Aşk Bahçesi
6,2/10
(20 oy)
15
kullanıcı bu
filmi izledi
filmi izledi
7
kullanıcının
favori filmi
favori filmi
Aşk Bahçesi Filminin Konusu
David Amram'ın güçlü müziğinin ilk notalarından ve Bud'la (ilk rolündeki Warren Beaty) Deanie'nin (Natalie Wood) gürüldeyen bir şelalenin yanı başında bir arabanın içinde öpüştükleri ilk görüntülerden itibaren, Aşk Bahçesi, en başarılı Hollywood melodramlarının cazibesinin bir özeti gibidir. Toplumun baskıladığı tutkular (öykü 1928'de Kansas'ta geçer), her şiddetli renk, ses ve hareket patlamasında, yeri değiştirilmiş biçimde ifade bulur. Duyguların bastırılması bu filmin her anında mevcuttur, insanları korkunç, işlevsiz yönlere sürükleyen bir güçtür bu. Erkekler başarılı ve maço olmak zorundayken, kadınlar bekaretle fahişelik arasında seçim yapmak zorundadır. Tıpkı Barbara Loden'in unutulmaz biçimde canlandırdığı, Bud'un kalender, özgür kız kardeşi Ginny gibi.
Bu filmleri de beğenebilirsiniz

Saksı Olmanın Faydaları
Dram

Devlerin Aşkı
Dram, Western

Not Defteri
Romantik, Dram

Asi Gençlik
Dram

Across The Universe
Dram, Romantik, Fantastik

Uzaktaki Anılar
Dram, Romantik

Charlie İş Başında
Komedi, Dram, Romantik

Okuyucu
Dram, Romantik

Skipped Parts
Komedi, Dram, Romantik

Gençliğin En İyisi
Dram, Tarih, Romantik

A Summer Place
Dram, Romantik

Çılgın
Komedi, Dram

The Private Lives Of Pippa Lee
Komedi, Dram, Romantik

Zaman Yolcusunun Karısı
Dram, Romantik, Fantastik

Muhteşem Yaratıklar
Fantastik, Dram, Romantik

Brokeback Dağı
Dram, Romantik

Rüzgar Gibi Geçti
Dram, Savaş, Romantik

Benim Güzel Idahom
Dram

Aşk Her Yerde
Komedi, Romantik, Dram

Seçimler
Komedi, Dram

Kuzen Bette
Komedi, Dram, Romantik

Malena
Dram

Arıza
Dram, Komedi, Romantik

Doğru Hamle
Romantik, Dram

Latter Days
Dram, Komedi, Romantik

Georgia Yasası
Dram, Komedi, Romantik

Kefaret
Dram, Romantik

Matrak Akademi
Romantik, Komedi, Dram

Romeo ve Juliet
Dram, Romantik

Yi Yi
Dram

Duygudan da Öte
Dram, Romantik

Duvara Karşı
Dram, Romantik

Eve Dönüş
Komedi, Dram, Romantik

Gün Doğmadan
Dram, Romantik

İlk Aşk
Dram, Romantik

İyi Bir Kız
Dram, Komedi, Romantik

16. Doğum Günüm
Komedi, Romantik

The Jane Austen Book Club
Komedi, Romantik

Hayatımın Çalımı Beckham
Komedi, Dram, Romantik

Hastayım Sana
Komedi, Dram, Romantik

Pembeli Güzel
Romantik, Dram, Komedi

Gençlik Yılları
Dram

Çalınan Hayatlar
Dram, Romantik

Youth in Revolt
Komedi, Romantik, Dram

Devdas
Dram, Romantik

The Witnesses
Dram, Romantik

La confusion des genres
Dram, Komedi, Romantik

Öfkeli Aşıklar
Komedi, Dram

Gurur Dünyası
Dram, Romantik

İnsan Lekesi
Dram, Romantik
Filmi Ekleyen: cinemaparadiso
Hata Bildir
Listeme Ekle
veya
Yeni Liste Oluştur
Liste ismi en az 3 karakter olmalıdır!
Film Afişi

