Arzuladıkları ve hak ettikleri güzellikte, başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanarak; kendi düşünün peşinden koşan kadınları “görünür” kılma çabasıyla yoluna devam eden Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali bu yıl 11. kez konuk olacak hayatımıza; kimi zaman sarsarak, şaşırtarak; kimi zaman hüzünlendirip, ağlatarak ve bazen de gülümsetip, coşturarak...
8–15 Mayıs 2008 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleşecek festivalde bu yıl 27 ülkeden 88 kadın yönetmeninin 89 filmi seyirciyle buluşacak. Özgürlük, mücadele, kendini keşfetme ve sevgi temalarını öne çıkaran kadın filmlerinden oluşan zengin programı ile başkentli sinemaseverlere, sinemaya doyacakları bir hafta yaşatmayı amaçlayan festivalin, daha çok film izlenmesi amacıyla 5 ytl’den satılacak biletleri, 1 Mayıs’tan itibaren Kızılırmak Sineması’nda açılan gişelerden temin edilebiliyor.
11. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin basın sponsorlarından Sinemalar.com olarak, festival programında yer alan filmler içerisinden sizler için bir seçki hazırladık.
Sinemalar.com Bu Filmleri İzlemenizi Tavsiye Ediyor
1. Gerçek Aşk Kördür (Blind)
Hollanda’dan katılan ‘Gerçek Aşk Kördür’, sinemada gerçek bir aşk öyküsü izlemeye hasret kalanların damağında hoş bir tat bırakacak. Etkileyici görüntüleri ve müziğiyle öne çıkan film, aşkın gerçekten de kör olup olmadığını sorguluyor. Yönetmen Tamar van den Dop da Ankara’da olacak ve filminin gösteriminin ardından seyircilerle sohbet edecek.
2. XXY
Cannes\'da Eleştirmenler Haftası\'nda Büyük Ödül kazanan Lucia Puenzo\'nun ilk uzun metrajlı filmi ‘XXY’ ise hermafrodit (çift cinsiyetli) bir gencin çarpıcı öyküsünü anlatıyor. Cinsiyet, cinsellik ve toplumsal cinsiyet kimliği üzerine etkileyici sözler söyleyen film yarışmanın en akılda kalıcı filmlerinden biri olacak.
3. Bir Yudum Sevgi
Festival “Bilge Olgaç Başarı Ödülü”nün bu seneki sahibi Meral Çetinkaya’nın iki filmine programında yer veriyor. Bunlardan ilki Atıf Yılmaz’ın en iyi filmlerinden ‘Bir Yudum Sevgi’ (1984). Başkaldıran kadın karakteri, toplumun “genel ahlak” anlayışı ve kadının kurtuluşuna yaptığı vurguyla bugün bile Türkiye sinemasının vazgeçilmezlerinden biri olan film, Türk edebiyatının en önemli yazarlarından Latife Tekin’in Berci Kristin Çöp Masalları adlı kitabından uyarlandı.
4. Az Önce Oldu (Kurz Davor ist es Passiert)
Festivalde Avusturya adına yarışan ‘Az Önce Oldu’, evrensel bir sorun olan kadın ticaretini gerçek öyküler ekseninde ele alıyor. Anja Salomonowitz’in Berlin’den “Caligari”, Viyana’dan da “En İyi Film” ödüllerini toplayan filmi, kurguyla kurmaca arasında seyircinin vicdanını da sorguluyor.
5. Deniz Anası (Meduzot)
Fransa-İsrail ortak yapımı ‘Denizanası’nın iki yönetmeni var: Shira Geffen ve Etgar Keret. Cannes Film Festivali’nden “Altın Kamera Ödülü”yle dönen film, insanlık durumlarına dair çokparçalı öyküler anlatan şaşırtıcı bir yapım.
6. Jeanne Dielman
Sinema tarihinin en önemli yönetmenlerinden Chantal Akerman’ın gerek yarattığı etki gerek süresiyle dikkat çeken 1976 tarihli filmi ‘Jeanne Dielman’, 3,5 saate yaklaşan süresiyle seyirciden sabır istiyor ancak bunun karşılığını da fazlasıyla veriyor. Yabancılaşmanın, bir başınalığın ve kopukluğun ifade edilmeyen trajedisini kışkırtıcı bir biçimde anlatan film, 70’lerde feminist hareketi derinden etkilemişti.
7. Savage Ailesi (The Savages)
Ankara’daki ilk gösterimini yapacak olan ‘Savage Ailesi’ (2007), Tamara Jenkins’in yönettiği, yaşlılık üzerine yıkıcı bir dram. Bu sene “En İyi Kadın Oyuncu” dahil olmak üzere iki dalda Oscar adaylığı alan film, pek çok festivalden de ödülle döndü.
8. Hayalet Aşk (Phantom Love)
Sinema dergisi Altyazı’nın katkılarıyla gösterilecek olan, Nina Menkes’in seyircileri adeta ikiye bölecek olan filmi ‘Hayalet Aşk’ (2007), sürreel bir aşk öyküsü anlatırken, seyircinin izleme deneyimini de zorlayacak. Zor filmleri sevenler için kaçırılmayacak bir fırsat.
9. Şaşkın Köpekler (Sag-haye Velgard)
Marzieh Meşkini’nin 2004 yılında çektiği film, Afganistan’da savaşın yıkıcı etkisinden en çok etkilenenin çocuklar olduğu gerçeğinden yola çıkarak, anneleri hapse giren iki çocuğun yaşadıklarına odaklanıyor.
10. Onu Tanıdığımda Erkekti (She Is A Boy I Knew)
Gwen Haworth’un yazıp yönettiği ve başrolünde kendisini oynadığı, Montreal Uluslararası LGBT Film Festivali’nden “Seyirci Ödülü”yle dönen film; kıyafetlerin, isimlerin ve anatominin cinsel kimliğin kurulması üzerindeki rolünü tartışıyor.