Tunuslu yönetmen, heykeltraş ve yazar Nacer Khemir, uluslararası jüriye başkanlık ettiği 7. Malatya Uluslararası Film Festivali kapsamında sanatseverlerle bir araya geldi.
Khemir, filmlerinde Kuzey Afrika folklörlerinin zenginliğini ele alıp Arap ve Fars kültürlerinin geleneksel ve masalsı öğelerini bu coğrafyanın zengin renk paletiyle beyaz perdeye yansıtmasıyla ve izleyiciyi içine çeken mistik bir dünya oluşturmasıyla tanınıyor.
Festivalin açılış töreninde Onur Ödülü alan 69 yaşındaki yönetmenin, Wanderers of the Desert (Çöl İşaretçileri) filminin (1986) yenilenen bir kopyası da izleyicilerin beğenisine sunuldu.
Gösterimin ardından bir söyleşiye katılan Khemir, “Sinemada çeşitli modeller vardır. Mesela Amerikan sinemasının temel modeli Westerndir. Ben kendi filmlerimi, kendi üslubumu ararken kendime, anneme, büyükbabama vs onlara benzeyen, onları anlatabileceğim bir dil aradım. Bir yönetmen üslup aradığında kendisini en iyi şekilde yansıtabileceği bir üslup arar, bir maske aramaz” dedi.
Sinema diline ilişkin bilgi veren ünlü yönetmen, “Çocukken güzellik ve umut aradığımız anlatıldı bize. Bu yüzden anlattığımız öyküler acılı bile olsa buna uygun bir dil bulmamız beklenir. Günümüz dünyasında iki temel baz alınıyor, şiddet ve şok etkisi yaratma. Bence dünya o kadar kötü ki sinemada da şok etkisine ihtiyaç yok. Çocuklara sevmeyi değil korkuyla yaşamayı öğretiyoruz, ne yazık ki. Ben sinemamda çocuklara gelecek için sevgi ve umut aşılamak istiyorum. Oysa maalesef sevgi pazarlama gücü olan, satan bir şey değil” ifadelerini kullandı.
Çok sayıda festvalde onlarca ödül kazanan yönetmenin filmleri Binbir Gece Masalları ile kıyaslanıyor.
