19 Ekim 2018 haftasında 3'ü yerli toplam 8 film vizyona giriyor.
Santa'nın ünlü ren geyiklerinden Blitzen, emekliliğini açıklayınca Santa'nın kızak ekibinde oluşan boşluğu doldurmak için amansız bir rekabet başlar. Minyatür at Elliot da, diğer ren geyikleriyle birlikte ekibe girebilme hayalini gerçeğe dönüştürebilmek için tüm gücüyle çalışmaya karar verir. Fakat bir atın ren geyikleri arasına katılabilmesi kolay olmayacaktır.
Geçmişte eşinden gördüğü şiddetin ardından bir süre sığınma evinde yaşayan genç bir kadın, sevgilisi Cengiz ile birlikte yepyeni bir hayata adım atmıştır. Artık insanlara yeniden güvenmeye başlamış, mutlu olmayı hatırlamıştır. Sevgilisiyle birlikte bir eve taşındığında, her şeyin çok daha güzel olmasını beklemektedir. Taşındıkları Şale Apartmanı, kapıcısı, kedisever teyzesi ve meraklı, birbirinden değişik karakterde sakinleriyle genç kadının aradığı mutluluk ve huzuru sağlamış gibidir. Ancak bu güven duygusunun ne kadar sahici olduğunu zaman gösterecektir. A. Taner Elhan'ın yönettiği filmin başrollerinde Selin Şekerci, Sezin Akbaşoğulları, Erkan Can, Selim Bayraktar ve Emre Altuğ gibi ünlü isimler yer alıyor.
Film, astronot Neil Armstrong'un hayatının 1960'lardaki dönemini konu alıyor. Armstrong'un 1969'da Ay'a ayak basan ilk insan olduğu yolculuğa giden süreçte hem NASA'da yaşananlar, hem de Armstrong'un özel hayatı ve eşi Janet'la ilişkisi filmde yer buluyor. Filmin yönetmen koltuğunda La La Land ile Oscar ödülü kazanan Damien Chazelle otururken, başrolleri Ryan Gosling ve Claire Foy paylaşıyor.
Esma, Berk ve Hasan, Keşif adında bir oyun aracılığıyla gündelik hayatın dertlerinden kaçmaya çalışan üç gençtir. Aslında birbirinden son derece farklı hayatlar süren bu üç genç, mistik bir şekilde oyunun içine çekilerek bir araya getirilir. 100 yıldan daha uzun zaman geriye, Çanakkale Savaşı yıllarında Çanakkale'ye düşen gençler, son derece gerçekçi gözüken bu dünyadan çıkabilmek için çıkışı ararlarken, savaşın ortasında kalacak ve savaşta yaşananlara bizzat tanık olacaklardır.
Başrollerini Bradley Cooper ve ünlü şarkıcı Lady Gaga'nın paylaştığı filmde, bir zamanların ünlü country şarkıcısı Jackson Maine, artık kariyerinde düşüşe geçtiği bir dönemi yaşarken Ally adında yetenekli ancak tanınmamış bir genç müzisyenle tanışır. Ally ile kısa sürede yakınlaşan Jackson, aynı zamanda genç yıldız adayının tanınmasına yardımcı olacaktır. Cooper bu film için ilk kez yönetmenlik koltuğuna oturdu.
Gezici bir korku festivali olan Hell Fest, Cadılar Bayramı gecesinde Natalie ve arkadaşlarının yaşadığı şehre uğramıştır. Bu festivalde farklı temalarda birbirinden korkunç araçlar ve insanlar bulunmakta, katılımcılara oldukça gerçekçi bir deneyim yaşatılmaktadır. Ancak festival alanına sızmış bir cani, gençlerin dikkatsizlik ve ciddiyetsizliklerinden yararlanarak onları tek tek avlamaya başlayınca, Natalie ve yanındakiler işin şakası olmadığını, hayatta kalabilmek için maskeli katilden kaçmaları gerektiğini anlarlar.
Dini vecibelerini günü gününe yerine getirmeye çalışan bir adam olan Miraç'ın çocukluğu, yanında büyüdüğü babaannesinin yüzünden büyü materyallerinin arasında, büyüyle iç içe geçmiştir. Ummar cinleriyle işbirliği yapan babaannesinin yaptıklarından hoşnut olmayan Miraç evden ayrılıp İstanbul'a gelir. Medyum olarak insanlara yardım etmeye çalışan Miraç, bir gün Esma ile tanışır. Esma'nın ailesine büyü yapıldığını ve büyünün en çok Esma'nın ablası Duygu'yu etkisi altına aldığını anlayan Miraç, iyi tanıdığı Ummar cinleriyle büyük bir mücadeleye girişir.
Bir anaokulunda öğretmen olan Lisa Spinelli, oldukça sıkıcı bir hayat yaşamaktadır. Hayatındaki en heyecan verici olay, akşamları katıldığı şiir atölyesidir. Günün birinde öğrencilerinden Jimmy'nin şiir konusunda aşırı yetenekli olduğunu fark eder. Çocuğun farklı bir eğitim alması gerektiğini düşünse de ailesinin bu konuda daha tutucu bir tavır takınması, 40 yaşındaki öğretmeni harekete geçmeye, hatta haddini aşacak işlere kalkışmaya itecektir. Filmin başrollerini Maggie Gyllenhaal ve Gael Garcia Bernal paylaşıyor.
Ercan Kesal ile Mahmut Fazıl Coşkun'un senaryosunu yazdığı ve Coşkun'un yönetmen koltuğuna oturduğu yapım bir darbe girişimini konu alıyor. Ordudan atılmış dört asker, 1963'ün Mayıs ayında bir gece yapılması planlanan darbenin İstanbul ekibi olarak İstanbul Radyosu'na girerek darbe bildirisini okumakla görevlidir. Güçlü bir ses tonu ve inandırıcı ifadelerle okunan bir bildirinin, halk desteğini ele geçirmelerinde hayati önem taşıyacağına inanmaktadırlar. Ancak gece boyunca hesaba katmadıkları şeylerle karşılaşacaklardır. İlk olarak 29 Aralık 2017'de kısıtlı gösterime giren film, 75. Venedik Film Festivali'nin Yeni Ufuklar bölümünde Jüri Özel Ödülü kazanmıştı.
