Sürprizlerle dolu bir aşk hikayesini anlatan 'Seni Seviyorum Adamım' filminin iki yıldızı Gizem Karaca ile Barış Kılıç: 'Seni seviyorum', dünyada söylenmesi en zor iki kelime. Bu filmi izleyenler için sevgilerini dile getirmek kolaylaşacak.
Başrollerini Gizem Karaca ve Barış Kılıç'ın paylaştığı, yönetmenliğini Biray Dalkıran'ın üstlendiği romantik komedi filmi 'Seni Seviyorum Adamım' 21 Kasım'da gösterime girecek. Kıbrıs'ta çekilen romantik filmin başrol oyuncuları Gizem Karaca ve Barış Kılıç, merak edilen soruları yanıtladı...
- Bu film, oyunculuk kariyerinizin neresinde yer alıyor?
GİZEM KARACA: Herkesin sevdiği bir film vardır, favori bir köşesinde tuttuğu film. Bizimki de öyle bir hikaye oldu. Benim oynadığım karakter, hayatından kendi isteği dışında vazgeçiyor. Sonra vazgeçmemek için bir sebebi oluyor.
BARIŞ KILIÇ: Bu film, eski Yeşilçam filmleri tadında bir yapım. Filmde, genç yaşında hayatının son demlerini yaşayan birini canlandırıyorum. Hayatının bitmesini beklerken bir anda karşısına çaresizlik içinde biri çıkıyor. Denize düşen yılana sarılır misali... Ama yılan ben değilim!
- Son dönemde Yeşilçam tadını yakalamaya çalışan filmler vizyona giriyor. Sinemada illa Yeşilçam duygusunu yakalamamız mı gerekiyor?
B.K.: Türk halkının gerçeği bu; hepimiz hemen hemen aynı şeyleri seviyoruz. Yeşilçam'da çok karışık senaryolar olmuyordu, filmin başında kimin kimi seveceği belliydi. Çünkü biz basit şeyleri seviyoruz.
G.K.: Ben senaryo yazana kadar öyle... (Gülüyor) Yeşilçam filmlerini yayınlayan kanalı hep seyrediyorum. Bu bizde de, dünyada da aynı. Her ülkenin kendi Yeşilçam'ı vardır.
- 'Seni Seviyorum Adamım' bir aşk filmi... Siz sevginizi nasıl dile getirirsiniz?
B.K.: Bu filmin adını ilk duyduğumda basit geldi fakat sonra dünyanın söylenmesi en zor iki kelimesi olduğunu düşündüm. Ben bunu kolay söyleyemem ama sevgiyi söylemenin onlarca farklı yolu var. Kimisi günlük hayatında onlarca kez söylüyor, kimisi de hayatı boyunca söyleyemiyor. Bu filmi izledikten sonra umarım bunu söylemek insanlara daha kolay gelir.
G.K.: Aslında herkese söylemek lazım; eşine, arkadaşına, ailene...
- Başrol oyuncuları olarak sette nasılsınız? Karavanına çekilip sahnesini bekleyen oyunculardan mısınız?
B.K.: Hiç karavanımız olmadı kardeş! (Gülüyor) Set ortamında herkes arkadaşımız; hep sohbette oluyoruz beklerken.
G.K.: Ben ekip kızı gibiyim. Çay ocağında vakit geçiririm, setim olmadığı günler bile bazen uğrarım, takılırım. Böyle daha sıcak oluyor. Barış'ın bazen bana "Ya bir otur da şu sahneyi çekelim" dediği oluyor.
- Bu filmden önce tanışıyor muydunuz?
B.K.: Bir araya gelmemiz çok enteresan oldu. Daha önce aynı dizide oynadık fakat hiç tanışmadık. Bu film bana ilk geldiğinde, yapımcı bana "Kiminle oynamak istersin?" dedi. Akşam eve gittiğimde aklıma kıpır kıpır, sevecen, tam bir yaz kızı olarak Gizem geldi. Ertesi gün ofise gittim.
G.K.: O gün ben de ofise görüşmeye çağrıldım. Filmin başrol oyuncusunu bilmiyordum. Meğer o sırada toplantı varmış ve içeride Barış benim adımı veriyormuş. Sonra kapı açıldı, Barış bana sarıldı, "Çok şanslıyız" dedi. Ben şok oldum tabii, o sırada tanışmıyoruz bile. Öğrendikten sonra çok sürpriz oldu, iyi ki de olmuş.
- Gizem Hanım, fragmanda "Tek gecede hayallerim gerçek olsa..." diyor. Siz ne dilerdiniz?
G.K.: Huzur, sağlık, başarı ve hepsinin bütün olduğu şeyleri istiyorum ama çok hayalperestim galiba.
B.K.: Rahmetli dedemi çok severdim; keşke yaşasaydı da bu filmimi izleseydi...
- Barış Bey, daha önce "Oyunculukta yalandan öpüşme diye bir şey olmaz" demiştiniz. Bu tarz sahnelere nasıl hazırlanıyorsunuz?
G.K.: Şimdi niye böyle bir şey dedin ki! (Gülüyor) Tamamen o moda giriyorsunuz zaten. Karaktere büründüğünde ekstra motivasyona gerek kalmıyor.
B.K.: Bu işler yalandan olmaz tabii ki... Senaryoya iyi çalışıyorum. En fazla dişlerimi fırçalarım, o gün lahmacun yemem. (Gülüyor)
- Filmin gişesiyle ilgili bir tahmininiz var mı?
B.K.: Gişeyle ilgilenmek istemiyorum desem de, bakıyoruz tabii ki. Fakat gişeyle ilgili bir öngörüm yok.
G.K.: Gişenin kötü olması, sınavdan kötü not almak gibi bir şey. Düşeriz ama yine kalkarız...
- Bugün kariyerinizde hedeflediğiniz yerde misiniz?
G.K.: Ben üstündeyim; bu kadar hızlı gelişeceğini düşünmemiştim. Küçükken astronot olmak istiyordum ama şu anda çok mutluyum.
B.K.: Hep geniş kitlelere hitap edeceğimi düşündüm. Politika mı, futbolculuk mu olur derken, oyunculuk oldu.