Sevgililer Günü Katliamı: Sevgililer Günü İşkencesi

12.02.2009 21:18

Tipik bir Amerikan kasabası olan Harmony, çöken maden ocağıyla sarsılır. Beş işçiden sağ kurtulan tek kişiyse Harry Warden\'dir. Çok geçmeden anlaşılırki, işçiler çöken maden ocağı nedeniyle değil Harry Warden tarafından katledilmişlerdir.

Fakat Harry Warden da komadadır. Bir yıl sonra aniden uyanan Warden, 22 kişiyi öldürür fakat kendisi de  bu sırada öldürülür. Uzun bir müddet sonra, olaydan sağ kurtulan gençlerden Tom Hanniger, geçmişinden kurtulmak istediğini söyleyerek kasabaya gelir. Amacı, maden ocağındaki hissesini satmak ve herşeyi arkasında bırakmaktır. Ama Tom, Harmony\'e döner dönmez ardı ardına cinayetler işlenmeye başlar. Ya sapık bir katil Warden\'ı taklit etmektedir ya da Warden ölmemiştir...
 
Film, klasik kanlı gerilimlerin aksine, çok hızlı bir sekilde olay örgüsüne giriyor. Öyle ki, ardı ardına insanlar öldürülmeye başlanınca, ilk anda seyirci şaşırıyor. Çünkü herşey için o kadar erken ki. Karakterler ekrana adımını attığı anda cinayetler başlıyor. Bu sürpriz giriş ilk anda yeni ve değişik birşey izleyeceğimizi düşündürüyor bize ama yanıldığımızı kısa sürede anlıyoruz.

Neredeyse seyircinin zekasıyla dalga geçen akıl almaz sahneler, berbat oyunculuklar arzı endam etmeye başlıyor perdede. Filmin başrol oyuncuları basit bir tv dizisi tadında oyun verirken, olan biten bütün saçma şeylere inanmamız gerekiyor.

Örneğin vahşi cinayetlerin ortasında kalmış iki kadın geceyarısı hiçbirsey olmamış gibi markete sayım yapmaya gidiyor. Ve pek tabi ki katil onları avlamaya geliyor. İşin komiği katilin çıkardığı onca sese rağmen iki kadın da sese yöneliyor. İkisinin de aklına polisi aramak gelmiyor. Uzun süre kaçma kovalamaca yaşayan kadınlar, nedense son anda alarma basıyor vesaire vesaire... Kısacası film baştan aşağı klişeler ve bayağılıklarla dolu. Sözde sürpriz finalin ne kadar sürpriz olduğunu ise seyircinin yorumuna bırakıyorum.

Neredeyse “Testere” serisini sollayacak derecede içinde vahşet barındıran film, birçok izleyicinin midesini bulandırabilir. Kafa kopma sahnelerinden, fışkıran gözlere kadar ne ararsanız filmde var. Filmde belki de tek olumlu unsur, 3 boyutlu görüntülerin başarılı bir şekilde filme yedirilmesi olarak görünüyor. Sırıtmayan sahneler, beklenen 3 boyut keyfini veriyor. İlla ki korku filmi izlemek  isteyenler dışında kimseyi tatmin etmeyen bir film “Sevgililer Günü Katliamı”. Tüm sinemaseverlere keyifli seyirler.