6-13 Mayıs 2010 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleşecek 13. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali\'nin 24 TV desteğiyle düzenlediği “Her Biri Ayrı Renk” bölümünde yer alan yepyeni 13 film, Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği (FIPRESCI) Ödülü için yarışacak.
Türkiye’den Ceylan Özçelik, Fransa’dan Dominique Martinez ve Almanya’dan Kirsten Liese’den oluşan FIPRESCI Jürisi, Cannes’dan Venedik’e, Locarno’dan Tribeca’ya uluslararası festivallerden ödüllü 13 film arasından birini seçecek ve kazanan film Festival’in kapanış töreninde açıklanacak.
Her biri ödüllü, her biri ayrı renk
Yarışmada Almanya’yı temsil eden Sana Bağlandım (Close to You, 2009) “iki gözümüzle” gördüklerimizin ne kadarının yeterli olduğunu, aslında yanıbaşımızda duran pek çok iyilik ve güzelliği nasıl kaçırdığımızı anlatıyor. Korunaklı ve kırılgan yaşamında mutlu, mesut yaşayan Philip’in görme engelli Lina’yla tanışması ve ona aşık olmasını anlatan, Max Ophüls’den Seyirci Ödüllü bu sevimli filmin yönetmeni Almut Getto, gösterim sonrasında seyircilerin sorularını yanıtlayacak.
İngiltere, Fransa ve Almanya ortak yapımı olan Çinli Bir Kız (She, A Chinese, 2009), kaderine karşı çıkıp evini ve kasabasını terk eden Mei adlı bir kadının hikayesini anlatan, mütevazı görüntüsünün altında güçlü bir sinema dili barındıran bir film. Belgesel ve kısa filmleriyle tanınan, How Is Your Fish Today? (2006) adlı ilk uzun kurmaca filmiyle dikkatleri üzerine çeken Çinli yönetmen Xiaolu Guo’nun yönettiği Çinli Bir Kız, Locarno Film Festivali’nde “Altın Leopar”ı kucaklamıştı.
Avusturya, Fransa, Almanya ortak yapımı Mucize (Lourdes, 2009) ise Avusturyalı yönetmen Jessica Hausner’in üçüncü kurmaca uzun filmi. Fransa’da, Pirene dağları bölgesinde bulunan kutsal kent Lourdes’a her yıl şifa bulmak için giden hasta insanların ruhsal dalgalanmalarını anlatan filmde, Fransa sinemasının genç yeteneklerinden Sylvie Testud’un oyunculuğu göz kamaştırıyor. Venedik Film Festivali’nden FIPRESCI başta olmak üzere toplam dört ödül birden kazanan bu etkileyici film, estetiği kusursuz bir sinema diline sahip.
Avustralyalı ünlü canlandırmacı Sarah Watt’ın ikinci kurmaca uzun filmi Seks Olmadan Bir Yılım (My Year Without Sex, 2009) bir hastalık sonucu seks yapması doktorlarca yasaklanan Natali’nin çevresinde geçiyor. Komediyle hüznü bir araya getirmeyi başaran Watt’ın filmi Avustralyalı Yönetmenler Birliği’nce de ödüllendirilmişti.
Cherien Dabis’in yönettiği Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada ortak yapımı Amrika (Amreeka, 2009), adını Arapça “Amerika” anlamına gelen “Amreeka”dan alıyor. Ramallah’ta annesi ve oğluyla birlikte yaşayan Muna’nın hayatı uzun zaman önce başvurduğu Amerika vizesinin kabul edilmesiyle değişir. Filistin’de iyi bir işte çalışan Muna gittikçe artan İsrail baskısı ve sınır kontrollerinde yaşanan gerginlikler sonrası 15 yaşındaki oğlu Fadi’nin geleceği için Amerika’da bir kasabada yaşayan kız kardeşinin yanına yerleşmeye karar verir. Film, Saddam’ın yakalanması sürecinde Amerika’da yaşayan Arapların gözünden “Amerikan Rüyası”nın ne ifade ettiğini de gösteriyor. Geçen sene Cannes Film Festivali’nin “Yönetmenlerin On Beş Günü” bölümünde FIPRESCI Ödülü’nü de alan film sıcak ve samimi anlatımıyla dikkat çekiyor.
İlk filmler yarışıyor
“Her Biri Ayrı Renk” bölümünde yarışan on üç filmden yedisinin yönetmenlerin ilk kurmaca uzun filmleri olması kadın yönetmenlerin son dönemlerdeki uluslararası başarısını da gösteriyor.
Müslüman kadının kimliğini belirleyen sosyal ve dini güçlere dikkat çeken, İranlı kadın sanatçı Shirin Neshat’ın ilk kurmaca uzun filmi Erkeksiz Kadınlar (Women Without Men, 2009) Venedik Film Festivali’nde en iyi yönetmen dalında Gümüş Aslan’ı ve UNICEF Ödülü’nü alarak dikkatleri üzerine çekmişti. Almanya, Avusturya ve Fransa ortak yapımı olan film, 1953\'te İran\'da gerçekleşen CIA destekli darbeyi fon olarak kullanıyor ve seyirciyi dört farklı kadının hikayesiyle buluşturuyor.
