Sinemalar.com’un basın sponsorluğunu üstlendiği Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali bu sene 11. kez uçmaya hazırlanıyor. Dünyanın kadınlarını bir kez daha peşine takan Uçan Süpürge, 8–15 Mayıs tarihleri arasında İran’dan İsrail’e, Brezilya’dan Arjantin’e farklı ülkelerden farklı tatlar getirecek Ankara’ya. “Kendin Ol, Düşünü Yarat” temasıyla yola çıkan festivalde 27 ülkeden 88 kadın yönetmenin 89 filmi gösterilecek. Kalkış için hazırlıklarınızı yapmaya başlayın!
Türkiye’nin ilk kadın filmleri festivali Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali bu sene Vakıfbank’ın sponsorluğunda, Kültür Bakanlığı ve Başbakanlık Tanıtma Fonu’nun katkılarıyla düzenleniyor. Bir kez daha baharın tazeliğiyle ‘merhaba’ diyecek festivalin mönüsü yeni ve eskilerden oluşan leziz filmlerle dolu.
11. Uluslararası Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali, 8 Mayıs Perşembe akşamı Devlet Opera ve Balesi’nde (Büyük Tiyatro) yapılacak Açılış Töreni ile başlayacak. Başak Köklükaya’nın sunuculuğunu yapacağı gecede Nilüfer Aydan’a “Uçan Süpürge Onur Ödülü” ve Meral Çetinkaya’ya “Bilge Olgaç Başarı Ödülü” verilecek. TRT 2’den canlı yayınlanacak gecede Cellisima grubu da küçük bir konser verecek.
Biletler sadece 5 YTL
Ankara’da sanat filmlerinin ilk durağı Kızılırmak Sineması’nda yapılacak festivalin biletleri öğrenci ve tam ayrımı olmaksızın 5 YTL olacak. Festival programında ücretsiz gösterilecek belgeseller aynı zamanda Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) kampüslerinde üniversiteli gençlerle buluşacak.
Sinemamız Altındağ’da
Açılış gecesinde Uçan Süpürge Onur Ödülü’nü alacak olan, Türk sinemasının sıra dışı oyuncusu Nilüfer Aydan’ın, Halit Refiğ klasiği ‘Şehirdeki Yabancı’yla konuk olacağı “Sinemamız” bölümünde ayrıca, etkileyici performansıyla hafızalarımızda yer eden, Bilge Olgaç Başarı Ödülü’nün bu seneki sahibi Meral Çetinkaya’nın Tomris Giritlioğlu imzalı ‘Suyun Öte Yanı’ adlı filmi yer alıyor. Altındağ Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleşecek gösterimlerin ardından Aydan ve Çetinkaya seyirciyle buluşacaklar.
Her biri yeni, ödüllü ve ayrı renk
Festivalin artık gelenekselleşen ve bir filme Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği (FIPRESCI) Ödülü’nün verildiği “Her Biri Ayrı Renk” bölümü bu sene de yakın tarihli, festivallerde ödüllerle ağırlanmış, çok konuşulmuş, tartışılmış filmlerden oluşuyor. Türkiye’yi Selma Köksal’ın ‘Fikret Bey’inin temsil edeceği yarışmalı bölümde hafızalarda yer edecek 12 film bulunuyor. İranlı yönetmen Hana Makhmalbaf’ın 18 yaşında çektiği ve Berlin’den Selanik’e pek çok festivalden ödüller toplamış ilk uzun filmi ‘Utanç’tan Cannes\'da Eleştirmenler Haftası\'nda “Büyük Ödül” kazanan, cinsiyet, cinsellik ve toplumsal cinsiyet kimliği üzerine etkileyici sözler söyleyen Lucia Puenzo imzalı ‘XXY’ye kadar birbirinden etkileyici filmler seyircisini bekliyor.
Feminist klasik ilk kez
Festival programının en heyecan verici bölümü “Ustalara Saygı” olacak belki de. 70’li yıllarda yaptığı filmlerle hem sinemayı hem de feminist hareketi derinden etkileyen usta yönetmen Chantal Akerman’a ayrılan bu bölümdeki filmler Türkiye’de ilk kez izleyiciyle buluşacak. Bunlardan özellikle 1976 tarihli ‘Jeanne Dielman’ gerek yarattığı etki gerek süresiyle özellikle öne çıkıyor. 3,5 saate yaklaşan süresiyle seyirciden sabır isteyen film bunun karşılığını fazlasıyla veriyor. Le Monde gazetesinin “Sinema tarihinin ilk kadın başyapıtı” sözleriyle tanımladığı ‘Jeanne Dielman’ Akerman’ın da en önemli filmi sayılıyor. 2000’li yıllarda yaptığı ‘Tutsak Kadın’ ve ‘Yarın Taşınıyoruz’u da yönetmenin sinemasını merak edenler için kaçırılmayacak filmler.
Edebiyat, sinema, kadın
Kadın yönetmenlerin edebiyat uyarlamalarının yer aldığı “Kendine Ait Bir Oda” başlıklı bölümde Piyano’suyla uluslararası bir başarı elde eden Jane Campion’un ilk başyapıtı olan ‘Masamdaki Melek’ gösterilecek. Kanadalı yazar Janet Frame\'in özyaşam öyküsünü anlattığı aynı adlı romandan uyarlanan film akılla delilik arasındaki ince çizgide yürüyen bir kadın yazarın dünyasını etkileyici bir dille anlatıyor. Bölümün diğer filmleri ise; Guardian gazetesinin “Ölmeden önce izlenmesi gereken filmler” listesinde yer alan Gillian Amstrong’un Sarah Miles Franklin uyarlaması ‘Muhteşem Kariyerim’ ve Pascale Ferran’ın yönettiği ve geçtiğimiz sene Cesar Ödülleri’nde deyim yerindeyse ödüle boğulan D.H. Lawrence uyarlaması ‘Lady Chatterly’ olacak.
