Till Death

Son derece tahmin edilebilir bir işleyişi olmasına rağmen, başından itibaren sağlam bir gerilim düzlemine oturtuyor kurgu izleyiciyi özellikle karakter diyalogları üzerinden bu çıkmaz nitelikli şekilde sağlanıyor Film boyunca, Emma ile Eşi arasında bir tekinsizlik olduğunu sezdim ama ne olduğunu tam çıkaramadım.Buna ek olarak; kurgunun asıl aksiyon aldığı ana mekanı inanılmaz iyi seçilmiş.Filmin çekildiği sezonun kış olması bu tarz yaz/göl evi işlevine sahip binaları daha tekinsiz kılıyor.Muhtemelen kurgunun daha baskın olabilmesi için mekan olarak böyle bir yapı tercih edildi diye düşünüyorum.Evin müthiş bir subliminal mesaj içerdiğini söylemeden edemem.Hiçliğin ortasında, içi sıcacık bir dekora sahip ev ama 4 cinayete kucak açıyor..Tıpkı Emma ve kocasının asla öğrenemediğimiz istismarlarla dolu evliliğinin içi gibi.

Film Emma ve Kocasının evliliğinin hangi açıdan yaralıyıcı olduğu, Emma'nın neden kocasından bu kadar çekindiği mesajı izleyiciye hiç verilmiyor.Bence bu kurgunun eksik yanı.Adamın ne derece psikopat olduğunu asla öğrenemiyoruz.Sadece bireysel olarak çıkabileceği limit kendisini vurdugu zaman ve eve diğerlerinin gelmesini planladığı zaman hızlıca veriliyor izleyiciye.

Diğer bir ana nokta ise; Biz asla Emma'nın neden saldırıya uğradığını öğrenemiyoruz.Film boyunca bölük pörçük bilgiler veriliyor bize ama bunların altı ana kısımları birleştirmemizi sağlayacak kadar geniş değil.Buna rağmen Emma'nın sadece eşini gizlice aldattığı için kocası tarafından böylesine sadist şekilde istismar edilmeye açık bırakılması bir açıdan tutarlı değil çünkü filmin bir sahnesinde Emma eşinin de kendisini aldattığını ve bunları görmezden geldiğini ifade eden bir günah çıkarma sahnesi seyrettiyor izleyiciye.Kısaca karşılıklı birbirini aldatan bir çiftin, sadece aldatma bazlı diğerini katletmek istemesi bir açıdan tam tutarlı kalmayabilir.


Film ilerledikçe dahası var mı? diye düşündüm.Bence Emma'nın eşinin bunu yapmasının çok fazla ters köşe yapan bir nedeni olmalıydı.Yeterli done vardı ama senarist sanırım iyi şekilde bunları birleştirememiş..


Yalnız söylemeden edemem kendisini öldüren kocaya kelepçeli bırakılma fikri inanılmaz iyi..Bütün ev boyunca kocasını sürükleyen ve kurtulmak için çabalayan Zeki kadın Emma iyi bir feminizm sembolü.. Bu filmin başında bize sunulan dişi ve burjuva kadın imajının altından böylesine süzülen bir keskin zeka olduğu mesajını vurguluyor.Evde tek kesici alet yokken kelepçeden kurtuldu, gelinliğini ayagına soğuğu geçirmemesi için sardı, arabanın deposunu teknede bulduğu benzin bidonu ile doldurdu, kötü adamları golf sopasıyla nakavt etti ve daha niceleri.. İyi bir feminizm ideolojisi var burada.Tutarlı ve keskin.

Ama yinede sonunun basit bir elmas fikrine bağlanmasındansa, daha karışık ve şok eden başka bir detaya bağlanmasını isterdim.

Megan Fox rolü taşımamış, Everest'e çıkarmış..

Bunun üstüne başında av olan ama sonra avcıya dönüşen mağdur kadın rolü kolay kolay gelemez.