Avatar sadece tüm zamanların en pahalı filmi olma ünvanını taşımıyor üzerinde...O belki de tüm zamanların en çok beklenen filmi ki bu beklentinin doğuracağı sonuçlar hususuda küçük harfler kifayetsiz kalabilir. Film, vizyona girmeden önce ve sonrasında zaten basın için "mezelik" kıvama getirildi. Asparagas haberler, meraklı izleyicinin beklentisini daha fazla kamçılar diye düşünülebilir fakat bu haberlerin filme zarar vermemesi işten bile değil! Filmin maliyetinin 350 milyon dolar olduğunu yazıp çizenler mi dersiniz yoksa daha il haftadan bütün biletlerin tükendiğini bas bas bağıranlar mı...Ağzı olan konuşur diye bir deyim var ya, işte o kelimenin tam anlamıyla Avatar üzerinde dönen kem kümleri açıklayacak bir deyim...
Film hakkında şu sıralar envai çeşit yorum okuyacaksınız. E kolay değil tabi, aylar süren açlığın üzerine yapmış olduğu bir miktar hazımsızlık söz konusu olacaktır bazı bünyelerde. Bütün eleştirmenlerin ve izleyici kitlesinin odağında olmak kolay bir iş değil! Kurtlarla Dans, Son Samuray, Karanlık Şehir, Matrix ve daha pek çok ağabeyinin kopyası olmakla suçlanacak, senaryodan haz etmeyenler Cameron\'a ateş püskürecek hatta bir adım daha ileri giderek "görsel altyapısı dışında hiç bir artısı olmadığını" iddia edecekler. Tabii filmin büyüsüne kapılıp, IMAX rüzgarı ile oraya buraya savrulan bir kitle de olacak...İşte bu noktada ilk kitlenin arasında bir an önce sıyrılıp, ikinci kitlenin ayinine geç kalmamakta fayda var zira Avatar, ticari sinemanın en eğlenceli örneklerinden biri!
Elbette eksiklikleri ya da samimiyetsizlikleri yok diyemeyiz. Herşeyden önce bazı karakterler son derece incelikli işlenmiş olmasına rağmen bazıları havada kalıyor. Üstelik gelecekte geçen bir hikaye olmasına rağmen - şimdilik - öncesi hakkında pek malumatımız olmadığı için sağlıklı çıkarımlar yapamıyoruz. Tamam, insanlar aç gözlüdür bunu ön kabul olarak alalım ama ne oldu da salt kötülükten caymayacak kadar gaddar bir canavara dönüştüler? Kendi gezegenlerini nasıl yok ettiklerini bilmek için zaten kahin olmaya gerek yok! Fakat Pandora gezegenine yolları nasıl vardı? Burada maden olduğunu nasıl işittiler? Bu ve benzeri sorular üçleme olacak olan serinin devamında açığa kavuşturulabilir elbette! O halde beklemek gerek!
Filmin IMAX dışındaki teknolojik getirisi, performans yakalama tekniğini bir kaç adım ileri götürüyor olması kanımca...Zira Pandora gezegeninin yerli halkı Na\'vi lerin mimiklerinde neredeyse en ufak bir sırıtma dahi yok! Her karesinin ayrı ayrı işlendiği zaten filmin ilk sahnesinden itibaren alenen belli ediyor kendisini...Bütün bu detaylar dışında da Avatar oldukça başarılı ve eğlenceli bir film...Epik film sıkıntısı çektiğimiz şu günlerde ilaç maiyetinde olduğunu söyleyebiliriz. Elbette ticari bir film olmasının da belli başlı sorumluluklarını taşıyor bu sebeple konunun ilerleyişi ya da diyalogların sıradanlığı bazı izleyicinin gözüne batabilir. Fakat biraz da insaflı olmakta fayda var, bu bütçedeki bir filmin, daha büyük riskler alarak gişesinden olması da en az filmin içeriğindeki diyaloglar kadar gerçeklikten uzak olurdu.
Sonuçta Cameron\'un Pandora hakkında anlatacağı uzunca bir hikaye var...Öyle ki 166 dakika bile bu hikayede belli başlı açıklar bırakabiliyor. Avatar\'ı bir öncü olarak alırsak, yönetmenin iddiasındaki "devrim" hareketini gerçek anlamda sinemaya taşıması bir süre daha alacak fakat inkar etmemeliyiz ki Avatar "yarının sinema anlayışını" şekillendiren filmlerden biri olarak adını bir köşeye kazıyacak...Bize düşen ise bu rüya aleminde ayaklarımız yere değmeden savrulabilmek...Şimdiden iyi seyirler!