Yolun Sonu

YOLUN SONU

“Herkes bir şeye inanır. Yapacağımız tek seçim neye inanacağımızdır. Paraya ve maddiyata taparsanız eğer, hayata anlam kazandıran para ve maddiyatsa sizin gözünüzde, sahip olduklarınızla asla yetinmeyeceksiniz. Kendi bedeninize, güzelliğinize, cinsel çekiciliğinize taparsanız mütemadiyen çirkin hissedecek ve zaman ile yaş kendini belli etmeye başladığından mezara girmeden önce milyonlarca kez öleceksiniz. İktidara taparsanız zayıf hissedip korku duyacak, bu korkuyu yenmek için iktidarınızı daha da kuvvetlendirecek başkalarını ezme ihtiyacı duyacaksınız. Zekanıza, zeki bilinme arzusuna taparsanız sersem gibi hissedecek, insanları kandırdığınızı, her an foyanızın ortaya çıkabileceğini düşüneceksiniz. Bu gibi şeylere tapmanın hileli tarafı bunların kötü ya da günah olması değil, bilinçsiz gelişmesidir. Bunlar olağan ayarlardır.” D.F.W

İnsanın derinliklerine ışık tutan pek çok konferans vermiş, bir çok insanı bunalım bataklığından kurtarmayı başarmış, yazdığı romanlarla üst düzey bir zekaya sahip olduğunu kanıtlamış ve bazı kitaplarının başka dillere asla çevrilemeyecek olduğu konusunda yayınevlerinin, çevirmenlerin ve editörlerin sinir harbi yaşamasına sebep olmuş, antidepresanlarla, şok tedavileriyle, depresyonla senelerce savaşıp tüm denemelerine rağmen hayata daha fazla tahammül edemeyip ironik olarak kendi ipini çekerek intihar etmiş Amerikalı bir yazardır David Foster Wallace...

Wallace'ın dehasını ve deliliğini bir kenara bırakıp filmden bahsedecek olursak; yazarla birlikte söyleşi yapmak için bir süre yazara yoldaş olan yazarın/editörün gözünden dahil oluyoruz filme. Ama Wallace'ın kafasının içinde taşıdığı çukura ayna tutmaya yetmiş mi peki film? İdare eder... Foster Wallace'ı bilenler, sevenler ve intihar etmiş yazarlarla yakından ilgilenen edebiyat sevenler adına ya da bir yazarla söyleşi yapma konusunda işin tekniğini ve psikolojisini merak edenler için iyi bir film sayılabilir. Ve son olarak da; Jason Segel mı? Mimikleriyle, oyunculuğuyla David Foster Wallace'ı resmen bir kostüm gibi giymiş.