22 Haziran\'da başlayan DOCUMENTARIST\'in programında, gezegenin kalp atışlarını ölçen, içinde yaşadığımız tüketim kültürünün handikaplarını sergileyen bir dizi film var. Kâra dayalı ekonomik sistemin dünyanın kaynaklarını sömürmesi, su, hava ve toprağın giderek kirlenişi, yoksulların daha yoksul hale gelmesi, çocukların emek sömürüsü son dönemde yapılan pek çok çarpıcı filme konu oldu... “Neron geceleri ışık olsun diye mahkumları yakardı. Konukları ise yanında durup seyrederdi.” Uygulanan neoliberal ekonomik politikalar sonucu son on yılda yaklaşık 200 bin çiftçinin intihar ettiği Hindistan\'da, bu intiharların nedenini araştıran gazeteci, Hintli elitlerin durumunu böyle özetliyor, Nero\'nun Konukları adlı belgeselde. Günümüz dünyasında bizlerinde konumu da, Nero\'nun konuklarından farklı değil. Başka Bir Gezegen\'de, pek çok ülkede çocuklara reva görülen yaşam standardını görüp de insanlığından utanmamak zor. Demir Kargalar, Bangladeş\'te üç kuruş uğruna kelle koltukta çalışan çocuk yaştaki tersane söküm işçilerinin dünyasına sokuyor bizi. Düş Ülkesi İzlanda\'daki alternatif enerji arayışlarını; Auto*Mat arabalı hayatın bizi mahkum ettiği trafik cehennemini, Zehirli Oyun Bahçesi Avrupalı şirketlerin üçüncü dünya ülkelerine zehirli atık ihracını, Vadim O Kadar Yeşildi ki İran\'da baraj yapımı için toprağından koparılan ve evleri su altında bırakılan köylüleri konu alıyor. Çiçeklenen Ticaret, Hollanda\'daki çiçek endüstrisinin bilinmeyen yüzünü, ta Afrikanın su kaynaklarını tüketmeye kadar uzanan perde arkasını gösteriyor.
Bu filmlerde ve daha pek çok filmde anlatılan aslında bizim hikayemiz...