Yönetmen James Wan’ ın 9 dakikalık kısa bir filmiydi “saw”. Korku/Gerilim türüne yeni bir soluk getirmişti bu 9 dakikalık kısa film. Özünde beslediği “hayatın bir armağan olduğu fikrini” sunuş yöntemi izleyeni hayretler içinde bırakıyordu. Kısa bir film olarak kalamayacak kadar orjinaldi; nitekim Leigh Whannell ile beraber James Wan senaryoyu genişleterek sinema tarihine Saw efsanesini kazandırdılar.
İlk filmde yönetmen James Wan neredeyse hiçbir sahnede anlık ses efektlerine başvurmamış, gerilim ve korkunun tamamen atmosferle olabildiğinin dersini vermişti adeta. Küçük bir bütçeyle ve amatör sayılabilecek oyuncularla çekilen ilk filmin başarısı ve türe kazandırdığı yenilikler kült filmler arasına sokmuştu bile Testere’yi.
Yapımcılar oldukça esnek olan senaryoyu kullanarak bir seri haline getirdiler filmi. James Wan yoktu bu devam filminde. Yönetmen koltuğuna ikinci, üçüncü ve dördüncü filminde yönetmenliğini yapan Darren Lynn Bousman oturdu. James Wan’ın elinde dahi olduğunu düşündüğümüz Jigsaw Bousman la birlikte bir psikopat oluverdi gözümüzde. İkinci ve üçüncü filmlerde ilk filmdeki realiteyi göremedik. Bunun yerine daha zor testler daha karışık bir kurgu ve anlaşılması güç zarf-kaset-not-teyp trafiğine tanık olduk. Tüm bunlar şimdilerde ülkemizde Amerika ve diğer Avrupa ülkelerinde de olduğu gibi liste başı olan 4.filmde de sürüyor. Film boyunca yapılan flasbackler in filmin akışını düzene sokmak yerine daha da karmaşık hale getirmesi takip edilmesi oldukça güç bir seyirlik olmasına neden oluyor. Bunlarla beraber Bousman 4.filmde. İlk filmde beyin kanseri olduğunu öğrendikten sonra Jigsaw karakterine büründüğünü anladığımız John Kramer ‘ın saw 4 te ki flasbacklerle aslında baba olacakken bebeğini kaybetmesinin verdiği dayanılmaz acı yüzünden Jigsaw olduğunu anlatarak bir sürpriz yapıyor izleyene.
Hatırlarsak eğer serinin ilk filminde hayatın, yaşamanın, var olmanın önemini vurguluyordu Jigsaw. Katilleri sevmediğini söylüyordu ve teste tabi tuttuğu karakterlere sınavı geçme şansı sunuyordu. Bousman ın yönettiği bu 4. filmde ise tema “gördüğümü gör, hissettiğimi hisset” üzerine kurulu. Böylelikle kurbanlarından bir katil gibi davranmalarını istiyordu. Kanın, vahşetin, bilumum iğrençliğin çekilen devam filmlerinde giderek arttığı “saw” in ilk filmini izledikten sonra Jigsaw inkine benzer yöntemleri deneyen kişilerin olduğunu bu nedenle filmin devam serilerinin nedenli tehlikeli olabileceğini hatırlatmakta fayda var sanırım.
Özellikle de devam serilerini gördükten sonra keşke 9 dakikalık kısa film haliyle kalmış olsaydı demekten başka şey bulamıyorum…