İz

Dünya prömiyerini Berlin Film Festivali’nde yapan İz, Gümüş Ayı ödülünü kazandı. Fantasia Film Festivali’nden de En İyi Film ödülüyle dönen film, Olga Tokarczuk'un romanından sinemaya uyarlama. Film boyunca Polonya doğasına doyuyor izleyici, Duszejko karakterine hayat veren Agnieszka Mandat-Grąbka'nın sempatikliği de uzun süresine rağmen filmin içinde kalmanızı sağlıyor. Özellikle hayvan hakları konusunda içerdiği mesajları, bir hayvan sever olarak ilgi çekici bulduğumu da eklemek istiyorum. Finale doğru yapılmak istenen ters köşe şaşırtsa da filmi vermek istediği mesajdan uzaklaştırıyor, geniş zamanda şans verilebilir...

Fragmanları dönmeye başladığından beri merak ettiğim bir filmdi. Bildiğim kadarıyla her sinemada vizyona girmedi. Girse bile uzun süre vizyonda kalmadı. Yani haksızlık edildi bence böyle duyarlı bir yapıma. Evet herkesin kendi adaletini vermeye çalışması kaos yaratabilir. Doğru olmayabilir ama hayvanların da bir canı ve ruhu olduğunu unutuyoruz biz insanoğlu olarak. Ne yaşayacakları bir doğa bıraktık onlara ne de mutlu olabilecekleri bir ortam sağlıyoruz. Hani düşünemiyorlar ya hayvanlar sözde hani bu ne kadar zeki canlılar olduğumuzu düşünerek kendi egomuzu şişirme yöntemimiz ve hepimiz çok iyi insanlarız ya. Öyleyse o mükemmel zekamız ve iyilik dolu kalplerimizle hayvanlar için bir şeyler yapalım. Ama yapmıyoruz. Yaptığımız tek şey avlanmak. Sokaktaki köpeğe tekme atıp bir kediyi korkutmak ya da çok acı ama hayvanlara tecavüz etmek. Sanırım biz insan olamıyoruz. Ve bunu bağıran onlarında canının olduğunu söyleyip hayvanlar için yasa çıkarılmasını hayvanlara zarar veren insanlara cezai yaptırım uygulanmasını isteyen insanlara bu filmde ki kadına baktıkları gibi deli gözüyle bakıyorlar. İşte tam bu nedenlerden dolayı filmi çok beğendim. Karakterler sığ idi ama anlattığı şey çok iyiydi 7.5/10 .