Yorumlar (6)
Geçmişimize , anılarımıza acılarımıza ... başımızda kavak yellerinin estiği zamanlara doğru güzel bir yolculuğa çıkmak gibi :)
Hüzünlü bir tebessüm gözlerimizde ....
" Deanie , canım .. Onu hala sevdiğini düşünüyor musun ?
" Hiçbir şey bir saat öncesine dönmez görkemli çimenlerde . Çiçeklerin zaferi .
Kederlenmeyiz .. Geride bıraktıklarımıza karşı güçleniriz .. "
Ne kadar zor da olsa .......
İzlenilmeye değer harika bir yapım :)
Çiçeklerin mağrur olduğu günler geride kaldı.
Üzülmek, yas tutmak yok
Çünkü biz anılarımızla güçlüyüz artık.”
Film, orijinal adını İngiliz şair William Wordsworth (7.4.1770 / 23.4.1850) un şiirindeki bir dizeden alıyor. “Of splendour in the grass, of glory in the flower” (İhtişamlı otların içinde, zafer çiçeğin olacak)… “Gençlik Biterken” adıyla da bilinen film 1920 lerin sonunda geçiyordu ve aşkın acısı üzerineydi.
Pulitzer ödüllü yazar William Inge, senaryoyu gençliğinde duyduğu yaşanmış bir öyküden yola çıkarak kaleme almıştı. Film “En İyi Senaryo” Oscarı kazanmıştı. Natalie Wood’un da En iyi kadın oyuncu Oscar adaylığı var. Bu hüzünlü öyküde Natalie Wood ve Warren Beatt’yi gencecik halleriyle izlemekte sinemaseverler için kaçırılmayacak bir fırsat.
1928 senesinin Kansas’ında orta halli bir ailenin kızı olan Wilma lisede okumaktadır, ailesi bilhassa annesi hayli muhafazakar ve baskıcıdır. Wilma, arazisinde petrol bulunduktan sonradan zengin olan Ace Stamper (P.Hingle) ın oğlu Bud’a (W. Beatty) deliler gibi aşıktır. Bud’da Wilma’ya aşıktır ama Bud el ele tutuşmaktan ve sadece öpüşmekten fazlasını istemektedir. Wilma bilhassa annesinin “Erkekler kendileriyle her yere gelen kızlara saygı duymazlar, erkekler iyi kızları kendilerine eş olarak seçerler” sözü ile “evlenmeden olmaz” görüşündedir. Bir gün Bud, bu sebeple Wilma’yı terk eder. Wilma bunalıma girer. Burada çevre baskısı da yönetmen Kazan tarafından çok iyi yansıtılır. Bud, ziraat okumak istemektedir, ama babası baskıyla onu Yale’e gitmeye ve mühendis olmaya zorlamaktadır. Bud Wilma ile hemen evlenmek isterken, babası “başka kızlarla da takıl” diyerek kızdan uzaklaştırmaya çalışır. Bud babasının gölgesinde kalmış, onun sözüne karşı çıkamamış, kendi kararlarını kendisi alamamış birisidir. Kız kardeşi Ginny (B. Loden) babasına isyan eden tek kişidir evde ama onun da hayatı allak bullaktır, anne çaresiz ve sessizdir. Wilma’nın aileside son derece sorunludur. Gelirleri sınırlıdır, Ace Stamper’in şirketinin hisselerine paralarını yatırmış ve her gün ne kadar kar ettiklerinin hesabını yapmaktadırlar. Bud’ın Wilma’yı terk ettikten sonraki durumunu gören ailesi kızlarının durumuna olumlu yaklaşmak yerine “o çocukla şey yapmadın değil mi? Bozuk değilsin değil mi?” lafları Wilma’yı delilik raddesine getirir, çaresiz kalan aile Wilma’yı uzun bir süreç alacak akıl hastanesine yatırmak zorunda kalırlar. Bud’da babasının baskısıyla Yale’e gider. Aşıklar tamamen ayrılmıştır artık. Film bir gençlik aşkını anlatmaktadır. Dönemin, ortam, şartlar ve koşulların belirlediği bir aşk hikayesinin son derece hüzünlü hikayesini. “Külkedisi” masalı değildir anlatılan, mutluluk yoktur öyküde, bir şeyi öğrenirler; “acı”nın büyümenin bir parçası olduğu… Filmin sonu hüzün yumağı gibidir. Bud ve Wilma’nın karşılaşması. Wilma doğruyu yapar, Bud’a gider gözlerine bakar “geçti mi?” diye. Buna ihtiyacı vardır, yeni bir adım atabilmek için.. Ve Wilma’nın okuduğu şiir dökülür sonunda..”Hiçbir şey bir saat öncesine dönmez, görkemli çimenlerde. Çiçeklerin zaferi. Kederlenmeyiz, geride bıraktıklarımıza karşı, güçleniriz”
Filmde “Tanrıyla pazarlık yapamazsın” ve “Korktuğumuz duygular bazen bir hiçe dönüşür” replikleride dikkat çekiyor. Son derece kaliteli bu yapımı kaçırmayın mutlaka izleyin diyorum…
Bu filmin hüzünlü hikayesine, kaçan sevgiye, sevgiliye, yalnızlığa, acılara… çok yakıştığını düşündüğüm, değerli yazar Murathan Mungan’ın “Aşkın Cep Defteri” nden bir alıntıyla bitirmek istiyorum…
“Ya biz, binde bir karşımıza çıkan dostluk, arkadaşlık, sevgililik fırsatlarını ne yapıyoruz?
Akşamüstünün gölgeli bir saatinde, yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşacağımız, omuzumuza dolanan bir kolun, başımızı yaslayacağımız bir omuzun, belimizi kavrayan bir elin, uzun yollara dayanıklı ayakların sahibi karşımıza çıktığında, tanıyabiliyor muyuz onu? Değerini biliyor; biricikliğini, benzersizliğini anlayabiliyor muyuz? Yoksa hayatı sonsuz, fırsatları sayısız sanıp, kendimizi hep ileride bir gün karşılaşacağımızı sandığımız bir başkasına, bir yenisine ertelerken hayat yanımızdan akıp geçiyor mu?.. Karşımıza erken çıkmış insanları yolumuzun dışına sürerken, bir gün geri dönüp onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz?
Hayat her zaman cömert davranmaz bize, tersine çoğu kez zalimdir. Her zaman aynı fırsatları sunmaz. Toyluk zamanlarını ödetir. Hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostlukların, savurganca harcadığımız aşkların, hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün. Bir akşam üstü yanımızda kimsecikler olmaz. Ya da olanlar, olması gerekenler değildir.
Kedilerin özel bir anını yakalamak gibidir kendi hayatımızdaki olağanüstü anları ve olağanüstü kişileri yakalamak. Bazılarının gelecekte sandıkları “bir gün…” geçmişte kalmıştır oysa…