The Closet
7,1/10
(5 oy)
13
kullanıcı bu
filmi izledi
filmi izledi
3
kullanıcının
favori filmi
favori filmi
The Closet Filminin Konusu
Ani bir kazada karısını kaybeden mimar Sang Won ve kızı Yi Na, yabancılaşmış ilişkilerini yeniden kurmak için yeni bir eve taşınır. Sang Won, Yi Na'ya yaklaşmaya çalışır, ancak ilişkileri zar zor iyileşir. Bir gün, Yi Na yeni bir arkadaş edindiğini söyledikten sonra neşelenmeye başlar. Ancak, Yi Na'nın dolabından garip sesler gelmeye başlar ve anormal davranmaya başlar. Ve bundan kısa bir süre sonra, Sang Won da garip rüyalar görmeye başlar ve kızı aniden kaybolur. Sang Na, Yi Na'yı ararken, Yi Na'nın ortadan kaybolan ilk kişi olmadığını ve son 10 yıldır diğer 32 kayıp çocuğu aradığını söyleyen Kyung Hoon adında gizemli bir adamdan bir telefon alır. Sang Won ve Kyung Hoon daha sonra Yi Na'yı bulmak ve kayıp çocukların gizemini çözmek için güçlerini birleştirir.
Filmi Ekleyen: Hanryvolt
Hata Bildir
Listeme Ekle
veya
Yeni Liste Oluştur
Liste ismi en az 3 karakter olmalıdır!
Film Afişi

Yorumlar (6)
Uzak doğu sinemasının özellikle korku öznesi olarak çocukları kullanmasının özel bir nedeni var mı ? Bilmiyorum.Özellikle Garez serisinin furyası ile beraber ortaya çıkan ''Aile-Çocuk'' ikilemi hala devam ediyor.Film görsel açıdan sizi doyuracak bir yapıya sahip değil hatta yer yer sıkabilir bile.Uzak doğu kültürüne/etimolojisi(Din bilgisi) hakim olmayan bizler için, özellikle filmin ruhani boyut/ gidiş/geliş kısmını tamamen anlamlandırma şansımız düşüyor.
Filmi sevmemin tek nedeni: Mesajının çok sağlam verilmesi.Özellikle filmde ana evil karakterimizin bu hale gelmesinin sebebinin babası tarafından öldürülmüş olması durumu fazla ciddi bir gerçekliğe dokunuyor.Aslında mesaj ciddi derin..
Karakterimiz babasının onu ölüme terk ettiği dolabın içerisinde ruhani anlamda kazandığı güç ile(ölümünden sonra ya da ölüm esnası bilgisi verilmiyor) yıllarca farklı farklı evleri gezip dolapların içlerinden çıkarak aslında her anlamda istismar edilen çocukları ailelerinden kaçırıyor. Bi nevi aslında bunca ailenin kaybı, çocukların bir noktada kazanımları çünkü her ne kadar biz finale kadar görmesekte, çocukların fiziksel/psikolojik olarak canlarının yakıldığını öğreniyoruz.Aslında alınan her çocuk, ailesinin mağduru.
Kısaca: Dışarıdan normal duran ailelerin, evlerinin içinde çocuklarına neler yapabildiğini acı şekilde öğreniyoruz ve bence bu noktada ''giysi dolabı'' bir sembol..Her şeyin içinde yaşandığı/yapıldığı, kapılarının kapalı tutulduğu o ev'in sembolü.
Bu bize ayrıca bir bilgi daha sağlıyor: Her aile kendi şeytanını kendi yaratır.Bunun mesajı küçük kız çocugu üzerinden dehşet sağlam verilmiş.Çocuklarına davranış şekliniz, onlara gösterdiğiniz şiddet gelecek için psikopatlar/katiller doğmasına sebep olabilir. Çocuk bir aynadır.Karşısına ne çıkarırsan, onu yansıtır.
Filmin ana sonu bize bu mesajı veriyor hemde 2 saniye ile.. Bir baba bilinçlendi ve çocugunu kurtardı ama toplum hala evlatlarına kötü davranmaya devam ediyor..ve biz finalde yine sırtı mahvolmuş(muhtemel şiddet mağduru) bir çocugun dolabın önünde dönüştüğünü görüyoruz.. Her şey başa sarıyor..
Toplumun düzelmesi için, 1 çocugun kurtulması yeterli değildir.Toplumun her bireyinin kurtulması için, herkesin aynı anda - aynı şekilde hareket etmesi gerekir.
Aile olmak üzerine, toplumun kendisini sorgulaması adına enfes bir film.
Not: ''Ebeveyn olmak'' istismar'ı içinde barındırmaz.
Şiddet/istismar çözüm değildir.
İYİ SEYİRLER..