Yarışmaya Amerika Birleşik Devletleri’nden katılan bir diğer film olan Aramızda (Between Us, 2009), Kolombiya\'yı terk edip çocuklarıyla birlikte kocasının yanına New York\'a giden ve kocasının Miami\'ye çalışmak için gidişiyle dilini bile konuşamadığı yabancı bir şehirde yalnız ve beş parasız kalan Mariana\'nın öyküsünü anlatıyor. Gloria La Morte ve Paola Mendoza’nın birlikte yönettikleri bu Aramızda, Tribeca’dan “Mansiyon Ödülü”, Newport’tan “Seyirci Ödülü” dahil olmak üzere pek çok ödül toplamıştı.
Hollandalı video sanatçısı Sonja Wyss’in görsel sunumu ve deneysel anlatımıyla yarışmadaki diğer filmlerden ayrılan filmi Kış Sessizliği (Winter Silence, 2009), İsviçre’nin karlı dağlarında bir kulübede geçiyor ve beş kadının masalsı hikayesini anlatıyor. Hollanda Film Festivali’nden “En İyi Ses Ödülü”nü alan film, söze çok az yer veren şiirsel anlatımıyla sinemaseverlerin keşfini bekliyor. Sonja Wyss’in filmin gösterimi için festivalin konuğu olarak Ankara’ya gelecek.
Festivalin halihazırda FIPRESCI ödüllü filmlerinden Esther Rots imzalı Derimden de İçeri (Can Go Through Skin, 2009) ise tecavüze uğrayan bir kadının yaşadığı şehirden ayrılıp ıssız bir köye taşınmasını, burada süren karabasanlarını anlatıyor. Hollanda yapımı olan film, Transilvanya Film Festivali’nden FIPRESCI Ödülü, Hollanda Film Festivali’nden de kadın oyuncu ve kurgu dallarında ödül almıştı.
Nora’sız Beş Gün (Five Days Without Nora, 2008) yarışmaya Meksika’dan katılıyor. Mariana Chenillo kendi ailesinin hikayesini kurguya dönüştürdüğünü söylediği filminde Nora adlı bir kadının intihar edişinin ardından geçen beş günü anlatıyor. Samimiyetiyle etkileyen filmin katıldığı festivallerde sıklıkla seyirci özel ödülünü almasındaki neden ancak izlenince anlaşılacak.
Yarışmaya İsviçre’den katılan film ise Yuva (Home, 2008). Isabelle Huppert’in başrolünü oynadığı Yuva, kullanılmayan bir otoban kenarında herkesten uzak, sessiz bir hayat süren bir ailenin otobanın bir gün hizmete açılmasıyla kabusa dönüşen hayatlarını anlatıyor. Belgesel filmleriyle tanıdığımız Ursula Meier’in bu ilk kurmaca uzun filmi, farklı komedi anlayışı, güçlü oyuncuları ve Agnes Godard’ın çarpıcı görüntü yönetmenliğiyle hafızalardan silinmeyecek bir yapım.
Türkiye’yi iki film temsil ediyor
Yarışmalı bölümde Türkiye’yi iki film temsil edecek. Bunlardan ilki, ulusal ve uluslararası festivallerden pek çok ödül almış olan Pelin Esmer’in ilk kurmaca uzun filmi 11’e 10 Kala (10 to 11, 2009). Koleksiyoncu (2002) ve Oyun (2005) adlı belgesel filmleriyle tanıdığımız Esmer’in Türkiye, Fransa ve Almanya ortak yapımı filmi, sınıfları, yaşamları, hayalleri ve gerçekleriyle çok farklı iki yalnız adamın, 83 yaşındaki koleksiyoncu Mithat Bey’le kapıcısı Ali’nin, birbirlerinin yaşamlarına hesapsızca müdahalelerini anlatıyor.
Aslı Özge’nin Türkiye, Almanya ve Hollanda ortak yapımı olan filmi Köprüdekiler (Men on the Bridge, 2009) ise üç farklı erkeğin hikayesini Boğaz Köprüsü’nde buluşturuyor. Geçen sene İstanbul Film Festivali’nde “En İyi Film” seçilen Köprüdekiler (Men on the Bridge, 2009), belgesel ile kurmacanın birbirine karıştığı hayatları sunarken gerçeklik algımızla da oynuyor.
Tek kadın filmleri festivali
FIPRESCI, 2004 yılından beri Festivale jüri göndererek “Her Biri Ayrı Renk” bölümünde gösterilen filmlerden birine ödül veriyor. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, tüm dünyada çok prestijli kabul edilen bu ödülün verildiği tek kadın filmleri festivali olma özelliği taşıyor.