Etiketleme hastalığımız her filmde çıta yükselişi yaşıyor. Yatışmasına imkan yok! Artık bunu da kabullenmenin vakti geldi. Yahşi Batı için küfürlü yaftasına gecikmeyen izleyici modeli Ejder Kapanı için de hiç düşünmeden Hollywood özentisi demekten geri kalmayacaktır. Neden? Çünkü bu zamana kadar seri katil örneklerine rastladığımız kurumun kendisi Hollywood\'dur. Bu tarafından bakınca oldukça seyrek -hatta son bir kaç yıl içerisinde Beyza\'nın Kadınları dışında hiç- örneğine rastlamadığımız bir tür polisiye-gerilim...\"Ümraniye Sapığımız\" dışında vakti zamanında yıldızlık mertebesine erişmiş bir tecavüzcü de yok bildiğiniz üzere...Bu sebepledir ki polisiye gerilim -ki içinde aksiyon sosu da varsa- ilk etapta kendi sinema kültürümüze yakıştıramadığımız bir tür olup çıkıyor.
Ejder Kapanı\'nı pek çok Hollywood yapımına benzetmek mümkün. Hele ki maksat filmi tartmaktan ziyade eş bulma oyununa dönüştüğü vakit pek çok benzeri bulunabilir. Zira \"kişisel adalet sağlama\" gibi bir tema göz önünde bulundurulduğu zaman öyle Hollywood tarihine bakmaya da gerek yok! Halihazırda gösterimde olan Adalet Peşinde\'nin sorunu de sistemin kendisi ile...Teşbih için kısıtlamalara gitmeye lüzum yok! Ejder Kapanı\'nın sorununun da sistemin kendisi ile olduğu belli! Hatta halkın bile işlenen cinayetlerin arkasında durduğu, desteklediği düşünüldüğünde, işlenen suçun diğer taraftan da meşru bir hale getirilmesi tartışmaya açık...
Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda pek çok izleyici salonu terk ederken \"biz bunu daha önce izlemiştik\" edasına bürünecektir hiç kuşkusuz. Bri kaçı da biraz daha duyarsızlık sergileyerek \"Hollywood Çakması\" diyecektir. Fakat Ejder Kapanı\'nın en büyük artısı, daha önce emsaline Hollywood\'da defalarca rastladığımız bir öyküyü son derece başarılı bir biçimde anlatarak izleyiciyi kendine bağlayabilmesinde. Tahmin edilebilirliği yüksek rotasına rağmen seyir zevkinize en ufak bir gölge düşmüyor dersek kesinlikle yalan olmaz. Uğur Yücel\'in hem oyunculuk hem de yönetmenlik konusundaki başarısını bize bir kere daha kanıtlıyor film. Üstelik Yücel\'in bu tarzdan çok da fazla haz etmediğini iddia etmesine rağmen ülkemizde türün en başarılı örneklerini vermesi de ayrıca takdire şayan bir durum elbette.
Filmin atmosferi de oldukça başarılı...İddia edildiği gibi aksiyon yanı çok da fazla ağır basmıyor belki ama bu laf pazarını oluşturan da hem izleyici hem de medyanın beklenti çıtası diye düşünüyorum. Elbette iddialı sahneler barındırıyor film yine de aksiyon kategorisine eklenecek bir yapım olarak görmüyorum Ejder Kapanı\'nı. Bununla birlikte teknik başarısı da malumunuz...
Oyunculuklar mevzu bahis olduğunda da \"doğru seçim\" devreye giriyor. Son zamanlarda \"az ama öz\" düsturuna sadık kalarak projelerini sürdüren Uğur Yücel\'in çalıştığı isimlerin tamamlayıcılığı da filmin lezzetine etki ediyor. Kenan İmirzalıoğlu\'nun -her ne kadar sert erkek imajı dışına pek fazla çıkmasa da- her daim oyunculuk çıtasını yükseltmesi gözümüzden kaçmıyor ki zaten kendisi de doğru projelerde yer alarak her adımda biraz daha büyüyor. Yan rollerde rastladığımız süpriz isimlerin de performansları yüzümüzü güldürüyor.
Türün gerekliliklerinden biri haline gelen süpriz son, bazıları için ne kadar tahmin edilir olsa da, türü her ne kadar kendi sinemamıza yakıştırmayanlar bas bas bağırsa da; sulu sepken , vıcık vıcık pek çok niteliksiz yerli yapımın arasında hak ettiği yeri kısa sürede bulacak bir film Ejder Kapanı. Ferah bir haftada vizyona girdiği için de en kısa zamanda tadına bakılabilecek...Şimdiden İyi Seyirler...