1. Türkiye’de sinema izleyicisi, “Asmalı Konak” ve “Kurtlar Vadisi” gibi örnekler sayesinde televizyonda izledikleri bir dizinin beyazperdedeki film versiyonunu görmeye alıştı. Buna yeni bir örnek daha eklendi: “Vali”. Bu kez “Köprü” dizisinin devamı değil, baş karakterin aynı olduğu, bağımsız bir film var ortada. Yani filme gitmek için ille de diziyi takip etmiş olmanız gerekmiyor. Filmde yaptığı işlerle ve aldığı kararlarla öne çıkan ve bir kaza(!) sonucu hayatını kaybeden Recep Yazıcıoğlu’nun hikâyesinden yola çıkılmış. Ve ölümünün arkasındaki sır perdesi izleyiciye aktarılmış. Filmin yönetmeni, dizideki gibi Çağatay Tosun ve bu yönetmenin ilk sinema filmi.
2. “Vali”nin başrolündeki Faruk Yazıcı karakterini, dizide olduğu gibi Erdal Beşikçioğlu canlandırıyor ve gayet de güzel oynuyor. O’na yine gayet iyi isimler eşlik ediyor. Uğur Polat, İsmail Hacıoğlu ve Şemsi İnkaya bunlardan sadece birkaçı. Hepsi için ayrı ayrı güzel şeyler söylemek mümkün ancak yılların oyuncusu Şemsi İnkaya’nın kısa ama etkili oyunculuğu görülmeye değer. Bu arada filmin sürprizlerinden biri de aslında şarkıcı olan ve “Yabancı Damat” dizisiyle yıldızı iyice parlayan Özgür Çevik’in de kısa bir rolle de olsa filmde yer alması.
3. “Vali”, Hollywood filmlerinin aksiyon sahnelerinden biriyle açılıyor adeta. Özdemir Sabancı suikastına gönderme yapan bir operasyonla başlayan filmden bu sahneyle beraber ne bekleyeceğinizi bilmiyorsunuz. Herkesi atlatarak içeri sızan bir kadın ajan, tüm güvenlik görevlilerini alt ediyor ve hedefine kolayca ulaşıyor. Ardından da ustalıkla adeta uçarak binadan uzaklaşıyor. Ya da başka sahnelerde yabancı dedektif ve komiserlere ait klişeler göze çarpıyor. Bunlar yabancı filmlerin artık klasik haline gelen sahnelerinden ancak sanki biz yapınca elbise üstümüze tam oturmuyor. Yabancı bir madde bizi rahatsız ediyor ve inandırıcılık derecesi de o kadar azalıyor. Tamamen Türkiye’ye ait bir adamdan ve olaydan bahsederken bunlara gerek var mıydı, bilinmez.
4. Filmde Michael Peterson’u canlandıran Ahmet Somers’in Türkçe aksanı hiç inandırıcı gelmedi hatta yer yer komik buldum. Türkçe kelimeleri bozuk kullanan bir adam bazı cümleleri bu kadar düzgün bir dille nasıl konuşabiliyordu anlayamadım. Gerçi filmdeki çoğu oyuncu tiyatro kökenli olduğundan hep harika ses tonları, düzgün vurgular duyuyorsunuz ama sadece buna takılırsanız da filmden uzaklaşma ihtimaliniz var.
5. Bir macera filmi gibi başlayan “Vali” ikinci yarıda öyle dramatik bir hal alıyor ki, şaşırıyorsunuz. Elbette belli dozlarda duygusal sahne konarak seyircinin içine işleyen anlar yaratılır ancak bu doz aşılırsa durum sıkıntılı bir hale gelebiliyor. Çok duygusal bir sahne, başka duygusal sahnelerle uzatılınca kesinlikle etkisini kaybediyor ve sıkıcı oluyor. (Yine gözyaşı tehlikesi olan sahneler bunlar) Sonra bir anda tekrar bir macera filmine dönüyorsunuz. Film bu anlamda arada kalıyor. Ne oraya ait olabiliyor ne de başka bir yere. Tüm bunlara karşın iyi bir seyirlik olduğu söylenebilir, en azından güzel bir şeyler için çaba sarf edilmiş.