2009 yılının çok konuşulan filmlerinden biri olan Let The Right One In ya da Türkiye\'deki adıyla Gir Kanıma yurtdışında oldukça sevilip sayıldıktan sonra Türkiye semalarında uçuşa geçti. Ülkesi İsveç\'te büyük gişe başarısı kazanan ve İskandinavya\'da fırtınalar koparan bu metal tadındaki film belli bir ilgiyi hakediyor. Dünyadaki seyrinin aksine gecikmeli bir şekilde Türkiye macerasına başlayan bu vampir-romansının Türkiye\'deki akıbetiyse kuşkulu görünüyor. Genel geçer seyircinin pek de yüz vermeyeceği soğuk ve mesafeli dili, yavaş kurgusu ve özdeşlik kurulamayacak karakterleri nedeniyle Türk seyircisine hazmı zor bir hikaye sunan filmi, belli bazı çevrelerin seveceğineyse kuşku yok.
Korku filmi izlemek isteyenleri tuhaf bir romantizm içinde boğan, bu da yetmezmiş gibi hikayesini türlü altmetin girdapları içinde bulmacaya çeviren bu filmi tanımlamak oldukça güç. Buz gibi bir vampir draması da diyebiliriz, ucu bucağı belirsiz, sapkın bir aşk hikayesi olarak ta algılayabiliriz. Ne dersek diyelim filmin belli bazı grupları derinden etkilediği bir gerçek. 2009 yılında özellikle Avrupa\'daki ve ABD\'deki film festivallerinde birbirine zıt tepkiler alan film, zamanla Donnie Darko misali sessizce kült bir filme dönüştü. Korku filmi meraklıları kadar sanat filmi sevenlerinde ilgisini çeken bu donuk ve mesafeli film ülkesi İsveç\'te ateşli tartışmalara konu olmuştu. Özellikle muhafakazar çevreler tarafından çocuk pornosu yapmakla suçlanan filmin arka fonunu oluşturan vampir küçük kız ve küçük oğlan arasında zaman zaman cinselliğe varan yakınlaşmalar barındıran bu tuhaf hikaye, birçok insanın algılamakta zorluk çekeceği kadar itici bir fonda ilerliyor. Esasen bir roman uyarlaması olan Gir kanıma, korku filmi meraklıları için fazlasıyla durağan, normal dramlardan ve aşk hikayelerinden hoşlananlar içinse katlanılamaz ölçüde tuhaf bir hikaye anlatıyor. Belkide yüzyıllardır küçük bir kız bedeninde yaşayan vampir kız, ona aşık küçük oğlan çocuğu ve kızın babası olup olmadığı meçhul yaşlı tuhaf bir adam filmin hikayesinin belkemiği. Yurtdışında hararetli tartışmalara neden olansa küçük kızın bir süre sonra aslında cinsiyetsiz olduğunun ortaya cıkması (ki filmin başında ben kız olmasam beni yine sever misin sorusuna dikkat) ve baba olduğu iddia edilen adamla vampir kız arasındaki örtük aşk hikayesi. Ensest ve çocuk pornosu iddialarının temelini oluşturanda işte tam bu tartışmalı görüntüler ve sahneler.
Muhafazakar grupların sapkınlık suçlamaları, korku fanları ve festival meraklılarının ele avuca sığmaz ilgisi derken film şu sıralar kült mertebesine ulaşmış durumda. Ama akla takılan sorularsa şunlar, bir zamanlar Donnie Darko\'nun fazlasıyla parlatılan hikayesi ve muhteşemliği gibi Gir kanıma\'da bir ceşit tuzak film mi? Belli bazı güzellikler ve fikirler barındırmasına rağmen bu ve bunun gibi filmler aslında konjüktüre uygun zamanlarda, belli bazı çevrelerin ilgisine mazhar olarak şişen dev balonlar mı? Pekala bütün bunlar olabilir. Kimi zaman stratejik hilelerle, kimi zamansa kendiliğinden egosu şişirilmis hikayelerle arzı endam eden bu ve buna benzer gri filmlere kanmamak için gözleri açık tutmakta fayda var. Gir Kanıma\'daki onca sessizliğinin ve tuhaflığının altında derinden derine yatan itici bir narsizm var aslında. Sırf daha entellektüel görünmek adına araya sos olarak konulmus küçük çocuk şiddeti, örtük ensest iliski ya da küçük çocuklar arası yaşanan vampirlik filmin metaforlarından ziyade seyircinin ilgisini çekmeye yönelik basit belli kalıplaşmış numaralar. Filme haksızlık yapmamak adına yine de şunları belirtmekte fayda var; gir kanıma belli standartların üstünde bir görselliğe ve eli yüzü düzgün bir teknik altyayapıya sahip. Ama bu filmi muhteşem yapıyor mu? Yanıt koca bir hayır.
Korku ve dramla harmanlanmış, üstüne aşk sosu eklenmiş, ısrarla tuhaf olma iddiasındaki bu vampir filmini zamanı bol olanlara öneriyor, geri kalanlara allah sabır versin diyoruz. İyi seyirler...