Henri-Pierre Roche’nin yarı otobiyografik romanından uyarlanan “Jules et Jim”, iki yakın arkadaşın ve aşık oldukları kadının yıllar boyunca süren ilişkilerini konu alıyor. 1900’lü yılların başında Fransa’da tanışan Jules ve Jim kısa zamanda yakın arkadaş olurlar.Bir gün Yunanistan’a yaptıkları gezi sırasında gördükleri eski bir heykelden çok etkilenen Jules ve Jim, Fransa’ya döndükten sonra yüzü, gördükleri heykele benzeyen Catherine adında bir kadınla tanışırlar. Daha sonra, bu üç karakter arasında yıllar boyunca sürecek ve zaman ilerledikçe yön değiştirecek bir dostluk ve aşk başlar.
Jules ve Jim
7,9/10
(79 oy)
86
kullanıcı bu
filmi izledi
filmi izledi
82
kullanıcının
favori filmi
favori filmi
Jules ve Jim Filminin Konusu
Bu filmleri de beğenebilirsiniz

Kolera Günlerinde Aşk
Dram, Romantik

Across The Universe
Dram, Romantik, Fantastik

Gençliğin En İyisi
Dram, Tarih, Romantik

Kayıp Nişanlı
Dram, Romantik, Savaş

İngiliz Hasta
Dram, Romantik, Savaş

Göl Kenarında Bir Ay
Komedi, Dram, Romantik

Carrington
Tarih, Dram, Romantik

Gurur Dünyası
Dram, Romantik

Kuzen Bette
Komedi, Dram, Romantik

The Life And Death Of Colonel Blimp
Savaş, Dram, Romantik

Madame Bovary
Dram, Romantik

Duvak
Romantik, Dram

Brokeback Dağı
Dram, Romantik

Not Defteri
Romantik, Dram

The Rainbow
Dram, Romantik

Rüzgar Gibi Geçti
Dram, Savaş, Romantik

Gün Doğmadan
Dram, Romantik

Devlerin Aşkı
Dram, Western

Güzellik Çağı
Komedi, Dram, Romantik

İnsanlar Yaşadıkça
Savaş, Romantik, Dram

Agatha and the Storm
Komedi, Romantik

Rüya Bilmecesi
Komedi, Dram, Fantastik

Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
Dram, Romantik

İnsan Lekesi
Dram, Romantik

İnsanlık Suçu
Dram, Romantik, Suç

Malena
Dram

Dünyanın Sonundaki Ev
Dram, Romantik

Adventureland
Komedi, Dram, Romantik

Aşkın Son Mevsimi
Dram, Romantik

Loving Couples
Dram

Paris, Seni Seviyorum
Dram, Romantik

Kefaret
Dram, Romantik

Madame Bovary
Romantik, Dram, Tarih

The Private Lives Of Pippa Lee
Komedi, Dram, Romantik

Su
Dram, Romantik

Rachel Evleniyor
Dram, Romantik

Tuval Bedenler
Dram, Romantik

Devdas
Dram, Romantik

Kwaidan
Korku, Fantastik, Dram

Dark Blue World
Aksiyon, Dram, Savaş

Aşkın Kitabı
Romantik, Dram

Soğuk Dağ
Savaş, Tarih, Macera

Georgia Yasası
Dram, Komedi, Romantik

Duvara Karşı
Dram, Romantik

Pearl Harbor
Savaş, Romantik, Tarih

Benim Güzel Idahom
Dram

Cahil Periler
Dram, Romantik

Tutkunun Şairleri
Dram, Romantik

The Elective Affinities
Romantik, Dram, Komedi
Filmi Ekleyen: cinemaparadiso
Hata Bildir
Listeme Ekle
veya
Yeni Liste Oluştur
Liste ismi en az 3 karakter olmalıdır!
Film Afişi

