Farketmemiş olabilirsiniz ama 2008’de hangi köşeyi dönseniz, karşınıza bir süper kahraman çıkacak.Bu kahramanlar Batman, Hellboy, Hulk hatta Hancock bile olabilir…
Bu kadarı da fazla deyip, kıvırıp atmadan önce tür hakkında bilgi sahibi bir adamın sözlerine kulak verin. “Bu durum ancak tüm süper kahramanlar birbirine benzerse bir soruna dönüşür”diyor Marvel Stüdyoları’nın yapım bölümü başkanı ,aynı zamanda Iron Man’in yapımcısı Kevin Fiege. “İyi haberse bu yaz bütün süper kahramanlar birbirinden farklı olacak.”
Iron Man ayrıca Marvel Film Stüdyoları’nın tamamını finanse ettiği ilk ve şu anlık tek yapım.1960 yılının popüler çizgi romanlarından esinlenerek yapılan film aslında yine türdaşları gibi milyoner bir çapkınla ilgili ama Batman’la benzerliği bununla sınırlı kalıyor diyebiliriz.
Dahi bir silah üreticisi olan Tony Stark (Robert Downey Jr.), Afganistan’da ölümcül bir şekilde yaralanıyor.Yerel asiler tarafından ele geçirilen Stark -kalbine baskı yapan bir şarapnel parçası var- zırh şeklinde, süper bir silah yapmaya zorlanıyor. Göğsünde şarapnel parçasını sabit tutan mıknatıslı bir bölüm olan zırhı yapan Stark, ABD’ye kaçıyor.Burada, teknolojiyi geliştirmeye devam ediyor ve süper güçlü, ışınları püskürten ve süpersonik dalgalar yardımıyla uçabilen altın ve kırmızı renkli, intikamcı Demir Adam’a dönüşüyor.Ama içeride, vicdanı içini kemirmeye başlıyor, aslında bu alışmışın dışında bir karakter; sanki James Bond, Tom Clansy ile buluşuyor ve bir de bunlara Charles Dickens ekleniyor.
Tony, imkanlar dünyasında yaşayan bir adam, endüstriyel/askeri kompleksini besliyor. Film ilerledikçe, bunun dünyaya yaptığı etkileri görmeye başlıyor ve keşifler kahramanda nüanslar oluşturmaya başlıyor. Yani film klasik bam gümden ibaret değil aslında.Açıkcası Robert Downey Jr.’ın güvenli ve ince bir performans sergilemesini, ne filmin konusu ne de özel efektler kapatabiliyor.
Özel efektler demişken, filmi özel efekt açısından değerlendirecek olursak, Favreau’yu kutlamak lazım. “Made”, “Zathura” ve “Elf” filmlerinin yönetmeni şu ana kadar Hollywood tarafından bir görsel efekt seçim uzmanı sayılmasa da sürekli ve birikimli ilerleyen sinema anlayışı herkesi etkiliyor. Bunu bir örnekle de ispatlayabiliriz.
Hollywood’da sık kullanılan iki tür efekt vardır. Bunlar CGI (Computer Generated Imagery) ve pratik efekttir. CGI teknolojisi, isminden de anlaşıldığı gibi, bilgisayarın bütün inceliklerinin kullanıldığı bir tarzdır. Diğer yandan, pratik efektler ise abartıya kaçmadan filmi izlenir kılan efektlerdir.
Jon Favreau, ilk yönetmenlik denemelerinden biri olan “Elf”te sık olarak pratik efekt ve stop motion teknolojisini kullanmıştı. 2005 yapımı “Zathura”da ise CGI’ı yoğunlukta kullanmıştı.
“Iron Man” de ise yönetmen sanki yeni bir görsel efekt dalı getiriyor sinemaya… CGI teknolojisini o kadar güzel kullanıyor ki, seyirciyi görsel efektlere değil de, hikayeye odaklıyor, daha doğrusu filmi bir bilgisayar oyunu yapmaktan çıkarıyor. Filmin background’una da realist görsel efektler serpiştirerek, filmin seyir zevkini yükseltiyor. Yapılan bir röportajda da esprili bir tavırla “Animasyon işini ILM ele aldığından, Iron Man’i görmek çok pahalıya patlıyor, bu yüzden Robert Downey Jr.’ı Demir Adam’dan daha fazla göreceksiniz”diyor.
Filmde Tony Stark’ın en iyi arkadaşı Jim Rhodes rolünde Oscar adayı oyuncu Terrence Howard, Tony Stark’ın gönlünü kaptırdığı güzel asistan Virginia Pepper Potts rolünde ise “Aşık Shakespeare” ile Oscar kazanan Gwyneth Paltrow kamera karşısına geçiyor.
Robert, gerek oyunculuğunun gerekse karakterin gücüyle adeta “bu film benim filmim” der gibi oyunuyor - her ne kadar oyunculuğunu “Chaplin”de Oscar’a aday olarak tescillemiş olsa da-.
Filmle çizgi roman arasında ise bir sürü fark olmakla birlikte, bunların ikisi gerçekten çok ilginç. Öncelikle gerçek hikayede kahramanımız Vietnam savaşında esir alınan, kalp rahatsızlığı olan vatansever bir Amerikalı; fakat filmde ise Afganistanlılar tarafından esir alınıyor. Aslında Amerika’nın o zaman Vietnam’a ne yaptıysa, günümüzde de Afganistan’a öyle yaptığını düşünürsek, senaristin yaptığı teşbih sanatı açıkca ortaya çıkıyor.
Bir diğer anekdot ise çizgi romandaki Demir Adam’ın en büyük düşmanı M.O.D.O.K’ ye filmde yer verilmemesi. M.O.D.O.K’u çizgi romanları okuyanlar bilir, sallanan bir sandalyede oturan, kocaman kafalı ve sadece öldürmek için dizayn edilmiş, beyinsel bir organizmadır. Favreau, M.O.D.O.K’a yer vermeyip, onun yerine en büyük düşmanı Mandarin Çinlisi yapmasını da soğuk savaş dönemini çağrıştırmasına bağlamıştır.
Gerek seyir zevki, gerekse konu açısından yılın “Hancock” ile birlikte en çok beklediğim süper kahraman filmiydi “Iron Man”.Eğer bu yılki süper kahraman filmlerine gitmeyi planlıyorsanız, bu film gerçekten ilk sırayı hak ediyor. Robert Downey Jr.’ın filmde Iron Man’den fazla göründüğünü de unutmamak gerek.