15 - 19 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 1. Çanakkale Troia Film Festivali etkinlikleri kapsamında, ‘Senaryo Yazarı, Yönetmen ve Oyuncu Açısından Türk Sineması’nda Kadın’ konulu açık oturum düzenlendi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çanakkale Valiliği, Çanakkale Belediyesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve çok sayıda sivil toplum kuruluşunun desteklediği 1. Çanakkale Troia Film Fesivali’nde çok sayıda etkinlik ve aktiviteler yer alacak. Gazeteci-sinema eleştirmeni Esin Küçüktepepınar’ın başkanlığını yaptığı açık oturuma Yönetmen Ezel Akay, Senarist Nilgün Öneş, Oyuncu Deniz Türkali ve Janset konuşmacı olarak katıldı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Süleyman Demirel Konferans Salonu’nda düzenlenen açık oturumda Türk sinemasında kadının yeri tartışıldı. Açılış konuşmasını yapan Gazeteci-sinema eleştirmeni Esin Küçüktepepınar, festivalin ilk etkinliğinde Çanakkale’de olmaktan dolayı mutlu olduklarını söyledi.
Daha sonra oturuma katılan konuşmacıları tek tek tanıtan Küçüktepepınar; “Dünyada tartışılan bir konuyu görüşüyoruz. Dünya sinemasında da bir kadın sorunu olduğunu biliyoruz. Türk sinemasında biraz daha farklı yönleri var” dedi.
Oturumda ilk olarak söz alan Yönetmen Ezel Akay, Türk sinemasında kadınların bambaşka bir espri anlayışlarının olduğunu ifade ederek; “Kadınlar başrollerde yer alıyor ama hala kadın erkek konusunda ideolojinin esiri olarak davranıyoruz. Sinemada kadının yerine yönetmenler açısından da bakılması gerektiğini düşünüyorum. Kadınlık ve erkekli nedir diye sorduğumuzda bunun farkını tam olarak söyleyemiyoruz. Kadınların bambaşka bir espri anlayışları var” diye konuştu.
Dünyada ve Türkiye’de kadın oyuncularının sayısının gün geçtikçe arttığını dile getiren Oyuncu Deniz Türkali ise; “Başrol oyunlarında kadına her zaman yer vardır. Çok kadın oyuncu var. Dünyada ve Türkiye’de kadın oyuncular mevcut. Gittikçede artıyor. Ama mesele sayı meselesi değil ki. Erkekler egemen diye biliriz. Erkekler kadınlar değil söz ettiğim, söz ettiğim şey bir ideoloji, bir dil. Eğer egemen bir dil kuruyorsa, arada büyük fark var. Bu erkeklik dilini sinemada da hayatta da çoğumuz kullanıyoruz” şekliden konuştu.
Kadın oyuncularının sinemalarda hem kötü hem de iyi rollerde yer aldığını vurgulayan Senarist Nilgün Öneş; son yıllarda kadın karakterlerinde bir tür kıpırdanmalar olduğundan bahsetti.
Yıllardır filmlerde kadınların acı çeken bir profil de yansıtıldığını dikkat çeken Oyuncu Janset; “Kısır döngüye sebep olmak gibi bir sorun var benim kafamda. Yani seyrettiğimiz filmler sonucunda mı bir hale geliniyor yoksa olduğumuz hal mi filmlere taşınıyor. Yıllarca uzun bir süre filmlerde kadın hep acı çeken bir profil de yansıtıldı beyaz perdeye. Bu sefer kadını çok başka bir yere oturtabilmek mümkün, kadına insan muamelesi yapmak mümkün” dedi.