Daniel Craig, 2006 yılında büyük başarı kazanan CASINO ROYALE’de ilk kez canlandırdığı James Bond 007 rolüne geri dönüyor. “Karakterden hiç uzaklaşmamışım gibi; bu kez biraz daha uzun süre dahil oldum ve QUANTUM OF SOLACE’ın çekimlere başlamadan önce üzerinde üç ay kadar çalıştım. Bir Bond filmi, büyük bir mekanizmadır; çalıştırmak için çok miktarda itme kuvveti gerekir. Noelden hemen sonra çalışmaya koyulduk ve her şey yerine oturmaya başladı.”
Craig, CASINO ROYALE’in rekor kıran başarısının ardından gelen işi hafife almıyor. “Bu sefer daha kolay olacak gibi bir hisse kapılmıyorum, daha zorlu olacağını hissediyorum. Bizden beklenen şey, iki yüzü keskin bir bıçak gibi: Bu filmi daha iyi yapmalıyız. İnsanlar sürekli CASINO ROYALE’in alışılmış Bond tarzını terk ettiğini, bu filmde de tekrar terk etmemiz gerektiğini söylüyor.
Görsel bir öykü anlatıcısı olan Marc Forster’a sahip olmak ve tehlikeli sahneleri muhteşem çekip aksiyonu mümkün olan en iyi biçimde yansıtan Dan Bradley’nin ikinci birimi yönetmesi; bu iki ismi birleştirmek oyunun anahtarı. Yapabileceğimiz en iyi Bond filmini yaratmak için sahip olabileceğimiz en iyi isimleri aldık. Herkes bu konuda çok hevesli ve farklı bir şey yaratmak fikri karşısında çok heyecanlı. Hikâyeyi geçen filmden devralıyoruz ama farklı şeyleri inceliyoruz. Marc (Forster)’ın filme bakış konusunda çok farklı bir tarzı var ve ben kişisel olarak bu konuda çok heyecanlıyım.”
QUANTUM OF SOLACE, James Bond serisinde ilk doğrudan devam filmini oluşturuyor. Craig şöyle açıklıyor: “CASINO ROYALE’de açıkta kalan konuları bağlama ve insanların Bond filmleri yapmak için geri döndüğümüzü anlamalarını sağlama ihtiyacı hissettik. Benim için bu, kendi başına anlam ifade eden bir şey yaratmakla ilgili ama iki filmi bir araya getirirseniz, inanılmaz bir deneyim yaşarsanız çünkü devam eden tek bir öykü izlersiniz.”
Craig Marc Forster’la arasındaki iş ilişkisi hakkında ayrıntılı konuşuyor. “Marc ve ben tanışır tanışmaz uyum sağladık. Birlikte kalıp fikir ve duygu alışverişinde bulunursak iyi bir film yapacağımızdan asla şüphe etmedim. Bu olabilecek en son nokta; ikimiz de filmden söz edip duruyoruz, aynı dalga boyundayız. Marc’ın muazzam bir baskı altında olduğu bir gerçek; beklentiler, bütçe konuları, lokasyonlar, hava durumundaki değişimler; liste uzadıkça uzuyor ama devam etmek zorundaydık. Bu filmi yeni bir yerlere götürüp geçen filmden ayırmamız gerekiyordu. Bir şeyleri değiştirmek istediğimizden değil ama her şeyi canlı ve taze tutmamız gerekiyordu. Marc bu konuda çok güçlüydü; kendisini nasıl adadığını görmekten dolayı çok mutluyum.”
QUANTUM OF SOLACE iki katı tehlikeli sahne vaat ediyor; Craig, prodüksiyonun izin verdiği miktarda tehlikeli sahnede bizzat yer almak için antrenman yapma fırsatını memnuniyetle karşıladı. “Koşarak start aldık. Böyle bir filmde pek çok değişken var. Bir bakıma, benim için hâlâ yeni bir şey ama kendinizi hazırlamanız ve mümkün olduğu kadar prova ve antrenman yapmanız gerekiyor. Sahneler karmaşık ve çoğunlukla tehlikeli; o nedenle her an tetikte olmalıyız. Bunun, bitmiş filme katkıda bulunacağını umuyorum.”
QUANTUM OF SOLACE, serinin diğer filmlerinden daha fazla ülkede çekildi. Craig nedenini açıklıyor: “Bence Bond filmlerinin kurtuluşu, yeni yerlere gitmemizde. Bu karakterin size heyecan verecek ve dünyayı yeni bir bakış açısıyla görmenizi sağlayacak yerlere gitmesi önem taşıyor. Bana göre, çocukken Bond filmleri sizi bir başka dünyaya ışınlardı. Sizi farklı mekânlara götürmesi ve dünyanın ne kadar harika, şaşırtıcı ve farklı olduğunu göstermesi önemliydi. Eğer bu filmi yapmamızın tek nedeni bu idiyse, başardık demektir.”
Kasting sürecinde de yer alan Daniel Craig, Camille’i oynayacak doğru aktrisi bulmaya çalışmalarını hatırlıyor: “Rol yapabilen güzel kızlar bulmak zorlu olabilir ama adayları eledik ve Olga seçmelerde rolün hakkını tam olarak verdi, muhteşemdi. O gerçekten iyi bir oyuncu, artı güzel bir kadın yani role cuk oturdu. Muhteşem, buz gibi mesafeli bir havaya sahip; bu da rolü için çok önemli çünkü o da Bond da bir intikam yolculuğundalar. İstemeye istemeye ortak oluyorlar; bu da çok ilginç bir ilişkiye yol açıyor, özellikle de öyküyü doğrudan Bond’un aşık olup kalp kırıklığı yaşadığı CASINO ROYALE’den devam ettirdiğimiz için. Bunun gerçekten güçlü bir etkisi vardı; yeni film de bunun hakkında, başka biriyle karşılaşmak ve aşık olmanın artık anlamsız gelmesi…”
Böyle söylemesine rağmen, Bond Gemma Arterton’un oynadığı Ajan Fields’la biraz eğlenmekten geri kalmıyor. “Gemma’nın karakteri harika, o da hakkını vererek oynuyor. Başlangıçta hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi görünen ama sandığımızdan daha akıllı bir ajan. Bond’la işbirliği yapıyor. Bond incinmiş ve hasar görmüş; o nedenle Tanrıya şükür Gemma geliyor!”
Fransız oyuncu Mathieu Amalric, Bond kötü adamı Dominic Greene rolünde. “Mathieu muazzam bir aktör; Bond kötü adamları zekâlarıyla tanınırlar. Çılgın bir bilimadamı ya da bilim yoluyla dünyayı ele geçirmek isteyen deli bir dahi değil. Yeteneğini kullanarak insanları yönlendirip, ömrü boyunca ele geçirebileceği kadar toprak elde etmek isteyen, yüksek zekâya sahip, agresif biri. Kime zarar verdiğine aldırmıyor, kimse yoluna çıkamaz. Mathieu rolü tam kalbinden vurdu, tamamen anladı ve sonuna kadar gidiyor; bu, bir Bond kötüsünden isteyeceğiniz bir şey.”
Sıkı çalışmaya rağmen, belki de bunun sayesinde, Craig hevesli. “Yaptığımız şey konusunda inanılmaz bir heyecan duyuyorum. Ne kadar çok şey başardığımızı görmek beni şaşırtıyor. O kadar fazla mekânda bulunduk ki… Film baş döndürücü görünüyor; gerçekten özel bir şey başardığımızı düşünüyorum, aslında, gerçekten özel bir şey başardığımızı biliyorum.”