Aronofsyk'nin Kuğu Gölü

03.01.2011 11:15

Bir baleyi sinemaya uyarlamak kolay bir iş değildir. Bir tiyatroyu bile sahneye uyarlamak kolay değildir. Çünkü senaryonun çok daha mesajlar içerebilecek ve çarpıcı olması gerekir. Oyunculukların tıpkı tiyatrodaki gibi dikkat çekici, sahne tasarımının gerçekçi olması gerekir. Tüm bunlar gerçekleşmezse vasatı aşmayan bir film ortaya çıkar ve onca emek boşa gider. İşte Darren Aronofsky tüm bu şartları ve çok daha fazlasını yerine getirmiş yeni filminde. Yılın kesinlikle en başarılı filmi Black Swan.

Kuğu Gölü\'nü bilir misiniz? Hayır Olacak O Kadar\'daki 10 saniyelik görüntüsü ve bale yapan erkekleri demiyorum. Kuğu Gölü balesini bilir misiniz? Kimin bestelediğini, öyküsünü, neler olduğunu? Bilmiyorsanız öğrenmeniz sadece birkaç tıklama ötenizde, bu sebepten burada yazmaya gerek yok. Peki bu konuyu bir sinema filmi haline getirmek nasıl olurdu hiç düşündünüz mü? Belki tarihi mekanlarda ve eski zamanlarda geçer, bol bol soğuk iklim ve olağanüstü karakterler, büyüler filmin içerisinde yer alırdı. Ancak bunu modernleştirmek istediğinizde ne yapabilirdiniz? Daha fazla ayrıntı vermeye hiç gerek yok zira film, o kadar kritik temeller üzerinde duruyor ki tek kelime ile her şey berbat olabilir gibi. Ve asla \"spoiler\" içeren yazılar okumamalısınız bu film hakkında.

 

Black Swan hakkında yazılacak o kadar çok şey var ki nelerden bahsetmeli önce insan bilemiyor. Tarihin en büyük bestecilerinden birisi (bence en büyüğü) Çaykovski; filme adı, konusu ve müzikleri yönünden damgasını vuruyor haliyle. Bunun dışında Darren Aronofsky\'nin kamera kullanımı inanılmaz. O çerçeveler, o sahne geçişleri, o görsel efektler, o yansıtılan karanlık ve aydınlık duygusu inanılmaz. Peki ya oyunculuklar? Natalie Portman tek kelimeyle muhteşem! Bu rol için kemikleri aşırı derece ortaya çıkacak şekilde zayıflamayı başarmış, uzunca bir süre bale dersi almış ve birçok bale sahnesinde de kendisi oynamış. Karakterinin yaşadığı çelişkileri ve psikolojik durumu yansıtışı gerçekten inanılmazdı. Bir anda kırılacak narin bir yaratık gibi dururken bir anda tüm heybetiyle her şeye hakim olabiliyor. Kesinlikle yılın en dikkat çekici performanslarından birisi. Oscar heykelciğine 2005\'ten sonra ikinci kez göz kırpıyor. Üstelik bu sefer başrol olarak. Alması için ise çekişmesi gereken muhtemel isimler Winter\'s Bone\'dan Jennifer Lawrence ve The Kids Are All Right\'tan Julianne Moore veya Anette Benning. Diğer muhtemel rakipleri de Angelina Jolie ve Anne Hathaway olacaktır. Ancak kesinlikle fersah fersah önde bu isimlerden.

 

Mila Kunis ve Vincent Cassell ise yılın en dikkat çekici filminin yardımcı rollerindeler Barbara Hershey ve Winone Ryders ile birlikte. Sürekli çekişmelerin olduğu bir filmde herkesin arasındaki kara kedinin bu kadar bariz olması ancak müthiş oyunculuklar ile olabilir, bu filmde de bu oyunculuklardan fazlasıyla var. Orta düzey filmlerde orta düzey rollerde karşımıza çıkan Mila Kunis ve Winona Ryder sonunda kendilerini bir kademe yükselterek bir filmin iyi olmasına gerçekten yardımcı oluyorlar. Vincent Cassell ise o karizmatik duruşuyla güven çalan özgüveni ile yine karşımızda. Natalie Portman\'ın güvenini sürekli parçalayarak onu yeniden yaratmaya çalışan yönetmen rolünde karşımızda kendisi. Dediği gibi tek engel kendisi ve kendisini aşmalı.

 

Film yılın en iyi yapımı. 2010 yılının sonunda bulduğumuz kıymetli bir mücevher gibi kollarımızda duruyor ve onu hiç bırakmak istemiyoruz. Ve her mücevher gibi biraz da şeytani dürtüler uyandırıyor içimizde, onu izledikçe daha bir geriliyor ve ürküyoruz. Ama bir yandan da izlemekten kendimizi alamıyoruz. Black Swan, Aronofsky\'nin 5 filmde zirveye yürüyüşünün son noktası. Şu anda o zirvede ve o zirveyi aşıp daha da üstüne koyabilmesi için artık tek engeli var, o da kendisi.