Ne kadar yakından bakarsan, o kadar az görürsün…
MORGAN FREEMAN (Thaddeus Bradley)
S: Filmdeki karakterinizden biraz bahsedebilir misiniz?
MORGAN FREEMAN: Canlandırdığım karakterin adı Thaddeus Bradley. O çok zeki, hızlı düşünen ve özgüveni çok yüksek bir adam. Her zaman herkesten bir adım önde, tıpkı benim gibi! Bu karakteri canlandırmak benim için çok keyifli ve zor oldu. Tecrübesine ve illüzyonla ilgili olan bilgi birikimine güvenilen çok önemli bir karakter. Ben bile kendisine hayran kaldım!
S: Sette nasıl bir atmosfer vardı?
MORGAN FREEMAN: İyi bir yönetmen demek iyi bir set ortamı da demektir. Louis Leterrier harika bir yönetmen. Oyuncusunun ne isteyebileceğini önceden sezebilen bir deha! Diğer oyuncuların da çok başarılı olması, keyifli bir set ortamına sahip olmamıza yardımcı oldu.
S: Filmi izledikten sonra neler düşüneceğiz?
MORGAN FREEMAN: Filmde beni en çok etkileyen şey “herkesin bir fikri ve bir becerisi vardır.” Detayı oldu. Bir gün biri çıkar size belki de hayatınızı değiştirecek bir teklifle gelir ama sizin vaktiniz olmaz. Bu çok büyük bir kayıptır. Filmden çıktığınızda herkesin sizden daha iyi olabileceğini bir kez daha anlayacak ve filmdeki aksiyonun hiç bitmemesinden dolayı kalp atışlarınızı duymaya devam edeceksiniz!
WOODY HARRELSON (Merritt Osbourne)
S: Biraz Merritt Osbourne’dan bahseder misiniz?
WOODY HARRELSON: Aman Tanrım Merritt! Olmak istediğim adam, zihin okuyabilen, çok zeki ve hızlı bir illüzyonist. Senaryoyu okuduğumda da bu karaktere hayran kalmıştım. Çekimler sürerken de, hatta şuan bile hayranım!
S: Filmde en çok hangi sahneyi beğendiniz?
WOODY HARRELSON: En çok diye bir kavramım yok çünkü tüm filme hayran kaldım. En çok beğendiğim sahneler banka soyma sahnesi çünkü her şey inanılmaz hareketli, renkler, hologramlar, sihirler havada uçuşuyor! Filmi bir bütün olarak düşündüğünüzde de tüm bu aksiyonun, gerilimin yakanızı bırakmayacağını anlıyorsunuz.
S: Diğer oyunculardan bahsedersek?
WOODY HARRELSON: Tüm ekip o kadar iyi anlaştık ki bir ara gerçekten sihirbazlar çetesi olduğumuzu düşünmeye başladım. Jesse Eisenberg, Isla Fisher, Mark Ruffalo, Dave Franco gibi isimlerle çalıştım ve hepimiz birbirimizi çok iyi anladık. Mükemmel bir iş çıkardık. Ayrıca sette iki büyük usta vardı. Michael Caine ve Morgan Freeman! Onlarla aynı filmde olmak iki efsaneyle çalışmak gerçekten unutulmayacak bir anıydı.
MARK RUFFALO (Dylan Hobbs)
S: Siz filmde büyük bir sihirbazlık çetesini bitirmeye çalışıyorsunuz. Bu karakter için neler söylemek istersiniz?
MARK RUFFALO: Çok keyifliydi, hayatımın en güzel zamanlarından biriydi diyebilirim.
S: İzleyenler neler hissedecekler?
MARK RUFFALO: Hey! Çok çalışmışlar ve başarmışlar diyecekler! Gerçekten çok emek verdik ve harika bir film ortaya çıktı. İzleyenlerin uzun yıllar boyunca bu kovalamayı unutacaklarını sanmıyorum.
S: Sihirbazlar Çetesi’ni nasıl buldunuz yani bir polis olarak?
MARK RUFFALO: Onlar çok hızlı ve gizemliler. Bazen gerçekten olduklarına inanıp kendi sinirlerimi bozduğum oldu. Sette sinirlendiğim anlar da bunlardan biri. Onları her yakalamaya çalıştığımda bir saniyeyle kaçırıyordum.
S: Çekimler nasıldı? Set ortamından biraz bahseder misiniz?
MARK RUFFALO: Çekimler gerçekten çok keyifli geçti. İki efsanenin de sette olması sorumluluğumuzu arttırdı. Sinemanın en büyük sesi ve benim için tek duayen olan Morgan Freeman’la çalışmak gerçekten rüya gibi. Ondan çok şey öğrendim. Michael Caine’in varlığı bile benim için yeterliydi. İkisinin sahnesi olduğunda tüm set sessizliğe bürünüp hayranlıkla onları izledik. Diğer arkadaşlarla da çok iyi zamanlar geçirip, mükemmel bir iş çıkarttık diyebilirim.