Look Who's Back

"Hitler kıytırık bir onbaşı iken nasıl oldu da koca bir devletin başı olabildi" , "hitler günümüze gelse ne olur? tarih tekerrür eder mi sizce?" sorusuna yanıt veren beklentilerin üzerinde çok iyi bir alman filmi. başlarken absürt komedi bir şey sanıyoruz ancak zaman ilerledikçe görüyoruz ki aksine oldukça ciddi bir yapım.
intiharı sonrasında hitler, kendisinin de bilmediği bir nedenle günümüze ışınlanır ve almanyasının içler acısı hâlini , özellikle partisizlik ve lidersizligini görünce yeniden alman halkının lideri olmaya karar verir...
çoğu filmde yahudilerin ve batının hitler'i aptal, tek başına bir işi beceremez, soytarı bir karakter olarak gösterdiği malûm, burada ise manipülasyon, ikna yeteneği ve politik zekasını gerçekten görüyor ve hissediyoruz. hatta çoğu yerde "adam haklı" bile diyoruz.
sık sık güldürse de belgesel tadında olan ve halkın arasında çekilen kimi doğaçlama sahneler oldukça düşündürücü. başrol oyuncusu oliver masucci'in performansı ise takdire şayan. oliver masucci, sahnelerinin bir parçası olarak halkın arasına adolf hitler olarak çıkmakta. sivillerden gelen tüm tepkiler gerçek ve masucci'nin diyaloglarını doğaçlama.

tabi bazı sorunları da var:
hitler bir türk gazetesi gördüğünde şöyle der: "demek osmanlı imparatorluğu savaşı çevirmeyi başarmış. türklerden böyle bir başarı beklemezdim!" malumunuz osmanlı imparatorluğu birinci dünya savaşı'nı kaybettikten sonra çoktan çökmüş, yerini 1923'te ikinci dünya savaşı'na bile katılmayan türkiye cumhuriyeti almıştı. hitler'in bu gerçeğin farkında olduğu bilinmektedir ve hatta bazı akademisyenler nazilerin türkiye cumhuriyeti'ne yol açan türk devrimi'nin lideri atatürk'ten büyük ölçüde ilham aldığını iddia etmektedir.
(referans: "atatürk in the nazi ımagination" stefan ıhrig, harvard press.)

filmde hitler bir televizyon seti gördüğünde çok şaşırmış görünüyor ve televizyonu "propaganda için büyük bir olanak" olarak nitelendiriyor. ancak televizyon onun için yeni bir şey değildir, zira 1935 yılında nazi almanyası'nın kendi televizyon istasyonu "fernsehsender paul nipkow" vardı ve bu istasyon dünyadaki ilk düzenli televizyon istasyonlarından biriydi, nazi newsreels ve nazi parti filmleri de dahil olmak üzere birkaç saat boyunca düzenli günlük program yayınlıyordu. ancak bu filmde, daha sonra tv programındaki performansında da belirtildiği gibi, bu mecranın günümüzde nasıl kullanıldığına ve yayın içeriğine dair duyduğu tiksintiyi vurguluyor olabilir.

---------------------------------------
"benden kurtulamazsınız.
ben sizin bir parçanızım.
hepinizin."
---------------------------------------