İlk shrek’i izlediğim anı hatırlıyorum. Daha ön sıraya geçip tamamen tekniğine bakmıştım. Animasyonda yaratılan bu yenilik ve gerekçilik konuya ilgi duyanlar için devrimdi. Hele birde filmin güzel olması bu sevinci ikiye katlamıştı. Eski masal kahramanları ile sevimli bir yeşil dev (kendisi sevimsiz olduğunu iddia etse de) konuşma artık sus diyeceğimiz geveze bir eşek zorunlu bir işbirliğine gidiyorlardı. Müthiş zeki senaryoda kullanılan ana materyalin tersyüz edilmesi hayranlık uyandırıyordu. Sonunda kerevetine çıktığımız masalın animasyon dünyasını değiştirdiği muhakkak. Her yaşa hitap eden ve güldüren katıksız bir eğlence.
Buz Devri serisi başta olmak üzere birçok animasyon istemeden de olsa işbirliğine giden yolculuk hikayeleri anlattı Shrek sayesinde.
Ve uzun zaman sonra bir animasyonun devam filmi yapıldı. Toy Story’den sonra ilk kez yapılıyordu ama herkes sonuçtan neredeyse emin gibiydi. Ve aynen öyle oldu. Shrek 2 ilk filmin izinden gidiyordu. Shrek fiona’nın ailesi ile tanışıyor bu sırada seriye eklenen çizmeli kedi karakteriyle tanıştırıyordu bizleri.
Daha ikinci filmin başarısının tescillenmesi beklenmeden üçüncü filmin hazırlıkları başlamıştı bile. İkinci filmin kumsal sahnesi de yine animasyon olarak birçok ilki barındırıyordu. Ve neredeyse bir meydan okuma idi.
Üçüncü film ikinci filmin kaldığı yerden başlıyor. Sonsuza kadar dev olarak kalmayı seçen fiona ve shrek bir yana peri anne’nin kurbağaya çevirdiği kral ile bitmişti hikaye. Ama kerevetine çıkamadığımız bir final oldu, bundan sonra sonsuza dek mutlu yaşarlar diyemedik bir kez daha.
Aslında filmi tek kelimeyle okumak mümkün. İlk filmde kendini aşık olmaya değer bulmayan karakterdi, ikincide eş olmak konusunda güvensizdi, bu kez hem kral hem de baba olmak konusunda korkuları ve kabusları var. Ve film bu kabuslar üzerinden yürümeye devam ediyor. Kral olmak istemeyen shrek yanına aldığı dostlarıyla tahtın varisini aramaya çıkıyor ki böylece yolculuk da öyküde ki yerini almış oluyor.
Sonunda Artie çıkıyor karşımıza ama oda shrek gibi kendine güvensiz. Onunda katları var. Artie’nin okulda karşımıza çıkması da hoş bir ayrıntı kuşkusuz. Masalları alaşağı eden ekip bu kez ortaçağ mitolojisini alaşağı etmiş durumda.
“Ortaçağ lisesini yaratmak Shrek 3’ün en zevkli kısımlarından biriydi çünkü ilk iki filmde bulunmayan öğeler eklemiş olduk. Bu konuda ciddi araştırmalar yaptık, bir sürü gençlik filmi izledik ve bunları lise ortamına oturtmaya çalıştık” diyor ekipten Raman Hui.
Tüm ekibin heyecanı aynen devam ediyor 2010’da vizyona gireceği duyurulan dördüncü filmle uğraşmaya başladılar bile.
Girişteki Monthy Pyhton göndermesi ve ortaçağ mitolojisi ile ilgili oynamaları dışında bildik bir hikaye ama bu sefer güldürmekten uzak Yan karakterler üzerinden işleyen ve onlar sayesinde güldüren bir serinin bu hale gelmesi üzsede keyifle izlenen bir film ama serideki yeri de adı gibi sonda yer alacak yenisi gelene kadar.