The Djinn

Nihayet Hollywood da bir cin filmi çekti. Bizden kötü etkilenmişler. Şimdi sırada Yeşilçam ürünü bir şeytan çıkarma filminde. Senaryo şöyle: İçine şeytan girmiş bir Urfalı kadının içinden şeytanı çıkarmak için diyanet işleri bir imam gönderir. İmam elinde Kur'an, zemzem suyu ve Kabe örtüsünden bir parça ile Urfa'ya gider. Şaka bir yana, ne şeytan insana girer, ne cin çarpar. Hristiyan inancında olan şeytanın insana girmesi olayı neden Çin'de veya Uganda'da yok? Çünkü bu bir masal. Neden bir Kentacky'liyi veya Brezilyalıyı cin çarpmaz? Çünkü yok öyle bir şey. İslam açısından da cin diye bir şey yok, desek yanlış olmaz. Bizden milyarlarca ışık yılı uzaklıkta bulunan Andromeda galaksisi yok, desek yanlış olmaz. Zira şu anda Andromeda Galaxisi'ne bir şey olsa biz bunu onbinlerce yıl sonra öğreneceğiz. Cinler de öyle. Kur'an'a göre asla insanlarla iletişim kuramazlar, zarar veya fayda veremezler. Tamamen farklı bir boyuttaki varlıklar. Öyleyse onları yok da sayabiliriz. Göremediğimiz, hissedemediğimiz, bilimsel olarak varlığını ispat edemediğimiz, sadece varlığını bildiğimiz varlıklarla ilgili anlatılanlar ise masaldan öte bir anlam taşımaz. Salt bu varlıklardan korktukları için psikiyatrik vakaya dönüşen, akıl sağlığını kaybeden insanlar var. İşte bunlara "İçine cin girmiş." deniliyor. Oysa bunlar tedavi edilmesi gereken psikiyatrik hastalar. Peki, cinlerin varlığını iddia edenler, bunlarla ilişki kurduğunu, evlendiğini anlatanlar kimler? Bunlar ya akıl hastası, ya da insanları kandırarak insanlardan nemalanan şarlatanlar. Cinci hoca diye geçinen, hiçbir baltaya sap olamamış kişiler, cinlerle ilişki kurduğunu iddia ederek toplumda yer edinmeye, korku salmaya çalışırlar. Lütfen bu insanlara itibar etmeyelim.