Özel gösterimler
Festivalin özel bölümlerine gelirsek… Bu seneki temayla da uyumlu “Bana Özel” bölümü gerçekten de özel ve ayrıcalıklı filmlerden oluşuyor. Bunlardan ilki, iki sene önce öldürülen bağımsız Amerikan sinemasının en ünlü oyuncularından Adrienne Shelly’nin yönettiği ‘Pastacı’ (Waitress, 2007). Romantik komedi kurallarını işliyor görünse de aslında bütün kodlarla oynayan bu “kendini iyi hisset” filmi Altyazı sinema dergisinin katkılarıyla gösterilecek. Filmin ardından festival mutfağının küçük bir sürprizi olacak ve canı çekenler için Cafe Elizinn festivale özel pastalar dağıtacak.
Bir diğer ‘özel’ film ise Ankara’daki ilk gösterimini yapacak olan ‘Savage Ailesi’ (Savages, Tamara Jenkins, 2007). Bu sene “En İyi Kadın Oyuncu” dahil olmak üzere iki Oscar adaylığı ve pek çok festivalde aldığı ödüllerle çok konuşulan film, yaşlanma/yaşlılık üzerine yıkıcı bir dram. ‘Savage Ailesi’ Radyo ODTÜ’nün katkılarıyla gösterilecek.
Ve bölümün son ‘özel’i; festivalin “Sıkıysa İzle” dediği ‘Hayalet Aşk’ (Phantom Love, 2007). Seyircileri adeta ikiye bölecek olan film sürreel bir aşk öyküsü anlatırken seyircinin izleme deneyimini de zorlayacak.
Erkekler önden
Festival bu sene bir de ‘Erkekler Matinesi’ düzenliyor! Ödüllü üç kurmaca ve iki belgesel olmak üzere beş filmin gösterileceği bu bölümde kadın yönetmenler erkekleri, erkekliğin nasıl üretildiğini farklı erkeklik halleri üzerinden anlatıyor. ‘Erkekler Matinesi’nin, filmlerin yanı sıra bir de sürprizi var seyircisine: ‘Güneşli Pazartesi’. Çağdaş gösteri sanatlarının genç temsilcilerinden Bedirhan Dehmen ve Şafak Uysal’ın ilk ortak koreografisi olan ‘Güneşli Pazartesi’ Türkiye toplumunda erkekliğin nasıl kurulduğunu fiziksel tiyatronun görsel dilini kullanarak anlatıyor. Ankara’da ilk kez sahnelenecek gösterinin biletleri MyBilet’ten satın alınabilir.
Pippa için barış
“Barış Gelini” projesi için 8 Mart’ta sanatçı arkadaşı Silvia Moro ile Milano’dan yola çıkan İtalyalı sanatçı Pippa Bacca’nın Türkiye’de yarım kalan yürüyüşünü Uçan Süpürge sürdürüyor. 11. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, ‘barış’ temalı bölümünü Pippa Bacca’ya adıyor. Festival, savaşın acıtan gerçekliğiyle barış umudu arasında sıkışmış öykülerin kadın gözüyle anlatıldığı “Barış Ne Zaman?” başlıklı bölümünde yer alan 7 filmle, Bacca’nın yarım kalan yürüyüşüne sinemayla destek verecek.
Söyleşileri de çok çekici
Festival programında filmler kadar söyleşiler de dikkat çekiyor. Kırmızı çatkıları ve karanfilleriyle 70’lerin ortasında kadın hareketinin önemli simgelerinden olan İlerici Kadınlar Derneği’nin (İKD) 33 sene sonra bir araya gelişlerini müjdeleyen “Bir Zamanlar İKD/Kadınların Bitmeyen Mücadelesinde Karanfilli Bir Uğrak”; Hande Öğüt, Latife Tekin, Hasan Akbulut ve Özden Sözalan’ın konuşmacı olacağı kadın-sinema-edebiyat üçgeninde gezinecek “Kendine Ait Bir Oda”; Annie G. Pertan, Leyla Özalp ve Şehbal Şenyurt’un katılacağı “Yapımcı Kadınlar” söyleşileri sinemaseverlerin kaçırmaması gereken etkinlikler olacak. “Yapımcı Kadınlar” başlıklı söyleşinin ardından ayrıca, Türk sinemasının en deneyimli yönetmen yardımcısı, yapım yönetmeni ve yapımcılarından Leyla Özalp’in yeni kitabı ‘Bir Film Yapmak’ ilk kez festivalde okurlarıyla buluşacak.
Festivalin konuklarından biri de, yapıtları bugün dünyanın pek çok müzesinin koleksiyonunda bulunan, çağdaş sanatın önde gelen isimlerinden Gülsün Karamustafa olacak. 14 Mayıs Çarşamba günü saat 13.30’da Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema Salonu’nda gerçekleşecek “Güllerim Tahayyüllerim” başlıklı söyleşide Karamustafa, pek çok ülkede sergi ve bienallere katılmış video çalışmalarını örneklerle anlatacak.
Festivalle ilgili ayrıntılı bilgi için: http://festival.ucansupurge.org