1915. Savaş yılları, Anadolu’da bir köy. Eli silah tutan herkes savaştadır. Köyde sadece ihtiyarlar, kadınlar, sakatlar ve çocuklar kalmıştır. Bir gün Yemen’den yaralı bir asker döner köyüne. Amacı evine uğramak karısını çocuğunu görmek sonra Çanakkale’ye gitmektir. Ama bu hayalini gerçekleştiremeden ölür.Hatice, kocasının bu hayalini gerçekleştirmek için henüz 13 yaşında olan oğlunu babasının yerine Çanakkale’ye göndermek ister ama köye gelen gönüllü toplayıcıları çocuğu küçük olduğu için kabul etmezler. Hatice ise bu konuda kararlıdır. Bir gece kurbanlık koç gibi oğlunun başını kınalar ve oğlunu da yanına alarak yola çıkar. Gerekirse Çanakkale’ye kadar yürüyecek ve Kınalı Hasan’ını orduya teslim edecektir. Uzun zorlu bir yolculuk başlar. Yolda asker kaçaklarıyla, eşkiyalarla, mal kaçıran ağalarla, aç ve hasta insanlarla, kadınların cenaze taşıdığı köylerle karşılaşır. Derken Çanakkale’ye giden bir asker grubuna rastlar ve oğlunu onlara teslim eder. Kınalı Hasan’ını birliğe teslim eden Hatice köye dönmek üzere yola çıkar fakat yolculuk sırasında yolunu kaybeder ve bir uçurumdan düşer. Gözlerini açtığında yaşlı bir çiftin evindedir ve hafızasını kaybetmiştir.
Devamını Oku