Edi

EDİ

Açılış sahnesinin güzelliğiyle anlatım olarak sade bir dilin sinyalini vermiş olan film, hurdacılık yaparak geçimlerini sağlayan Edi ve Jurek isimli iki arkadaşın hayatlarındaki acı dolu bir dönemi anlatıyor. Her şey yolundayken kendilerini kötü bir olayın merkezinde bulan iki gariban insanın bu durum karşısındaki çaresizlikleri de göze sokulmadan usul usul anlatılmış.

İçkiye fazlasıyla düşkün olan kekeme Jurek'in aksine, vaktini kitaplara ayırarak sorgulayıcı bir yaşamı seçen Edi, aslında pek alakadar olmadığı durum karşısında da en büyük cezayı çeken isim olacaktır. Bu talihsizlik karşısında sesini yükseltmek şöyle dursun ağzını bile açmadan olan biteni kabullenmesi de Edi'nin kendi hayat görüşüyle alakalıdır. Gerçeğin ne olursa olsun gün yüzüne çıktığı, susmanın da bir karşı koyma olduğu ve yoksulluğun her zaman güçlülerin ayakları altında paspas görevi gördüğü, Edi'nin bilgeliği ve duruşuyla izleyiciye aktarılmak istenmiştir.

Güzel görüntüler ve hoş müzikler ile yoksulluğun ve güçsüzlüğün ne demek olduğunu göze sokmadan, duygu sömürüsü yapmadan anlatmayı seçmiş, katıldığı festivallerden birçok ödül almayı başarmış, durağan ama etkili bir Polonya yapımı. Avrupa sinemasından hoşlananlara tavsiye ederim.

"Hayat lanet bir aceleyle devam ediyor..."