Yorumlar (17)
Anlatılmaz izlenirgillerden.
Filmin bir kadının ve ona bağlı iki erkeğin farklı ilişkilerini anlattığını, ayrıca Jules ve Jim arasında değişmeden kalan sevgi ve arkadaşlık hislerini ve ilişkilerini anlattığını söyleyebiliriz. Kendi adıma bu ilişkinin bana itici geldiğini söylemem gerek, bu anlamda filmi izlerken yer yer sıkıldığım oldu, beni ahlaki anlamda gerdiğini, ve bu yüzden yeterince keyif alarak izleyemedim, ancak karmaşık şeyleri anlamak, sindirmek zaman alabilir, bu açıdan buada hikayesi anlatılan ilişkilerin mahiyeti konusunda tam bir yargıya varamasam bile anlatılması, hikaye edilme, sinemalaştırılması anlamında etkileyici bir görsellikle kotarıldığını söylemem gerek. Truffaut kalbimi zaten 400 Darbe ile kazanmış, Piyanisti Vurun filmiyle bu sevginin raslantı olamayacağını göstermişti. Jules ve Jim'le beraber artık çok iyi bir yönetmenin sinema dünyasına girmiş olduğumu düşünüyorum.
Bu filmden; dünya gerçeklerini, aşkın gerçekliğini, duyguların çeşitli olduğunu, sevginin zor olduğunu, aşikarlığın yoğun olduğunu, insanların aşka muhtaç olduğunu mu çıkarmak gerekiyor? Kurgusu itibari ile izlediğim en berbat filmdi. Bu Fransızlar, gelenekleri sanırım hep böyle; saflık namına hiçbir unsur yok! Bakınız yazıyorum ,efendim: 3 insan, pardon 4 insan var.. 3 erkek de bir kadına aşık. Kadın hepsini deniyor; birinden ilham alıyor, diğerine duygularını saçıyor, bir diğeri ile birlikte oluyor; tüm bünlardan sonra da gelip sevgiden, aşktan bahsediyor! İnanın hiç izlenilesi, değer verilesi, unutulmayası bir hikayesi yok. Ondan bundan çocuk yapmakla nereye varılır ? Bu nasıl gerçeksiz, dayanaksız, saçma sapan bir iş! İşte bu anlatımı güzel, müzikleri harika; yer yer sıkan siyah beyaz Fransız filmine karşı incelemem... Yüksek bir puanı hak etmiyor. 5
Derin,cesur, kendinden emin karakterlere sahip, bazı sahneleri ile oldukça hoş hissettiren, bazı sahneleri ile iç gıdıklayan, başarılı bir film. İç gıdıklıyor, çünkü karakterlerin bir çok insana ters gelecek durumda bile sakin kalmaları, durumun aksine yol izlemeleri, bunu basit bir şeymiş gibi yapmaları, bu kadar da olmaz dedirtiyor insana. Ha bir yandan da canı cehenneme tüm kuralların, ahlak ve toplumsal normların, falan filanların deyip, kendi bildiklerini okumaları, sadece aşka teslim olmaları, aşka saygı duymaları ( Ki özellikle son sahnede, Jules cephesinden bakınca vay be abicim bu nasıl aşka saygı duruşudur dedirtir, düğme iliklettirir )hayranlık uyandırmıyor değil. Aşka yükselişte, her türlü manyaklığı yapacak kadar kafaları uçuk, ruhları bedenlerine sığmayacak kadar taşkın ve özgür. Kendine özgü sahneleri ile tüm fransız yeni dalgacılar üzerinde etki bırakacak olan "bir kız iki erkek" hikayesinin anlatıldığı klasiktir izlenmelidir. Ayrıca İlber Ortaylı nın genç okurlarına tavsiyesidir.
-Jules' e kalsa onların küllerini birbirine karıştırıp tepeden savururdu...
“Catherine, hep küllerinin tepeden rüzgara savrulmasını istemişti... ama bu yasaktı”- Film bu sözleri ile perdeyi kaparken ben Nazım Hikmetin en sevdiğim şiirini mırıldanıyordum.
(Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi,beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
ki içinde beni görebilesin
Fedakarlığımı anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
Bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor… Nazım Hikmet )