15 Haziran 2018 haftasında 3'ü yerli toplam 6 film vizyona giriyor.
Alper Mestçi'nin yönettiği Üç Harfliler serisinin yeni halkası Beddua, dört arkadaşın hikayesini anlatıyor. Melek, Burcu, Eda ve Ayla aynı liseden mezun olmuş, aradan geçen yıllara rağmen birbirlerinden hiç kopmamış yakın arkadaşlardır. Havel adında bir Şaman kadınla tanışmaları ve kimden geldiği belli olmayan kuvvetli bir beddua, korkunç günler yaşamalarına neden olacaktır. Film, bu dört genç kızın hayatlarını cehenneme çeviren Beddua ile yüzleşmelerinin Bursa'da yaşanmış gerçek hikayesini konu alıyor.
Başrollerini Sandra Bullock, Cate Blanchett, Anne Hathaway, Sarah Paulson, Rihanna ve Helena Bonham Carter'ın paylaştığı filmde, Danny Ocean'ın uzun süredir ortalarda olmayan kız kardeşi Debbie Ocean şartlı tahliyeyle serbest kalınca çok büyük bir soygun gerçekleştirmeyi planlamıştır. Met Gala'da, Daphne Kluger'in boynunda taşıyacağı milyonlarca dolar değerindeki mücevheri çalmak istemektedir. Bu amaçla yeteneklerine güvendiği yedi kadın arkadaşını bir araya getirerek imkansızı gerçekleştirmeye çalışır. Film, büyük ilgi toplayan Ocean's serisinin tamamı kadınlarla çekilmiş yeni bir hikayesi...
Kendi halinde bir taksi şoförü olarak hayatını kazanan Ferdi, dedesi Cemşit ile birlikte yaşamaktadır. İlginç bir karakteri olan Cemşit Dede, internet tanıştığı Bulgar Tatyana'yla evlenmeyi kafasına koymuştur. Tatyana'yı Türkiye'ye getirebilmek tarlasını satmaya karar verir. Ancak emlakçıya giderken yolda tanıştıkları Kader bir anda hafızasını kaybedince, Ferdi'nin zaten başından aşkın dertlerine bir yenisi daha eklenir.
Çocukluk arkadaşı Arda, Erdem ve Fırat büyüdüklerinde de aynı evde yaşayarak hayatlarına devam etmektedirler. Bir gece kapılarının önüne bırakılan bebekle birlikte üç arkadaşın hayatı tamamen değişir. Daha önce hiç bebek bakma deneyimi olmayan üçlü komik durumlara düşüp bir yandan da bebeğin kimin olduğunu araştırmaya koyulur. Bu sırada Arda ise bebek sayesinde tanıştığı Seren ile yeni bir aşka yelken açacaktır. Ela bebeğin hiç bilmedikleri hayat hikayesi ortaya çıkınca hepsi büyük bir şok yaşarlar.
Bir grup dahi öğrenci, bir kuantum bilgisayarı vasıtasıyla zihinlerini birbirine bağlayarak kablosuz sinir ağı ve bu ağı yönetebildikleri müthiş bir yazılım yaparlar. Bu gelişmenin tüm insanlığa yeni ufuklar açması beklenmektedir ancak bir süre sonra çok daha büyük ve karanlık bir gücün başka planları olduğunu, aslında kendilerinin korkunç bir deneyin parçası olduklarını fark ederler. Bu teknolojiyi kitleleri kontrol etmek için kullanmayı düşünenlerle mücadele etmek zorunda kalacaklardır.
Laurent Cantet'in Cannes Film Festivali'nde Belirli Bir Bakış bölümünde yarışan filmi, La Ciotat adlı sahil kasabasında yaşananları konu alıyor. Kasaba, 25 yıl önce kapanan tersaneyle birlikte eski refah içindeki günlerini arar hale gelmiştir. Bu kasabada düzenlenen ve yörenin hevesli ve yetenekli yazar adaylarının bulunduğu yazarlık atolyesine tanınmış yazar Olivia Dejazet öncülük etmektedir. Dejazet, gençlerden kasabanın sanayi geçmişiyle de bağlantısı bulunan bir roman yazmalarını ister. Herkes kendi hazırlıklarını yaparken, içlerinden biri agresif tavırlarıyla hemen dikkati çeker. Atölyenin geleceği kısa bir süre içinde kökünden değişecektir.