Berlin Film Festivali dün akşam düzenlenen törenle sona erdi. Herkesin favorisi Richard Linklater'ın 'Boyhood'u yönetmen ödülüyle yetinirken, Altın Ayı, Çin yapımı 'Black Coal, Thin Ice'ın oldu, ama nasıl?
Festival sırasında Berlin genellikle çok soğuktur, öyle ki yolda yürümek bile zor olur, hele bir de rüzgâr eserse. Bu yıl ise hava şaşırtıcı derecede ılımandı, sıcaklık hiç beş derecenin altına düşmedi. Garip bir durum.
Bir ara, Festival kataloğu basılırken bir hata yapıldığını ve yarışma ve ‘Generation’ Bölümlerinin filmlerinin karıştığını düşündüm. Yarışmada, başrolünde çocuklar ve gençler olan o kadar çok film vardı ki.
Genel kanı bu yıl yarışmaya seçilen filmlerin çok zayıf olduğu idi ama bu birçok kişinin umurunda değildi. Çünkü Berlin sadece yarışmadan oluşmuyor, bu yıl festivale katılan dört yeni sinema salonu ile artık 400’den fazla filmin gösterildiği bir film fabrikası görünümünde. Festivalin bütün bölümlerini sıralamaya kalksam başka bir şey yazamam. Bu yıl festival kapsamında 2500 film gösterimi yapılmış ve toplam 330.000 bilet satılmış. Almanlar bununla çok gurur duyuyor çünkü Cannes Film Festivalinin bu kadar izleyicisi yok.
Tören tam 19.00’da başladı. Sahnenin ortasında büyük bir ekran, ekranın iki yanında 5 – 6 metre yüksekliğinde iki ayı. Ayı, Berlin’in simgesi. Bizim ülkede hangi kent ayısı ile meşhurdur diye düşündüm, bir cevap bulamadım. Zaten bu konuyu da çok kurcalamamak gerekir. Alınanlar olabilir. Açılışı da sunan Anke Enkelke sahneye çıktı. Sunumu yine çok sevimli ve kusursuzdu. Hemen Belediye Başkanına lafını çaktı. “Açılışa gelmediniz, doktor raporu da yollamadınız, neyse şimdi buradasınız” dedi. Festival Yönetmeni Dieter Kosslick sahneye gelip kısa bir konuşma yaptı. Salonda bulunan politikacıların adı anıldı ama kimse sahneye çıkıp konuşma yapmadı. (Bunu sürekli yazıyorum, belki ülkemize örnek olur diye.)
Ödülü aslında Tesiro mu aldı
Sonra ödüller dağıtıldı. Kısa film dalında mansiyon alan yönetmen sahneye takım elbise ve kravat ile çıktı. Benim bir ödül töreninde gördüğüm ilk kravatlı kısa film yönetmeni olduğundan yazıyorum bunu, belki anlayan çıkar. Herkesin favorisi ‘Boyhood’un yönetmeni Richard Linklater yönetmen ödülünü alınca film ödülünün başka bir filme verileceği anlaşıldı. Yeni ufuklar açan yönetmene verilen Alfred Bauer Ödülü, 92 yaşındaki Alain Resnais’e gitti. Kanımca jüri burada festivale katılan genç yönetmenlere “Alain Renais hâlâ 50 yıl önce yaptığı filmlere benzer filmler yapıyor ama yine de sizden daha iyi. Kendinize gelin” mesajını vermek istedi.
Jüri Büyük Ödülü Wes Anderson’un yönettiği ‘Grand Budapeşte Hotel’e gitti. Ben bu filmi sevmiştim, alkışladım.
Burada yeni bir paragrafa geçmek gerekiyor, çünkü bazı çatal dilli, kötü niyetli insanlar Altın Ayı Ödülü’nü Tesiro’nun aldığını iddia ettiler. Simdi siz “Yarışmada Tesiro diye bir film yoktu” diyeceksiniz. Doğrudur, böyle bir film yok. Tesiro, 2009 yılından beri Berlin Film Festivaline sponsor olan bir mücevher şirketi. Bir Çin şirketi olan Tesiro, bu yıldan başlayarak üç yıl için Berlin Film Festivali’nin dört ana sponsorlarından biri oldu. Bir rastlantı sonucu En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Film (Altın Ayı) ödüllerini de Çin filmi ‘Black Coal, Thin Ice’ aldı. En iyi kadın oyuncu ödülü ise usta yönetmen Japon Yoji Yamada’nın ‘Chiisai Ouchi’ adlı filmde rol alan Haru Kuroki’ye gitti.
Festival’de Türkiye adına yer alan dört uzun metraj fillmden Panorama Bölümü’nde gösterilen Kutluğ Ataman'ın 'Kuzu’ filmi de ‘Cicae Art Cinema Award’ ödülüne değer bulundu.
Haber: AHMET BOYACIOĞLU