Away From Her

Ayrılık ,affetme ve intikam.Bunların bu filmle ne alakası var denebilir.Evet konu birbirini çok seven çiftimizden Fiona adlı kadın karakterin adım adım ilerleyen ve tedavisi dünyada hala bulunamamış bir hastalık olan alzheimer hastalığı ve de hastanın evde bakımı mümkün olmadığından ötürü lüks bir kliniğe yatırılışını anlatıyor gibi gözükse de hikayenin özünde tıpkı yıllar önce Özlem Tekin'in şarkısında olduğu gibi "Aşk her şeyi affeder mi?" sorusu var. Evet bu filmde karısını çok seven ve daha ölmeden yitip giden eşine karşı duyduğu büyük aşkı izliyoruz.Ama bu aşkın içinde yıllar önce yaşanmış ve eşi Fiona tarafından hiç unutulmamış bir ihanetler zinciride bulunuyor.İhanet olayında Fiona’nın da dediği gibi 3 çözüm olabilir.Birincisi aldatan kişi boşanır ve eşini aldattığı kişi ile evlenir.İkincisi aldatılan kişi bu ihanete dayanamaz ve boşanırlar.Üçüncü seçenekte ise bu olay hiç yaşanmamış gibi hayatlarına devam ederler.Ama bu elbette aldatmanın yaşandığı gerçeğini ortadan kaldırmaz.Ve bu gerçek belli bir süre bastırılsa da bir gün tekrar su yüzüne çıkar.Filmde de üçüncü şıkkın yaşandığı bir garip aşk öyküsünü izliyoruz.Bu içinde intikam olan acılı aşk hikayesini üzüntü vericide olsa beğendiğimi söyleyebilirim.Ama herkese göre bir film olmadığını da belirtmeliyim. O yüzden ben filmi izlerken sıkılmasam da sabırlı bir şekilde izleyebilecek kişilere filmi önerir,izleyecek olan arkadaşlara da iyi seyirler dilerim.

Alzheimer bence en kötü rahatsızlık türlerinden biri. İnsanın bütün yaşamını, kim olduğunu, en yakınını ve bir anda ne yapacağını , nerde olduğunu.nereye gideceğini unutması büyük boşluğa düşmek gibi bir şey olsa gerek. Filmde bu hastalık 44 yıllık büyük aşkla birbirine bağlı bir çiftin yaşamını bir anda değişmesine sebebiyet verir. Kliniğe yatırılan eş kurallar gereği bir ay birbirini göremez . Sonrasında ise bambaşka bir durum ortaya çıkıyor. Fiona kocasını hiçbir şekilde hatırlamadığı gibi gibi bir başkasına aşık olmuştur. Grant ise bitmez tükenmez sabırla her gün eşini ziyaret eder. Kendisine ufakta bir zaman dilimi ayırması ise için saatlerce bekler. Umutlarını yitirme noktasına gelen Grant eşinin aşık olduğu adamın klinikten ayrılması ile Fiona tam yıkım sürecine girer. Grant eşinin bu durumu karşısında ona karşı fazlasıyla kibar, nazik saygılı bir insan modeli çizer. Eşi için elinden gelen her şeyi yapan Grant Fiona’nın aşık olduğu adamın kliniğe geri dönmesini bütün zorluklara rağmen sağlar. Final sahnesi Fiona söyledikleri Alzheimer’ın sebebi mi , Grant düşündüğü gibi geçmişin intikamı mı , yoksa bir aylık süreç mi şimdi ne olacak sorusuyla izleyiciyi baş başa bırakıyor

baya ağır bi dramdı. filmin hakkında hiç bişey bilmiyodum. filmin başında yaşlıları görünce yaşlılar olucak başrolde herhalde dedim. ama hiç soğumadım, genellikle gençler oluyo böylesini izlemek benim içinde değişiklik oldu. çoğu genç aşk filminde olmadığı kadar çok duygulandım. ağlatan bol bol sahnesi vardı. filmin böyle ilerlemesini hiç beklemezdim, bir ay görüşememek nelere sebep oldu ve ne sonuçlar doğurdu. karısı için yaptıkları şeyler çok güzeldi. karısının mutlululuğu ve akıl sağlığı için kendi eliyle o adamı hastaneye geri götürüşü çok romantikti. beklemediğim kadar güzel bi filmdi ve aklımda yer eden filmlerden olucağa benziyor.