kavramıyla ilintili olması bakımından filmin artısı. Lakin filmle ilgili sayılan bunca olumlu şeye rağmen Nokta olmamış bir film.



  Yıllardır çektiği filmlerle ilgili gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında çok olumlu eleştiriler almış bir yönetmen olan Zaim'in son filminde çok fazla aksayan yön var. Filmin belkemiğini oluşturan felsefe öylesine yavan ve klişe cümlelerle geçiştiriliyorki insan kendini aptal yerine konmuş hissediyor. Şayet hedef kitle ana akım izleyici olsaydı belki bu diyaloglar işe yarardı ama sanat filmi çekiyorum diye yola çıkıp basit ve kof cümlelerle felsefe yapmak filmi öldürmemiş belki ama çok yaralamış. Daha da acıklı ve tuhaf olansa yılların deneyimine sahip bir yönetmenin çok basit devamlılık hataları içeren sahneler çekmesi belki de. Örnek vermek gerekirse Ahmet'in hatla Allah onu affetsin yazısını yazdığı kağıda sahne değişimlerinde farklı yerlerden başlamış olması gösterilebilir. Merkezine hat sanatını almış bir filmin yazı sahnesindeki bu hata vahimden de öte komik.



  Oyunculuklarla ilgili genel durumsa ortalama diyerek özetlenebilir. Mehmet Ali Nurioğlu yani başkarakter Ahmet yer yer abartılı yer yer fena sayılmayacak dengesiz oyunuyla filmin bir diğer açmazı. Diğer yan oyuncular sırıtmadan ama çok da harika performanslar vermeden perdeden geçip gidiyorlar. Üzerindeki eski köylü kıyafetiyle Tuz Gölü'nde dolaşıp duran meczup rolündeki şahsın yerlere düşüp ve ıslanıp yanlışlıkla son model siyah içmaşarını gösterdiği sahneyse belki de filmin tüm felsefisini ve gerçekliğini zedeleyen inanılmaz bir ayrıntı hatasıydı. Küçük teknik hatalarmış gibi duran ama mide bulandıran bu ayrıntılar filmin görsel zenginliğini baltalayan unsurlar olarak ziyadesiyle varlar.



 Cenneti Beklerken şanssız bir şekilde festivallerde yeterince tartışılmadan ve değeri bilinmeden kapağı kapanmış bir şekilde rafa kaldırılırken, Nokta Zaim sinemasını bir miktar aşağı çeken bir yapıt olarak görücüye yeni çıkıyor. Antalya Film Festivali'nde En İyi Yönetmen dalında Zaim'e ödül getiren film her şeye rağmen ilgiyi hakediyor lakin iyi bir film yerine sadece iyi bir denemeydi demek düşüyor bizlere de. Finalde çalan Mazlum Çimen bestesine dikkat. Dinlemeden çıkarsanız üzülürsünüz. İyi seyirler.