Recep İvedik 3: Aynı Nakarat, Gerisi Bayat…

16.02.2010 10:18

“Halk Kahramanı” olan Recep İvedik yeni maceralarıyla bir kez daha izleyici karşısına çıktı. İvedik’e karşı hissedilen önyargılar ilk zamana göre azaldı, O’nu her yerde görmeye alıştık. Bir şeye alışmak onun iyi olduğu anlamına gelmiyor elbette. Zaten bu durum da “Recep İvedik 3”ü kurtarmaya yetmeyecek belli ki.

 

Serinin 3. filminde de kahramanımız Recep, sosyal ortamlara adapte olmaya çalışıyor, bunları yaparken de tahmin edileceği gibi başına pek çok şey geliyor. Serinin 2.sinde babaannesinin isteklerini yerine getiren Recep bu kez de bir arkadaşının emaneti olan kızı Zeynep’le yoluna devam ediyor. O’nun sayesinde bunalımdan kurtulmaya, yeni uğraşlar edinmeye çalışıyor. Yine sinemasal olarak baktığımızda yeni bir şey olmadığını söylemeliyiz. Ne derinlikli bir senaryo, ne akılda kalıcı oyunculuklar, ne de iyi bir sanat yönetimi… Zaten bunları beklemekten vazgeçerek izliyoruz Recep İvedik’i. Ancak bunları yok sayınca geri kalan tarafta da ciddi bir sorun var. Recep İvedik karakterindeki tutarsızlık bu kez iyice göze batıyor. Kültür düzeyi düşük, ekonomik düzeyi neredeyse sıfır olan bir insanın nasıl olup ta bilimsel ya da entel örnekler verdiğine şaşırıyorsunuz. Türkçe’yi bile doğru konuşmayan bir adam nasıl oluyor da “paintball” sırasında İngilizce konuşuyor? (Taklit de olsa…) Ya da Zeynep O’na “paintball” önerdiğinde bu oyunu nereden biliyor? Hiçbir şekilde “Sex And The City” dizisini izlemeyecek bir insanken –hadi izlediğini de varsayalım- nasıl oluyor da dizinin karakterlerinin isimlerini soyadları da dahil ezberinde tutuyor? Bu tip diyaloglarla AB denen kültürel ve ekonomik düzeyi daha yüksek olan grubu mu yakalayacaklar? E bu durumda filmin asıl kitlesi buradan ne anlayacak? Ayrıca üniversiteye giden Zeynep nasıl oluyor da hala ip germe oyunu  oynayıp hem de oyuncak bebeklerle haşır neşir oluyor? İlkokula mı gidiyor? Yani nereden tutsanız tam bir karmaşa var filmin içinde.


Birbirine bağlı pek çok skeç izliyorsunuz. Ancak bağlantılar o kadar zayıftı ki bir ara film bitmeyecek sandım. Zaten amacı belli bir film; çok yerde tıkanıyor ve sıkıcı oluyor, diyaloglar uzuyor da uzuyor. E zaten senaryodan, konudan geçtik sadece gülmek istedik; bu da olmuyorsa bu bir sorun haline gelmez mi? İnsanlar bu filme para verip gidiyorsa karşılığını almak zorundalar. Hem neredeyse maliyetsiz, hem de kısa zamanda kotarılan bu işler yapımcısı ve ekibinden başka kimseye yarar sağlamayacak. Ön yargıyla gittiğim 2. filmde gayet eğlenirken yargısız izlediğim 3. filmde gerçekten şaşırdım. Film meğerse sadece fragmandaki esprilerden ibaretmiş. Umarım gerekenden fazla değer verilmez de 4. bir filmle karşılaşmayız.